Emre nin yanına gittiğimizde Hazal sacma sapan bi şekilde
''kanka şu sana asılan çocuğun adı neydi ya '' demesiyle Emre nin ''kim o , bizim okuldan mı , facebook tan mı tanıştınız yoksa, benim niye haberim yok'' dediğinde Emre nin kolunu tutup Hazal ında yalanını bozmamak için ''ya önemsiz bişey artık konuşmuyoruz '' diyerek lafını kesip hafifçe gülümsedim. Emre nin bu hareketleri hiç normal değildi. Hemde hiç.Hazal bana çaktırmadan piç smile yapıp göz kırptı. İnanamiyordum ama gerçekten işe yaramış gibiydi. Eğer Emre gerçekten beni seviyorsa benim imkansız görünen hayali aşkım gerçekleşecekti.
Sınıfa girdik öğretmen sömestır tatilinin nasıl geçtiğini soruyordu. Herkes bir bir anlattı. Bana sıra geldiğinde ''bol bol hayal kurdum öğretmenim '' dediğimde Emre bana bakıyordu . Tüm ders boyunca en az 10 kere bakışmısızdır. Hadi ama seviyorsan söyle ne uğraştırıyorsun...Bütün gün sıkıcı sıkıcı geçmişti. Tek güzel yanı Emre nin sürekli bana bakmasıydı.
Hazal dan çıkan fikirle okul çıkışı sahile gidip kayaların üstünde oturduk. Konuşmadan çok denizin kayalara vuran dalga seslerini dinliyorduk. Hazal eski sevgilisi Gürkan ı hatırlamış olsa gerek gözünden bi damla yaş aktı. Bunu fark ettigimde ona sarılıp ''geçicek buna eminim '' dedim ve oda bana sarıldı
Emre kıskanc bir ses tonuyla ''heyy bensiz sarılmak hee , görürsünüz siz '' dedi ve sağ kolunu Hazal ın sol kolunuda benim boynuma sardı.
Bu mutlu anı Hazal ın telefonunu arıyan annesi bozmuştu. Eren in geldiğini ve onu beklediğini söyledi . Eren ,Hazal ın en sevdigi kuzenidir. Hic görmedim ama sürekli onu anlatır. Hazal kuzeninin geldiğini duyunca eliyle yuzündeki göz yaşını sildi ve yanagıma bi öpücük kondurup '' ben kaçtım , haberlesiriz '' dedi ve bana goz kırptı. Emre yle sahilde yalnız kalmıştık...