4.Oyun

14 2 1
                                    

En zor anlarda gidecek bir yerlerinizin olması sizi nasıl hissettirirdi? Ya da hiç öyle hissetiğiniz oldu mu?

Benim böyle bir anım vardı artık ve bu durum göğüsümü vahşi pençesiyle tırmalıyordu.

Kanıyordum.

Koyu kırmızı kan gövdeme doğru son sürat, kendine güçlü bir nehir oluşturuyordu. Elimi göğsüme koydum farkında olmadan, ıslaktı.

Zehirli hisle çepe çevre sarılmıştım.

Damarları dolduran kan misali, yalnızlık ruhuma ilmek ilmek işliyordu.

Edim'in elini hissettim aniden kolumun üzerinde. Ve karanlığın sökülüşünü, kanaların silindiğini..

Ona doğru döndüğümde karanlık ormandan çıkışa doğru yürüyüp gelmiştik. Önümüzde uzan yol boştu ve tek bir araba dışında ortalıkta kimse yoktu. İç çektiğimde Edim'in eli benden uzaklaştı. O karanlığın yeniden göğsümün üzerine çöreklendiğini hissediyordum ki durdu ve tamamen bana döndü.

Siyah dağınık saçları ve üzerindeki kıyafetleri benimki gibi hâlâ ıslaktı. Ara sıra kafasında düşündükleri yüzünden kaşları çatılıyor ve sonra düzeldiği gibi dudağının kenarında beli belirsiz bir gülümseme konuyordu. Ancak bu daha çok kafasındaki planları uyguladıktan sonra hissedeceği gururun timsali gibi görünüyordu.

"Böyle eve gidemezsin," benim ıslak ve darma dağın halimi süzüp başını araçtan düşen şoföre çevirdi. "Önce bize gidelim, üzerini değiştir, sonra.."

Onu tok sesimle kestim. "Sonra, annem ve Kaya'yı burdan gitmeleri için ikna edeceğim. Konuştuğumuz gibi." Hızlıca başıyla onayladı. Sonra eliyle yolu işaret ettiğinde önden adımlayarak orta yaşlı şoförün açtığı kapıdan içeri geçip, ona kafa salladım teşekkür anlamında. Edim, diğer taraftan dolanıp araca bindiğinde adamda ön koltuktaki yerine geçmişti. Edim onun omuzuna arkadan yumuşakça dokunduğunda, "Şu an oturduğumuz eve." Dedi beni şaşırtarak.

Her halda ne sanmıştın, dedi o an iç sesim. Eski bir mafya üyesi olsa da o adamların ne kadar para kazandığı tahmin edile bilirdi, akıllı bir zihin tarafından.

Araba çalıştı, herkes sustu, ancak zihnim tüm yol boyu durmaksızın gereksiz şeyler üzerinde düşünüp iyice ağrıttı başımı. En son girdiğimiz karanlık ve temiz sokaklarda ara sıra görünen gösterişli evlerin bir birinden farklı mimarı yapısını kendimce puanladığımda oraya yaklaştığımızın farkındaydım. Tam da bunun düşünürken adam aracı susturdu ve iki katlı, dış cephesi duman grisi rengindeki evin önünde araçtan indik.

"Lavin'in evi. On sekizine bastığında ona hediye etmiştim."

Edim'in söylediği şeyle her iki ön tarafında da güller dikilmiş evden uzaklaşan bakışlarımı ona diktim. Aracın sıcaklığıyla o neredeyse kurumuştu ancak benim hâlâ saç dillerimde ıslaklık kendini belli ediyordu.

Gülümsedim. "Güzelmiş. Onun tarzına da yakışmış."

"Çiçekleri kast ediyorsan," dedi sakince. "Evet, çok sever." Gözlerinde geçen parıltı bakışlarını saçlarıma çıkardığında ışığı söndü. "Ama ıslak insanları sevmez." Kıkırdadığımda eliyle bana yavaşça dokunup istikamet verdi. "Hastalanmayalım."

Ona uyarak evin ön kapısından içeri girdim. Edim, ışığı yaktığı gibi salonun sadeliği yüzüme tokat misali çarptı. Koyu mavi koltuklar, sehpa ve kenarda uzun bir masa vardı. Duvarların sadece birinde, masanınım hemen arkasında, manzara fotoğrafı ve yine ikinci kata götüren merdivenler.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 07, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mafyanın Masum YüzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin