Gözlerimi kahkaha sesleri ile açtım. Koridorun ortasında birkaç kişi gülüşerek birşeyler konuşuyordu. Sesler sınıfa doğru yaklaşırken sırada dikleştim ve kim gelecek diye bekleyemeye başladım. O sırada içeriye Doğan ve arkadaşları girdi. Beni dibime gelene kadar fark etmemişlerdi. En sonunda Doğan ile göz göze geldik fakat hiçbir tepki vermeden öylece bakıyordu. Fatih ile Çınar da fark edince sınıfta hiç ses yoktu. Bu uzun sessizliği Fatih bozdu
"Edanur sen niye erken geldin?"
"Birincisi Edenur değil elanur, ikincisi hiçgitmedim ki erken geleyim!"
"Ne! Nasıl yani, hiç gitmedim ki derken?" dedi Çınar.
"Gitmedim işte tabii isteyerek değil yanlışlıkla"
"Artık yerimden kalksanda otursam değil mi yeni kız!"
Öküz.. Öküz.. Öküz.. Tam bir salak! Ya bu nasıl bir insan!
Doğan'ın cümlesi ile ayağa kalkmaya çalıştım. Evet yani çalıştım taki kendimi yerde bulana kadar.
Allah benim incinen ayağıma, beceriksizliğime ve Doğan ın öküzlügüne lanet etsin!
"Edaa!.. Ahaha kız nasıl becerdin yere düşmeye gerçi düştünmü yapıştınmı tartışılır ama.."
Yere düşmem yetmiyormuş gibi birde Fatih gülünce iyice yerin dibine girdim.
"Yaa Eda değil Ela ve ne gülüyorsun be! Dün gece sende okulda tek kalsaydın ayağın incinmekle kalmaz birde sı*ardın!"
"Tamam Elanur gel kalk hadi, uğraşıyor işte."
"Öff ne bağırıyorsun ya buda kulak ama, tamam kaldıysan kaldın uzatma!"
Ben seni öyle bir uzatacağım ki.. neyse.
Doğan'ın bağırması ile gözüme gelen yaşların akmaması için canımı veriyordum. Ben tüm gece burada tek başıma daha doğrusu bir psikopat ile baş başa kalayım o burada bana bağırsın adalet nerede çok uzaklarda olmamalı.
"Tamam" dedim fakat ne kadar çabalasamda içimdeki duygular sesime yansımıştı.
"Tamam Doğan bağırma sende, Elanur sen anlatsana şu olayı nasıl oldu da okulda kaldın?"
"Boşver."
Dememle ağrıyan ayağıma rağmen koşarak sınıftan çıktım.
Bugün okulda durmak isteyeceğimi sanmıyorum.
Yüzümü yıkadıktan sonra saçımıda düzeltip sınıfa doğru hızla yol aldım.
Sınıfa girdiğimde üçününde sorgulayıcı bakışlarıyla karşılaştım. Hiçbir şey demeden çantamı alıp sınıftan çıktım.
Tam koşarak çıkıyordum Semih ile çarpıştım. Çarpıştığım için ani hareket edince bileğim acıdı ve istemsiz olarak ağzımdan bir inleme çıktı.
"Ne oldu Elanur bir şey mi oldu. İyimisin?"
"İyiyim iyiyim, sonra görüşürüz!"
"Nereye daha yeni başladı gün?"
"Eve." Dedim ve daha fazla bir şey demesine fırsat vermeden çıkış kapısının yolunu tuttum.
~~~
Eve gitmek yerine hep gittiğim kafeye gitmeye karar verdim.
Kafenin önüne geldiğimde ilk ismine baktım Doksanlar Kafe
İçeri girdim ve buranın sahibi olan ve bir yandan da çalışan çocukluk arkadaşıma doğru yol aldım. Tabiikide buraya gelmemin en önemli sebeplerinden birisi Göktuğ!
"Naber!"
"Aa Esra sen mi geldin?!"
" Eveet!" Uzun zamandır konuşmuyorduk.
Bu arada bana Esra demesinin sebebi var çocukken ben ona Göktürk dermişim o bana Esra yani karıştırma falan yok korkmayın :)
"Gel otur kahve getireyim."
"Yok diyemeyeceğim valla Göktürk."
"Tamamdır en sevdiğinden, hemen geliyooor."
"Tamam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜSTÜ KAPALI BANK
RomantiekBu bir Üstü kapalı bank hikayesi. Tüm herşey bir bank ile başladı ve tüm herşey bir bank ile sonlandı. Bu Elanur ile Doğan'ın hikayesi. Herkesin gözü önünde ve herşey apaçık bir şekilde. Sevginin asaleti ile bu yolda daha ne kadar dayanabilirlerki...