Eve vardığımda hava çoktan kararmıştı. Yatağımın içine girdiğimde ancak üşüdüğümü hissettim.
"Elanur, al kızım papatya çayı yaptım sıcak sıcak iyi gelir."
Her hava soğukken dışarı çıktığımda annemden hasta muamelesi görüyordum.
"Tamam anne, koy şöyle kenara içerim birazdan."
"Sogutmadan iç hemen kızım, sıcak sıcak iyi gelir." Hiç birşey demedim annem de birkaç saniye beni süzdükten sonra dışarı çıktı.
O kadar halsizdim ki gözlerimi kapattığımda saniyeler içinde uykuya daldım.
~~~
Gözümü çalan alarmımın sesi ile açtım. Saat sabah sekiz di.
Bugün yeni okuluma kaydımı yaptıracağımız için babam erken kalkmamı söylemişti. Dolabımı açıp mor kazağım ile kot pantolonumu giyinip odamdan çıktım, babam ve annem hala uyuyordu. Onlar uyurken kahvaltıyı hazırlamaya karar verdim, masayı hazırladıktan sonra annem ve babamı uyandırdım. Kahvaltımızı yaparken sessizliği annem bozdu.
"Ela, derslerini dinle eve geç kalma kızım. Okulun ilk günü diye kendini salma. Derslerini güzelce dinle eve gel, tamam mı?" Annem bu uyarılarını eski okulumda da maalesef yapıyordu, ben sıkıldım annem sıkılmadı bu uyarılardan.
"Anne, tamam ya zaten hep öyle yapıyorum."
~~~
Babam yeni okulumun önüne koyduğunda kalbimin hızlandığını hissettim. İlk başta okulu süzdüm. Gerçekten okul hakkını veriyordu. Karataş Koleji. Babama veda ettikten sonra beklemeden okula yürüdüm. Müdüre kaydımı zaten yaptırmıştım fakat birkaç bilgi daha vermem gerekiyormuş onlarıda verdikten sonra beklemeden sınıfıma geçtim. Sınıfımın 11/B olduğunu söylemişti.. Kapının önüne geldiğimde kalbimin hızı iki katına çıkmıştı. Kapıyı çaldım ve içeriden 'gel' sesini duyunca beklemeden kapıyı açtım.
"Buyurun, kime bakmıştınız?"
"Ee, şey hocam ben bu sınıfa yeni geldim de."
"Aa evet evet bugün gelecektin sen değil mi? Gel sınıfa bekleme orada." Hoca konuşmasını bitirdikten sonra farkettim kapının kenarından konuşuyordum.
Sınıfa girdiğimde tüm gözlerin bende olduğunu hissettim. Heyecanımı ne kadar bastırmaya çalışsamda pek beceremiyordum.
"Arkadaşlar sessiz olalım! Bakın size bahsettiğim arkadaşınız bu. İsmin Elanur du değil mi?"
Evet hocam, Elanur."
"Tamam boş bulduğun bir yere otur." Sınıfta gözüm ilk kimsenin oturmadığı bir sıra aradı ve buldum da pencere kenarında en köşede, tam istediğim gibi. Sıraya oturduğumda önümdeki iki oğlan arkasını dönüp beni süzmeye başladı, ardından birisi konuştu.
"Yanlız Elacığım burası dolu."
"İki kişi mi oturuyor?"
"Hayır ama onun haricinde kimse oturmuyor yani o oturmasını istemiyor."
"Peki o kişi gelince beni istemezse kalkarım, ve doluysa burada oturan kişi nerede?"
"Şey o bazen geç gelir, bazense beraber herkesten önce geliriz."
"Peki anladım." Dedikten sonra ikiside önünü döndü. Sınıfa geleli yaklaşık yirmi dakika olmuştu ve sıkıldığım için kitabıma resim çizmeye başlamıştım. Resmime devam ederken kapı çaldı fakat kafamı kaldırıp bakmaya üşendiğim için kafamı kaldırmadım. Birkaç saniye sonra sırama iki elin vurması ile yerimden zıpladım. İlk sırada duran ellere sonra ellerin sahibine baktım. Tek kelime ile şok, evet şoka girmiştim, ve size yemin edebilirim ki karşımdaki sima da birkaç saniye şoka girmişti. Ardından o kendini toparlayıp konuşmaya başladı.
"İlk başta bankımı şimdi de sıramı mı istila ettin?" Dedikten sonra kendimi toparlayıp konuşmaya başladım.
"İstila filan etmedim, burada senin oturduğunu hatta bu sınıfta senin okuduğunu bilseydim adım atmazdım. "Kaşlarını kaldırıp devam etti,
"Git o zaman. Hadi çık git artık öğrendin bu sınıfta okuduğumu hadi kalk." Galiba bu söyledikleri zoruma gitmişti hatta galiba değil, baya baya zoruma gitmişti. Dayanamayıp ayağa kalktım fakat şu an bu sınıf hariç bir yere gidemezdim. Çantamı aldıktan sonra yanı boş olan gencin yanına oturdum. Hiç sormadan oturmuştum fakat o bundan memnun gibi sırıtıyordu.
"Şey, oturdum ama sorun olur mu?"
"Yok canım ne sorunu, bir şey olmaz." Gülümseyip önüme döndüm.
Teneffüs zili çaldığında kantina inmek için ayağa kalktım, tam o sırada Doğan ın önünde oturan iki oğlan bana doğru gelmeye başladılar. Yanıma geldiklerinde ilk birbirlerine baktılar, sonra biri konuşmaya başladı.
"Ya Elanur bişey soracağız."
"Tabii, ne soracaksınız?"
"Ya Doğan öyle insanlar ile hiç konuşmaz yani bir beni tanır bide Çınar'ı tanır. Yani yanlış anlama ama siz nereden tanışıyorsunuz?" Söyledikleri gülmeme neden olmuştu, ardından kafamı olumsuz şekilde sallayıp cevap verdim.
"Biz Doğan ile tanışmıyoruz, dün tesadüfen aynı banka oturmuştuk ve tartışıp ayrıldık. Yani tanışmıyoruz."
"Ha yani aynı banka oturmuştunuz oradan tanışıyorsunuz, doğru mu anladım?"
"Yav öyle olmuş işte Fatih uzatma dön sırana."
"Off tamam be. Gidiyorum sırama." Demekki bunlar Doğan ın arkadaşlarıymış. Pekte umurumda değil hatta hiç değil.
~~~
Çoktan kantine varmıştım fakat sıra o kadar uzundu ki en az yarım saat beklemem lazımdı. Sıkıldığım için telefonumla uğraşırken önüme birkaç kişinin geldiğini fark ettim. Kafamı kaldırıp baktığımda Doğan ve arkadaşları olduğunu anladım. Tam itiraz edecektim ki Doğan arkasını dönüp bana baktığında nefesimin kesildiğini fark ettim. O kadar keskin ve ciddi bakışları vardı ki siz olsanız sizinde nefesiniz kesilirdi. Ardından o önünü dönünce bende sıradan çıkma ihtiyacı hissettim, çünkü o kadar sıra vardı ve bide bu gereksizler önüme geçince tam olmuştu. Birkaç dakikaya zil çalıcaktı ve ben çok acıkmıştım. Sıraya gözümü süzdükten sonra sıranın başlarında Semih'in olduğunu gördüm.
(Semih yanında oturduğum çocuk.)
Hemen onun yanına gidip parayı uzattım.
"Bana iki tost ile meyve suyu alır mısın?"
"Tabii alırım." Paramı verdikten sonra biraz geriye çekilip Semih'i beklemeye başladım. Aradan iki üç dakika geçtikten sonra Semih geldi, tost ve meyve suyumu verdikten sonra beraber yukarı çıkmaya başladık. Ne ben tek kelime ettim nede o. Tam sınıfa gireceğimiz sırada bir kişi omzuma çarpması ile yere yapışırken Semih beni tuttu. Kimin çarptığını görmeden doğruldum şaşkınkınlıkla etrafıma bakarken Semih konuşmaya başladı.
"Doğan'dı. Sana çarptı ama eminim ki bilerek çarpmamıştır."
"Başkası çarpsaydı zaten şaşırırdım!" Bu söylediğim onun hoşuna gitmiş olacakki sırıtma ile yetindi.
Sınıfa girdiğimde ilk Doğan'a baktım o ise bana değil direkt karşısına bakıyordu. Umursamadan sırama geçip oturdum. Son dersinde hızlıca bitmesi umuduyla tostumdan bir ısırık aldım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜSTÜ KAPALI BANK
RomanceBu bir Üstü kapalı bank hikayesi. Tüm herşey bir bank ile başladı ve tüm herşey bir bank ile sonlandı. Bu Elanur ile Doğan'ın hikayesi. Herkesin gözü önünde ve herşey apaçık bir şekilde. Sevginin asaleti ile bu yolda daha ne kadar dayanabilirlerki...