İrene Leon gelir gelmez onunla konuşur ve hemen yola koyulur. Bu yolculuktan döndüğünde hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Eski güzel, saf, tertemiz bir kalbe sahip olan İren, artık olmayacaktır. Bunun İrene de farkıdadır ancak her an geri dönmek ve aynı iyilikte hayatına devam etmek istese de düşmana dostça yaklaşmanın bir faydası olmadığını da bir çok kez acı bir şekilde tecrübe etmiştir.
Düşüncelerde gezirken evine vardığında gemiden iner ve Atina'nın güzel memleketinin kokusunu içine çeker. Direk Anastasya'nın yanına gitmek yerine çarşıları, Atina'nın o güzel, eğlenceli sokaklarını dolaşarak yol alır. Eski anılarını hatırlamaya çalışır. Bu sokoklarda koştuğu anları, arkadaşları ile olan oyunlarını, gülmelerini, yaptıkları sohbetleri birer birer hatırlamaya çalışır. Ve sonunda evin kapısına gelmiştir artık. Bahçede Nasya gülerek ona bakıyor, sevgili amacası Victor kollarını açmış onu bekliyor.
İrene- Amcacım... diyerek amcasına kocaman sarılır. Yaşlar akmak için gözlerine hücum etse de onları var gücüyle tutmaya çalışır. Amcasını yüzüne bakar uzun uzun. Sanki biraz kırışıklar artmıştır. Bir kez daha sımsıkı sarıldıktan sonra eve geçerler. Nasya dinlemesi için onu odasına çıkartır.
Anastasya- Hoş geldin evine İrene.
İrene- Öyle özlemişim ki buraları. Giderken hiç dönmem diye düşünmüştüm halbuki. İmparatoriçe olacağım, herkes beni sevecek, sayacak çok ama çok mutlu olacağım diyerek yola çıkmıştım ama gerçekler hayallerimin tam tersi yönde gerçekleşti. Sarayda ne mutluluk, ne gerçek bir sevgi, ne de başka bir şey var. Herkes tutturmuş bir iktidar da iktidar. Bu uğurda herkes birbirini yok etme çabasında. Ne acı öyle değil mi Nasya?
Anastsaya- Saray demişken, o bahsettiğin kızın ailesini buldum. Helena'nın bir annesi bir de kız kardeşi var. Onlara daima para gönderiyor bakımlarını sağlıyormuş.
İrene- Güzel, hemen yarın o aileyi bir ziyaret edelim bakalım nasıl yaşıyorlarmış? Ayrıca yarın Teodora'nın evine gideceğiz orayla da işimiz var.
Anastasya- Artık benimle açık konuşmayacak mısın İrene? Ne yapmaya çalışıyorsun? Aklından neler geçiyor?
İrene- Sen benim biricik kadeşimsin Nasya senden saklayacak değilim. Buraya gelmeden önce yine bir zehir vakkası yaşadım. Tabi bu sefer hedef ben değil bebeğimdi. Önce bana sürekli imparatoriçelik vasıflarından yoksun olduğumu, ünlü asil bir aileden gelmediğimi hatırtatırdı durdu. Sonra öldürmeye kalktı, sonra en yakın hizmetlilerimi kullanarak zehir soktu odama. Yetmedi masum bir kızın ölmesine ve benim günaha girmeme sebep oldu. Bu da ona yeterli gelmedi ve bebeğimi benden almaya kalktı. Her seferinde sustum, belki zamanla değişir ve huzur içinde yaşarız dedim ama yok Nasya. O kadın hiç bir zaman değişmeyecek. Bende artk bir karar verdim. Artık susup bir köşede ölümü beklemeyeceğim.
Anastasya- Haklısın, bunca yaşananlardan sonra durdurulması gerek.
İrene- Evet, işte bende bu yüzden burdayım. Helena, Evdokya'nın sadık hizmetkarı, önce onun benim tarafıma geçmesi gerek. Bunun için de en iyi yol ailesini kullanmaktan geçiyor. Eğer gerçekten ailesine söylediğin kadar değer verip sürekli ilgileniyorsa annesinin göz göre göre ölmesine, kardeşinin de köle pazarlarında satılmasına razı olmayacaktır. Yani, ya benimle birlik olup ailesini refah içinde yaşatacak ya da bir ömür onların acısıyla yanacak. Teodara ve ailesine gelince Teodara'nın ablası Zoe'nin evlenmek üzere olduğunu söylemiştin o evlenince o aileye kim bakacak? Abileri Nikos mu? Onun kendine hayrı yok içip içip geziyor ortalıklarda.
Anastasya- Sen mi yardım edeceksin onlara?
İrene- Evet ama her şeyin bir karşılığı var Nasya. Teodara'yı benimle birlikte Bizans sarayına göndermelerinin karşılığında tüm aileyi lüks içinde yaşatacağım.
Anastasya- Ne yapacaksın ki Teodora'yı? Senin yeteri kadar hizmetlin vardı bildiğim kadarıyla.
İrene- Hizmetli olarak değil kuzenim olarak giriş yapacak saraya ve Evokya denen yılanın oğlunun aklana girecek. Nikeferos'un gözü Teodora'dan başkasını görmeyecek, o ne derse yapacak. Tabi Teodara'nın Nikeferos'a söylediği her bir kelime bana ait olacak. Böylece o prensin attığı adımdan aldığı nefese kadar her şeyden haberim olacak.
Anastasya- Şimdi anladım buraya kadar gelmenin sebebini. Evdokya'yı en can alıcı noktası olan oğluyla vuracaksın.
İrene- Yani öyle de denebilir ama önce kızı Leydi Katerina. Bana dönüşte bir ikona verceksin sakın unutma. Bu hepsinden önemli.
Anastasya- Delirdin mi sen? Geçen sefer ikonalar yüzünden masum bir kız canından olmadı mı? Saraya götüremezsin bu sefer kesin anlarlar ve seni... yüce İsa sen bizi koru.
İrene- Sakin ol, benim için değil imparatoriçe Evdokya'nın kızı Leydi Katerina için bu ikona. Onun odasına koyulacak. Daha sonra da ikona düşmanı biricik babası imparator Konstantin'e bu haber gidecek. Bakalım halk ikonlara taparken acımadan onları çarmağa geren imparator Konstantin aynı hatayı kendi öz kızı yaparsa ne yapacak? Onu da o çarmağa gerecek mi? Yoksa "bu olay hiç yaşanmadı" diyerek üstünü kapatmaya mı çalışacak?
Anastasya- Her şey tamam ama bu, bu olmaz İren. Bu günah. Tamam, seni anlıyorum annesi bir çok kötülük yaptı ama bunun bedelini kızı ödememeli. Asıl günahı bunu o kıza yaparsan işlersin. Asıl kan o zaman eline bulaşır İren vazgeç bundan.
İrene- Evdokya'nın öldüremeye kalkdığı bebeğim de masumdu Nasya. Yeminim var bana her ne yaşatırsa bin beterini yaşayacak. Cana karşı can, kana karşı kan. Artık bitti soyluların egemenliği bundan sonrası İrene'nin devri olacak. "Atinalı İrene" adını bizans imparatorluğu unutamayacak. Göreceksin Nasya, tüm düşmanlarımı bir bir yok edeceğim.Artık her gün tanrılara yalvarıyorum, Düşmanlarıma acıyın, mehamet edin diye. Çünkü onları acınacak hale sokcağım. Hepsni bu uğruna deli divane oldukları iktidar ateşinde yakacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İktidar Ateşi
Ficción históricaBen İren, kulak verin bana, kulak ver ey dünya, boyun eğdirdim isli güllere, dağ rüzgarlarına. Fırtına ve kasırgalara diz çöktürdüm. Boşuğa, gizlice çarpan günışığına cesaretimi miras bıraktım ölümümle. Boyun eğdirdim saraya ve orduya. Çöktü artık s...