8 | The Peak Of Love

2.4K 189 399
                                    

UYARI; Bölüm biraz yetişkin içeriklidir. Rahatsız olanlar '*' ile belirtilen aralığı okumadan geçebilir❤️

|Aşkın Zirvesi|

Gürültülü müzik ilk defa beni rahatsız etmiyordu. Çünkü tamamen karşımdaki güzel kadına odaklanmıştım.

Rengarenk ışıklar birbirleriyle uyumlu bir biçimde üzerimizde gezerken onu fazlasıyla aydınlatıyorlardı. Bu sayede güzel yüzünü derinlemesine inceliyordum. Her geçen gün daha güzel olmayı nasıl başarıyordu bilmiyorum. Ayrıca kıyafet seçimi beni deli etmek ister gibiydi.

 Ayrıca kıyafet seçimi beni deli etmek ister gibiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elbisesi ile aynı renk dudaklarına kaydı gözlerim. Yavaşça viskisini yudumladı elindeki kadehten. Bir damla çenesine doğru süzülüp oradan boynuna aktığında hızla gözlerimi kaçırıp önüme döndüm. Kendime gelmem gerekiyordu. Birkaç kez gözlerimi kırpıştırdım ve derin bir nefes aldım.

Buraya gelirken Min Ho'yu aramış ve gelmek isteyip istemediklerini sormuştum. Lu Yin biraz halsiz hissettiği için odada dinleneceklerini söylemişti. Biz de Hera ile baş başa gelmiştik. Fakat bu elbiseyi giyeceğini bilseydim odadan dışarı kafamı bile çıkarmazdım!

Gözlerimi alamıyorum...

Hera durgun bir ifadeyle kadehi inceliyor, hafif hafif sallıyordu. İkinci kadehiydi. Sarhoş değildi, öyle iki kadeh ile sarhoş olmazdı ama çakır keyif olduğuna emindim. Ben mi? O yanımdaydı, içmeden de sarhoş olmuştum zaten.

Arkasına yaslanıp kafasını bana çevirdiğinde göz göze geldik. Yavaşça tebessüm etti. Ben öylece bakmaktan başka bir şey yapamıyordum.

Dehşet güzeldi.

Müziğin değişmesi ile pturduğum bar taburesinde tamamen ona döndüm ve biraz yaklaştım. Elini tutup ayağa kalktığımda şaşırsa da bana ayak uydurarak ortaya doğru ilerlemişti. Slow melodiye uygun bir şekilde hafif hafif dans eden insanların arasına karıştık. Ellerim belini buldu, alnımı alnına yasladım. O da ellerini enseme yerleştirdi. Dans ederken gözlerim kapanmıştı.

Genellikle bahar çiçekleri veya bebeksi kokardı. Şimdi ise farklı, kadınsı bir koku vardı üzerinde. Yoğundu.

Aklımı başımdan almaya yemin etmişti.

Gözlerimi açtım, kollarımı biraz daha beline doladım. Amacım dans etmek değildi. Sadece sarılıyordum. Sarılırken ona sevgimi hissettirdiğimi düşünüyordum. Kollarım arasında küçük kalmasına bayılıyordum. Sanki sarılınca onu her şeyden uzak tutabilirmişim gibiydi.

Onu kendime saklamak istiyorum. Kainattaki milyonlarca insan arasında sadece o benimle olsun istiyorum.

Bu sevginin de ötesinde bir şeydi.
Ona tamamen bağlıydım.

Dolgun dudaklarındaki minik tebessüm son nokta olmuştu. Dans etmeyi bırakıp elinden tuttum ve ilerlemeye başladım. Hesabı ödedikten sonra tezgahın üzerindeki çantasını aldım. Bardan çıkıp lobiye doğru ilerlemeye başladık.

Vacation | Bang Chan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin