Hani anlatmıştım ya size, ben biraz kaçık biriyimdir, ağzımı tutamam kimi zaman bir şeyleri de batırırım diye. Bu dediklerimi bir küme içine aldığımızda, yalan söyleme yeteneğim bu kümenin kesinlikle dışında kalır.
Ve evet, yine derslerden anlatıyorum. Şöyle anlatmam gerekirse, eğer benim bir fonksiyonumu alsaydık, f(x) fonksiyonundaki x sayısına yalan kavramını yerleştirirsek, bu fonksiyonun tersini almayana kadar benim bu işlemden negatif bir sayı almam imkansız olurdu. Boş küme yani anlayacağınız, gerçi anlamıyorsanız da sorun yok. Daha beş dakika önce öğrendim ben de.
Nevzat abiyle kendimizce bir oyun oynuyoruz ve herkesi kandırmaya karar almış bulunmaktayız. Benim için ilk değil, daha önce de herkesi kandırmışlığım vardı. Fakat ilk defa bir ortak edinmiştim kendime. Hani negatif sayılar negatif sayıyla çarpılınca pozitif olurdu ya. Umarım Nevzat abi de negatif bir sayıdır, çünkü eğer pozitifse çıkan sonuçtan kaçamayacağımız da bir gerçek.
2 saatlik yoğun matematik çalışmam beynimi yakmaya yetmiş olsa gerek. Şimdi yanma deyince aklıma da yanma tepkimeleri geldi. Tepkimede girenlerden ürünlere su ve karbondioksit çıkması... Dur Fehime, beynin daha fazla yanmaya başladı. A, dünya yangınları, küresel ısınma, Donald Trump, Greta Thunberg, beynim yandı...
"Kızım kaldır şu başını, iki saattir pencereye adam öldürmüş gibi bakıyorsun. Ne oldu sana?"
"Yok, anacım. Beynim fazla çalışınca biraz yandı. Şimdi soğumaya bıraktım. Hatta en iyisi sen beni buzdolabına at, biraz soğuyunca geri alırsın."
"Tövbestağfurullah." deyiverdi kadın.
"Kalk manyak manyak konuşma. Ha eğer konuşacaksan da, git markete yürürken konuş. Şengül çok merak etmiş, şimdi geliyorum dedi."
Annemin cümleleriyle kafamı ışık hızıyla ona çevirdim. Gerçi hiçbir kuvvet ışık hızından hızlı değildir. Belki ses hızından hızlı olabilir. Neyse, dedim ya ders.
"Şimdi mi gelecek?" diye sordum merak ve biraz da tedirginlikle. Ama bunu anneme yansıtmadım.
"He tabi, zaten bana da hiçbir şey anlatmıyorsun. Nasıl geçti artık Şengül gelince anlarız."
"He, tamam o zaman. Ben bi markete gideyim. Size hayırlı sohbetler dedim."
Geleli çok olmamıştı zaten. Annem sorgulamasın diye hemen derse oturdum. Hatta daha önce hiç bu kadara istekli olduğumu görmemiş de olabilirdi. Galiba benim bu hırsımı Nevzat Abiyi kıskanmama da yormuş olabilirdi. Varsın öyle yorsun, en azından yalan söylediğimi falan düşünmez, bence.
Telefonumu alıp kaçar ayak tekrar markete indiğimde, annem de benim bu kaçan halime pek takılmamış olsa gerekti. Nasılsa, Şengül Teyzeyle ağzımı bir güzel arayacaklardı hatta belki de aranmamış yer bırakmayacaklardı.
Ben de markete gidene kadar düşünürüm diye çıktım ama bir yandan da tek bir açığımız olmamalı diye düşündüm. Bu yüzden önce kafamda tarttım her şeyi. Sonra da Nevzat abiye atacağım bir metin yazdım not defterime. Annemlerle konuşmayana kadar atmamayı düşünüyordum. Konuşmadan sonra tekrar düzenleyip öyle atacaktım. Böylece hiçbir farklılık olmayacaktı hikayelerimizde. Annemlerin soracağı sorular sınırlıydı zaten. Eğer sıkıştıran bir soru olursa da ya Nevzat abi bana da söylemedi diyecekti ya da görmedim ben de bilmiyorum diyecektim.
Dediğim kadar kolay olursa, bugün oruç tutardım herhalde, zira adak adayacak kadar zengin sayılmazdım.
Hüseyin Amca'dan toplama bir şeyler alıp eve geri dönerken, Nevzat Abi aradı beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kime Göre Aşk
General FictionAnnemin biricik arkadaşı Şengül Teyze adına Şengül Teyze'nin oğluna mukayyet olacak ve ona kız ayarlamalarında yardım edecektim. Fakat Şengül Teyze'nin oğlu da en az benim kadar kaçık biriydi. Ona mukayyet olabileceğimi zannetmiyordum, yine de denem...