"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz"dedi sinirle.
"Kalksana ayağımın üstünden ya.."diye cırlamıştım resmen.
"Meraklı degilim de, üstüme çıkan sizsiniz."dedi,oturduğu yerde üstünü çırparken.
Onu yok sayarak üstümü çırpmaya başladım.Elim boynuma gittiginde ise orda asla hissetmek istemedigim bir boşluk hissettim.
"Kolyem!"diye korkuyla bagırdım.
Beste,"Meyra kalk hadi yetişecekler bize"dedi birilerinin bize yetişip yetişmedigine bakarken.
"Kolyemi bulmadan gidemeyiz." Dedim, elimle yeri yoklarken.ayaga kalkıp biraz daha ileriye bakmaya başladığım sırada üzerine düştügümüz çocugun güldügünü görür gibi oldum.umursamadan hızlı davranmak istedigim için aramaya devam ettim.O sırada ise Beste'nin "koşun geliyorlar!"diye bagırdıgını duydum.
Yerdeki çocugu ceketinin şapkasından beni ise elimden tutup çekti.Elimi Besteden kurtarıp koşmamı hızlandırıgım sırada arkamızdaki güvenlik görevlileri "durun!" Diye uyarıyorlardı.
"Ceketimin şapkasını bırakır mısın artık?"diye sordu çocuk dengesini saglamaya çalışırken.
"O niye bizimle Beste?" Diye sordum kesik nefesimin ardından.
"Bilirsin Meyra, bir iş üzerindeysen ardında asla kanıt bırakma." Dedi alışveriş merkezinin içine tekrar girerken.
"Neden kaçıyorsunuz bilmiyorum ama başınız belada haberiniz olsun." Dedi çocuk.Dönüp çocuga baktık.İkimizinde dikkati şu tanımadıgımız çocukta oldugundan o an önümüzdeki reklam panolarını görmememiz çok dogaldı sanırım.
Önümde duran reklam panosuna çarptıgımda bu gün üçüncü kez yere düşmüştüm.Benimle beraber yere düşen pano hemen ön taraftaki kitap standını devirerek tüm kitapları yere düşürdü. Kitapların bu haline üzülürken Beste onaylamaz bir şekilde ses çıkardı.
Bestenin hala şapkasından tuttugu çocuk eliyle yeşil bir kapıyı gösterdi."acil çıkış kapısı var şu tarafta, merkezin arkasına çıkıyor"dedi.
Yerden kalkıp hızlıca acil çıkış kapısına koşmaya başladık. Şu kapıdan çıkarsam uzun bir süre bu alışveriş merkezine ugramayı düşünmüyordum.
Kapıya dogru koşarken arkamı dönüp "hızlanın!" Diye bagırdım. Kapının kolunu indirip kendime dogru çektim.
Kapıyı açtıgım anda karşımda duran üç tane güvenlik görevlisine bakmaya başladım. beynime bir şeyler üretmesi için yalvarıyordum ama anlaşılan o da benden farklı degildi.
Bir süre daha bakıştıktan sonra bir kaç adım geriledim ve kendimi koşmaya hazırladım.Tam arkamı dönüp koşmaya başlayacagım sırada bedenimin başka bir bedene çarptıgını hissettim. Arkamı döndügümde bekledigim şey bize yetişen diger iki güvenlik görevlisi degildi.
Tek kaşını kaldırarak "Bir yere mi gidiyordunuz çocuklar?"dedi.
"Evet.." Deyip güldü Beste.şaşkın bakışlarımı üzerine dikip cümlesini tamamlamasını bekledim. Eliyle karşıyı işaret edip "şu taraftan çıkıyorduk degil mi?" Dedi. Tam adım atacagı sırada güvenlik görevlilerinden birisi önüne geçti.
"Hiç sanmıyorum küçük hanım."
----
"Beste bir şey yap dört saattir burda birilerinin gelmesini bekliyoruz?" Dedim sorar gibi bir ses tonuyla.
Derin bir nefes alarak yanıma geldi."sadece sekiz dakikadır burdayız Meyra.biraz sabret güvenlikçi abi bizimle ilgilenecek birinin gelecegini söyledi."dedi. Ah bilmiş arkadaşım. Numarasının işe yarayacagını sanmıştı. Öylece çıkıp gitmemize izin verirlermiydi?