3 | Fights Continue

2.3K 235 432
                                    

|Kavgalar Devam Ediyor|

Sabah kahvaltısına inerken Hera'nın elini tutmaya niyetlenmiştim tabii bana hala soğuk davranmıyor olsaydı...

Yine de dert etmedim. Sonuçta buraya aramızı düzeltmek için gelmiştik ve bolca vaktimiz olacaktı. Aceleye getirmeye gerek yoktu. Ona istediği kadar zaman verecektim.

Açık büfeye indik fakat çok dolu olduğu için yan taraftaki kahvaltı salonuna girdik. Buradaki kahvaltı menüleri de fena değildi. Ayrıca mekanı beğenmiştim. Otelin arka tarafında kaldığı için gölgelik ve ferah bir yerdi. Tahtadan platformun üzerine kurmuşlardı. Yarı cam olduğu için içerisi bayağı hava alıyordu. Arka planda The Go Gos- Vacation çalıyordu. Bu şarkıya ben de Hera da bayılırdık. Mekana antika havası vermek için de tahta direklere plaklar asmışlardı.

"Ne yemek istersin?"

Güneş gözlüğümün üzerinden bakıp sordum, Hera da kendi gözlüğünü kafasına takmıştı ve ciddiyetle menüyü inceliyordu. Bu haline sessizce güldüm, okuduğu şey ne olursa olsun kaşları böyle çatılır ve ciddiyete bürünürdü ama farkında olmazdı.

O kararını verirken ben onu inceledim biraz. Dün havuz kenarında güneşlendiği için yanmıştı. Bembeyaz cildi şimdi yer yer pembeliklerle kaplıydı. Özellikle yanaklarının ve burnunun kızarması ona çok yakışmıştı. Bunu daha önce de söylemiştim ona, Jeju'ya tatile gittiğimizde. O zamandan beri güneş kremi kullanmıyordu.

"Chan?"

Deminden beri bana seslendiğini fark edince kafamı iki yana sallayıp yerimde doğruldum, "Pardon dalmışım. Evet, neye karar verdik?"

Siparişlerimiz geldikten sonra kahvaltımızı yaparken bugün ne yapacağımız hakkında konuştuk. Ben akşamki Lee Seung Chul konserine katılmayı önermiştim. Otelin bar kısmında olacaktı. Hera ise karaoke gecesine gitmek istiyordu. Eğer erken gidersek karaokeden sonra konsere geçebilirdik. Bu ikimize de mantıklı gelmişti. Fakat akşama kadar nasıl vakit geçirecektik onu bilmiyorduk. Çok fazla etkinlik vardı.

Yan masadaki çiftin -muhtemelen bizim yaşlarımızdaydılar- konuşmalarına şahit olunca, Hera dikkatini onlara vermişti.

"Dün sana biraz sert çıkıştım, umarım bana kızmamışsındır? Seni etrafta göremeyince endişe ettim." dedi adam. Karısı ise iç çekti, "Yine de bunları konuşurken ses tonumuza dikkat etsek iyi olur. Senin de benim de."

"Haklısın bir tanem, özür dilerim." adam, kadının elini tuttuğunda kadının yüzü gülmüştü. Gözlerimi onlardan çekip Hera'ya baktım. Hala bakmaya devam ediyordu ve yüzünde buruk bir gülümseme vardı.

"Hera?"

Bana dönerken, "Ne kadar güzeller değil mi? Bizim aksimize kavgayı sürdürmek yerine işi tatlıya bağlamasını biliyorlar." dedi. Zorlukla yutkundum, bakışlarındaki kırgınlık kendimi kötü hissettiriyordu.

"Biz... Biz de deniyoruz."

"Hm, daha önce de denedik ama şimdi durum farklı değil? Umarım bu sefer başarılı oluruz."

Çatalımı bırakıp kollarımı masaya yasladım, "Hera, buraya sorunlarımızı halletmek için geldik ve ben başarabileceğimize inanıyorum. Neden sen de biraz çaba göstermek yerine böyle yapıyorsun?"

"Ne yapıyorum Chan?"

"Beni çıkmaza sokuyorsun!" derin bir nefes aldım ve ekledim, "Geleli daha bir gün oldu ama şimdiden sıkılmış gibisin. Ne yapacağımı şaşırıyorum durum böyle olunca."

Şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı, ardından kaşlarını çattı, "Buraya gelmeyi isteyen sendin."

"Bize bir şans vermeye çalışıyorum."

Vacation | Bang Chan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin