Bölüm-1

147 5 2
                                    

2021, Temmuz

Günlerden yine iç bunaltan sıcak ve nemi iliklerime kadar hissettiğim bir gündü. Evimde oturmuş kısmetse olur izliyor ve kek yiyordum. Evet, kısmetse olur, zaaflarımdan koca bir tanesi olur kendisi. Ben kısmetse olur izlemeye hayır diyemiyorum...

Telefonumun zil sesiyle yerimden kalktım ve odanın diğer köşesindeki prize ilerledim. Şarjdaki telefonumu çıkararak elime aldım ve açtım.

"Kızım niye bakmıyorsun gruba? Hemen kalk ve hazırlan Kübra'yla goril sonunda ayrıldı. Terapiye çıkıyoruz." Seçil telefonun diğer ucunda bağırırken ben çoktan kanepemdeki yerimi almış ve gözümü ekrana dikmiştim bile.

"Barışır onlar." diye geçiştirdim. En ufak tartışmada ortalığı birbirine katıp ayrılmayı başaran Kübra ve goril olarak tanıdığınız Burak artık bende merak uyandırmıyordu.

"Balım gerçekten ayrılmışlar bu sefer. Valla bak."

"Aynen 6 senedir elli kere ayrıldılar." Biliyorum çok acımasız görünüyor oradan bakınca fakat durum gerçekten bu şekildeydi. Kübra ve Burak'tan kısaca söz etmem gerekirse birbirlerinin çocukluk aşkları demem yeterli olacaktır aslında.

Lisede ben, Kübra ve Seçil aynı sınıftaydık Burak'sa bir üst sınıflardan tüm kızların göz bebeği olan, okulun popüler çocuğuydu. Yani okulumuzun gözde çiftiydiler.

Onların doludizgin giden bir küsen bir barışan ama en sonunda hep kavuşan aşklarını tüm okul hayranlıkla takip ediyordu. Kavgalarına tuz biber olarak çıkan dedikodular da cabası tabii.

Ama bu durum biz yetişkinliğe adım attığımız süreçte de bu şekilde ilerlemeye devam etti. Hâlâ o lisedeki çocuklar gibi çalkantılı bir birliktelikleri var. Kafanızda bir şeyler canlanmış olmalı ki artık beni de daha iyi anlayabiliyorsunuzdur.

"Ahu!" Seçil'in tehditkâr uyarısıyla televizyonun sesini kıstım. Oflayarak yerimde doğruldum.

"Tamam, tamam anlaşıldı. Önce bir Kübra'yı arayayım. Yazık kız kendini parçaladı Burak diye diye."

Kısa bir kahkaha geldi telefonun diğer ucundan. "Hadi ben de mekânı ayarlıyorum. Bak Kübra'yı zor ikna ettim sakın caymasın senden bilirim."

"Tamam anniş."

Telefonu kapattığım gibi whatsapp'a girdim. Ve 228 mesaj... Çayımdan uzunca bir yudum aldım ve başladım okumaya.

Tahmin ettiğim gibi başı sonu belli olmayan tartışmalardan biri. Umarım bu ayrılık uzun sürmez. Rehberimi açtım ve numarayı çevirdim. Kübra'yla uzun bir konuşmadan sonra ancak yerimden kalkabildim.

Saat yeni sekize geliyordu. Uzun süre oturmaktan her yerim ağrımıştı. Biraz gerindim derin nefesler aldım ve pencereye doğru ilerledim. Yüzüme yavaşça hafif bir gülümseme yayıldı.

Etrafta koşuşturan çocuklar, köpeğiyle yürüyüşten dönen yaşlı amca, bir yandan eriyen dondurmasını yemeye çalışırken diğer yandan kedileri kovalayan minik.

Kısacası klasik bir yaz günüydü. Böyle zamanlarda yaşadığımı hissederim hep, hayata dışarıdan bir göz olarak bakabildiğim zamanlar.

Gözlerimi kapattım ve derin derin nefesler aldım. Bir parça da olsun zihnimi boşaltmak ve bu geceye hazır olmak istedim. Bilirsiniz ki sevgilisinden yeni ayrılmış bir kız arkadaştan daha zahmetli çok az şey vardır.

Odama doğru ilerlediğim sırada tekrar telefonum çaldı. Ah tanrım, yine mi?

"Bir rahat ver be kızım." Dedim gülerek ve kısa bir kahkaha geldi. " Vermem veremem." karşılıklı gülüştük. Seçil'in bugün beni rahat bırakmaya hiç mi hiç niyeti yoktu anlaşılan.

HediyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin