Eddie Munson ve Yn

8.

Eddie'nin bu kelimeyi duyduğu anda tüm tavrı değişti. Dik durdu ve doğrudan y/n'nin gözlerinin içine baktı. Elini yüzüne getirdi ve nazikçe tek parmağını yanaklarında gezdirdi.

e:Bana böyle şeyler söylerken dikkatli olmalısın.

y:Ve neden?

Hala doğrudan gözlerinin içine bakarken, yüzünde hafif muzip bir gülümseme büyüdü.

e:Sen sadece dikkatli ol.

Y/n gülümseyerek karşılık verdi.

y:Şey, şimdi merak ediyorum...

Eddie başını hafifçe eğdi ve gözlerini y/n'nin dudağına sabitlemeden önce yüzünde gezdirdi.

e:Pekala, o zaman merak etmen gerekecek, değil mi?

Y/n elini uzattı ve Eddie'ninkileri yakaladı

y;Bu adil değil. Bilmek istiyorum...

Eddie'de yine bir şeyler değişti. Ani özgüveni tekrar saklanmaya başladı ve elini y/n'nin elinden çekip yere baktı.

e:Herhangi bir şey söylediğimi unut, sonunda kendimi utandıracağım.

Kafası karışan y/n, göz temasını yeniden sağlamaya çalışmak için başını hareket ettirdi. y:Neden böyle düşündün?

Eddie kısa, hafif bir kahkaha attı.

e:Çünkü benim sınırımdn çok uzaktasın y/n.

y:Pekala, bu çok saçma.

Eddie başını salladı.
e:Ve şimdi eski sevgililerinden birini gördüm, senin tipin olmadığımdan eminim. Benim hakkımda böyle düşünmene imkan yok.

Y/n doğrudan Eddie'nin önüne geçti, bu yüzden ona bakmaktan başka seçeneği yoktu.

y:Tanıştığımızdan beri bütün gün ne düşündüğümü bilmek ister misin?

e:Ne?

y:dudaklarının benimkilerle bir olması...

konuşurken y/n'nin kalbi hızla atıyordu. İnsanlarla, özellikle de yeni tanıştıkları insanlarla asla bu kadar ileri gitmezdi.. Ama Eddie'de onu çok rahat hissettiren bir şey vardı. Ve onu gerçekten kafasından çıkaramadı. Eddie'nin gözleri doğrudan y/n'ye çevrildi.

e:Ne?
Kıkırdadılar.

y:Gerçekten artık beni susturman gerektiğini düşünüyorum Eddie.

Sadece dondu. Şok oldu. Sadece şaka yaptığını düşünerek

e:beni çıldırtıyorsun, y/n

y:İyi. Mesele bu.

Eddie, y/n'nin aslında oyun oynamadığını düşünmeye başladı.
e:Ciddi misin?

Y/n elini Eddie'nin boynunun yanına koydu ve hafifçe sıktı.
y:hiç olmadığım kadar.

Eddie tekrar konuşmak için ağzını açtı ama y/n parmaklarını nazikçe dudaklarına götürdü. "Çok konuşuyorsun..."

Eddie nefesini düzenlemeye çalıştı ama zar zor bir fısıltı çıkarabildi. "Üzgünüm... gergin olduğumda oluyor." Kalbi yarışıyordu. Y/n elini boynundan çekti. Çenesine bir parmak ucu yerleştirdi, ardından kalbinin çarptığını hissedebileceği göğsüne nazikçe indirmeden önce. Konuşmadan önce gülümsediler.

y: O zaman belki... konuşmayı kesmelisin...

Eddie'nin yüzüne yaklaştı, dudaklar arasındaki boşluk artık tek bir kağıt parçası kadar hafifti.

y:...ve başka bir şey yap.

Fısıldadılar.Eddie bir an durakladı. Bu kadar güzel birinin kendisine bu kadar yakın olduğuna inanamadı. Sonunda derin bir nefes aldı."Ahh siktir..."

Eddie'nin dudakları y/n'nin dudaklarına çarptı. Bir eli bellerini kavradı, onu kendine çekti. Öpücük her geçen an daha da derinleşiyordu ve  eli belinden yukarı çıkıp diğeriyle saçlarını tutarken y/n hafif bir nefes aldı. Birkaç dakika sonra y/n çekildi. Eddienin yüzündeki paniği görebiliyorlardı.

e:Kahretsin, yanlış bir şey mi yaptım?

Y/n gülümsedi.

y:Hiç de değil. Ama o zaman durmasaydım, hiç durmazdım. Ve korkarım ilk buluşmada sevişmem.

Eddienin paniği şoka dönüştü

e:Kahretsin? Bu bir randevu muydu?"

y:Eh, başta emin değildim ama şimdi sanki öyle değil mi? Öyle olmasını istemiyorsan...

gülümsedi.

e:Evet... Yani istiyorum.. Bunun bir randevu olmasını isterim. Evet.

yn tekrar elini tuttu.

y:o zaman bir randevu oldu.

e:Evet, oldu. Hala bunun olduğuna inanamıyorum...

Gülüyor.

e:...şimdi uyanmayı bekliyorum çünkü kesinlikle rüya görüyorum.

y:Rüya görmüyorsun Eddie, söz veriyorum.

Y/n ona gülümsedi.

Bir arabanın dışarı çıkıp kapısını çarptığını duyduklarında onu bir kez daha öpmek için eğilmek üzereydi. Eddie iç çekiyor;

e:Yemin ederim ki yine Steve ise...

Kıkırdayarak,

y:Ondan kurtul ve buraya geri dön!

Eddie kim olduğunu görmek için pencereden dışarı çıktı. y/n'ye dönmeden hemen önce gülümsemesi düştü.

e:Git yatak odamda saklan. Şimdi!