|Yanımda Kal|
Yorgunlukla gözlerimi açtığımda odada olduğumu fark ettim. Tüm bedenim yatağa gömülü gibiydi, kalkmak çok zordu. Dün gece bardan saat 12'ye gelirken ayrılmıştık. Biraz Gece Bahçesi'nde oturmuştuk, ardından Min Ho, Lu Yin uyuyakaldığı için onu odaya taşımıştı. Biz de Hera ile biraz sonra kendi odamıza dönmüştük.
Aslında fazla içmemiştim ama ortam ve müzikler yormuştu beni. Derin bir iç çekişin ardından kendime gelmek için gözlerimi birkaç kez sıktım. O sırada göğsümdeki baskıyı hissedince kafamı eğdim. İster istemez gülümsemiştim. Hera bana sıkıca sarılmış ve kafasını göğsüme yaslamıştı.
En son ne zaman böyle uyumuştuk? Hatırlamıyorum bile...
Elimi saçlarına götürüp okşamaya başladım. Tüm kavgalarımıza rağmen hislerim azıcık bile değişmemişti ona karşı. Ondan hoşlanmaya başladığım ilk gün bi' koruma duygusu dolmuştu içime. Kollarım arasına alıp kimsenin ona bulaşmamasını sağlamak istemiştim. Kampüste kafeteryaya bizim yanımıza geldiğinde hep benim yanıma otursun diye bir sandalyeye çantamı koyardım.
Onu sürekli görmek isterdim.
Dersim olmadığı günlerde bile onu görmek için bir bahaneyle okula gittiğimi hatırlıyorum. Hatta kendime kızardım ne ara bu kadar aşık oldum diye. Çünkü önceden hep Min Ho ve Lu Yin ile dalga geçerdim. Onlardan beter olmuştum.
Lu Yin sayesinde hislerimi kabullenip Hera'ya açıldığım gün... Rüya gibiydi.
"Chan? Burada ne yapıyorsun?"
Harbiden burada ne yapıyorum ben ya! Lu Yin'in gazına gelip daldım fakülteden içeri, mal gibi kaldım şimdi, iyi mi oldu?
Utanarak elimi enseme götürdüm, "B-ben sana bir şey söyleyecektim. Aslında dışarı çıkıp konuşsak daha iyi olur."
Kafasını salladı, "Tamam. Benim de dersim bitmişti zaten, kafeteryaya gidelim-"
"Yok! Orası olmaz. Min Ho ve Lu Yin orada."
"Daha iyi ya işte."
Tabii, ben senin karşında mal gibi kalırken onlar bizi izleyip gülsünler.
"Başka bir yere gitsek daha iyi olacak."
Hera şaşırmıştı. Anlamayan gözlerle bakmaya başladı, "Tuhaf davranıyorsun Chan. Kötü bir şey mi oldu?"
Derin bir of çekerek elimi saçlarımın arasından geçirdim. Niye bunu söylemek bu kadar zordu? Alt tarafı seni seviyorum diyecektim-... Düşününce bile kolay gelmiyordu.
Hadi Chan, yapabilirsin. O da seni seviyor, senin için buraya geldi. Korkma.
"Hera-ya... Ben..."
Of!
"Ben senden hoşlanıyorum!" birden konuştuğumda gözleri kocaman açıldı, "Hayır, seviyorum. Çok seviyorum, uzun zamandır. Yani uzun zamandır dediysem yanlış anlama, üniversitenin ilk yılından beri. Sonuçta sen ortaokulda Moon San Ha'dan hoşlanıyordun ve o zamanlar böyle bir şeyim yoktu, y-yani seni sadece arkadaş olarak görüyordum. Ama şimdi-... "
Ben ne anlatıyorum ya?
Hera hala şaşkın şaşkın bakarken iç çektim, "Of... Demek istediğim; sen San Ha'dan hoşlanırken sana karşı bir hissim yoktu. Aptal bir aşk üçgeninin içinde değildik yani. Ama sonra nasıl oldu bilmiyorum... Buraya gelmenle başladı her şey. Lu Yin de buraya benim için geldiğini söyleyince..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vacation | Bang Chan
FanfictionNasıl anlatılır? Çok yakınımda sanki, ama dokunmaya kalksam aramıza uçurumlar girecekmiş gibi hissediyorum. Çok uzak, ama bi' elini tutsam her şey tamam olacak. İşte, garip. Tarif bile edemiyorum. Her şey; karşıma çıkan tatil broşürü ile başladı. "S...