DENGESİZ -1

359 20 7
                                    

"Anne ? Baba ? Nerdesiniz ? Bakın bende sizin yanınıza geldim. Hadi nereye saklandıysanız çıkın. Burası soğuk çünkü. Anne ? Neden cevap vermiyorsun bana ? "Kızım , senin ait olduğun yer burda değil. Hadi olduğun yere git." Annemin görüntüsü belirirken konuşmaya başladım. "Anne sizin olduğunuz yer benimde olduğum yer demektir. Ne oldu size ?" "Kızım senin burda işin yok. Ait olduğun yere git. Lütfen. Seni seviyorum. Kendine iyi bak bebeğim. "Annemin görüntüsü yavaş yavaş kaybolmaya başlarken bağırdım. "Anne ! Nereye gidiyorsun beni bırakıp ?!

Karanlık bir boşluk beni içine çekerken ani bir çığlık attım. Tanıdık odanın görüntüsü yavaş yavaş zihnime dolarken gördüğümün kabus olduğunu anladım. Ellerimden destek alarak doğruldum. Alnımda biriken terleri elimin tersiyle silerken derin bir nefes alıp verdim. Bu kabus olayına bir son vermeliydim artık. Bir haftadır annem ve babamla ilgili kabus görüp çığlık atarak uyanıyordum. Bir doktora görünsem iyi olacaktı galiba. Sol tarafıma dönünce Nida'nın yatağı boştu. Banyodan su sesleri gelirken banyoya girdiğini daha yeni idrak ettim. Banyonun kapısı açılınca reflesk olarak oraya döndüm. Başında kalan fırçayla içeri giren bir adet Nida görünce kıkırdamama engel olamadım. Tabiiki de yine banyo yapmış , her sabah olduğu gibi saçlarını banyodan sonra tarayamamış ve saçının bir kısmına dolanan tarağı çıkartamamıştı. Sinirle bana bakarken konuşmaya başladı. "Gül canım gül. Ben burda canımla cebelleşeyim, sen gül." Öfkeyle söylediği sözler karşısında durduramadığım kahkahamı serbest bıraktım. "Gel buraya aptal şey." Yerdeki kurbağalı terliklerimi ayağıma geçirirken çoktan siniri geçmiş, oda kahkahama eşlik etmişti. Kahkahamız durulunca birbirimize baktık. Kısa bakışlarımızdan sonra diğerine göre daha yüksek kahkaha atınca birbirimize sarıldık. Kardeşlik buydu işte.

Kapımız çalınınca kafamızı oraya çevirdik. Kapı kulpu yavaşça açılırken içeri giren Nesrin hanımla hemen ayrıldık. Bütün ihtişamıyla odaya girerken gözleri ikimiz arasında gidip geliyordu. En son bana baktığında gözlerini ayırmadan konuştu. "Nida sen çıkabilirsin." Nida bana dönüp ' neler oluyor ?' Adlı bakışını atarken bende ona şaşkınca 'bilmiyorum.' Adlı bakışımı atınca kafasını yere eğip kapıdan çıktı. Nesrin hanım kapının kapanma sesini duyunca bana eliyle yatağımı işaret etti. Ben hala üzerimdeki şoku atamadan ağır adımlarla yatağa oturdum. Yatağın gıcırtısı odaya yayılırken yüzümü buruşturdum. Hep bu sesi duymak zorunda mıydım ben ? Nesrin hanım gelip yanıma oturduğunda bütün dikkatimi ona verdim. "Nesrin hanım önemli bir şey mi oldu ?" Gözleri korku tohumları barındırırken birazda olsun bende korkmaya başlamıştım. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı." Bak Sidelya seni az çok tanırım. Anneni ve babanı çok küçük yaşta kaybettin ve kolay günler geçirmedin." Gözlerim hafiften dolmaya başlarken konuşmanın sonunu kestirmeye çalışıyordum. "Şimdi seni evlatlık edinmek isteyen biri var ve... " konuşmanın sonunu getiremeden ağzımdan yüksek sesle bir " Ne !" çıktı. Beni biri evlatlık mı edinmek istiyordu ? Nesrin hanım aceleyle konuşmaya devam etti. "Sidelya sana bir şey söyleyeceğim ama bunu sakın kimseye söylemeyeceksin. Eğer söylersen hayatın biter kızım." Korku tüm bedenimi ele verirken titrek çıkan sesimle yanıt verdim. "Tabii ki kimseye söylemeyeceğim." Sidelya. Seni evlatlık almak isteyen kişi hiç tekin bir kişi değil." Bu da ne demek oluyordu böyle ? O zaman nasıl beni evlatlık veriyorlardı peki ? Böyle bir şeyin yasal olmadığına bile kalıbımı basardım. "O halde nasıl beni evlatlık vermeye kalkışırsınız ?" Siyah ceketinin kollarını elleriyle çekiştirirken eli ayağına dolanmaya başladı. Hala olan şeyleri hazmedemiyordum. Korkulu bir sesle devam etti. "Silahı vardı." Diğerlerine göre çok daha kısık sesle söylediği sözler karşısında nutkum tutulurken hiçbir tepki vermedim. Veremedim. Dolan gözlerim görüş açımı bulanıklaştırırken neden polise haber vermediklerini merak ettim. "Neden polise haber vermiyorsunuz peki ? Bunun yasal olmadığını ikimizde biliyoruz." Sinirle ayağa kalkarken mantıklı düşünemiyordum bile. "Sidelya bunun nedenini sana açıklayamam. "Gözleri kapalı olan kapıya kayarken elimi tutup beni geri yatağa oturttu. "Şu an dışarda seni bekliyor kızım. Eşyalarını topla hadi." Sinirden gözüm görmezken dudağımı ısırmaya başladım. "Nasıl açıklayamam ya ? Böyle bir saçmalık görülmüş müdür tarihte." Ağzımdan kaçan histerik kahkahaya hakim olmadım. Gözyaşlarım yavaşça yanağımdan boynuma giderken elimin tersiyle sildim. "Pekala. Gidelim bakalım." Ayağa kalkıp Nesrin hanımın şaşkın bakışları arasında dolabıma ilerledim. Dolabın kapağını açınca köşede duran küçük eskimiş kestane rengindeki bavulu elime aldım. İnceleyip sağlam damgasını vurduktan sonra içine gerekli eşyaları doldurdum. Gözüme annem, babam ve benim çimenlerin üzerinde oturup poz verdiğimiz fotoğraf ilişince direk alıp çantanın en dibine koydum. Birkaç eşya daha aldıktan sonra bavulun fermuarını kapattım. Dolabın kapağına da aynı işlemi uyguladıktan sonra arkama döndüm. Nesrin hanım dolu gözlerle bana bakarken kurumuş gözyaşlarım tekrardan akmaya başlayınca, bavulumu yere koyup ona sarıldım. Ayrıldığımızda ona baktım. Ince kaşları tekrardan eski haline dönerken güldü. Ne dengesiz müdürem vardı benim böyle ? "Nida'yı unutmak istemezsin herhalde ?" Nida diyince boğazımda oluşan yumru yutkunmamı zorlaştırdı. Ne diyecektim şimdi ona ? Ah canım, bir tane tekin olmayan adam yasal olmayan yollarla ve saçma bahanelerle beni evlatlık edindi. Ben gidiyorum elveda mı ? Yıllardır iyi, kötü günümde bana yardım eden, beni kollayan bir arkadaşı bırakmak en zoruydu işte. Kapıya doğru ilerlerken yumruğumu sıktım. Gözlerimi kapatıp herşeyin geçeceğini kendime defalarca hatırlattım. Hemde defalarca kez.

DENGESİZ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin