DENGESİZ -11

98 9 8
                                    

Bir insan yaşarken ölür müydü ? Bence ölürdü. Çünkü şu anki durumum sadece yaşayan ölüleri andırıyordu. 4 yıldır takıntılı gibi sevdiğim bir erkek müzik grubu vardı. Ve içlerinden favorim olan çocuğun eski sevgilisiyle el ele tutuşmuş öpüşürken çekildikleri videoyu televizyonda görünce kan beynime sıçramıştı. 2 saattir aralıksız ağlıyordum. Ciddi anlamda ona bağlıydım. "Lanet olsun sana !" Diyip elimdeki meyve suyunu alıp kafama diktim. Bir yandan ağlıyor bir yandan mevye suyu içiyordum. Bu bitirdiğim 3. Kutu olmuştu. Nasıl bana ve onu seven bu kadar hayranlarına böyle birşey yapardı? Ağlamaya son hız devam ederken kilit sesi duydum. Ardından azgın ayının bana bağıran sesi. "Seni çirkin ördek buranın hali ne böyle ?!" İçeri hızla koşup yanıma geldiğinde ağladığımı gördü. Bir an afalladığını hissettim. Çünkü ev her zaman böyleydi ama beni hiç böylesine dağılmış bir şekilde görmemişti. "Çirkin ördek ?" Yanıma usulca yaklaştı. "Sana ne oldu böyle ?" Konuşamayacak halde olduğumdan tekrar tekrar izlediğim videoları elimle işaret ettim. Kafasını çevirip videoyu izlediğinde olayları anlamıştı. "Aman be kızım buna mı ağlıyordun ?" Diye sorunca kafamı salladım. Dudağımı büzüp tekrar ağlamaya başladım. "Nasıl o sürtükle çıktığını anlamıyorum Toprak." Derin bir nefes alıp sabır dilenircesine yukarı baktı. "Bak Tuana. Onlar ünlüler ve sevgilileri olması gayet normal. Hem senden haberi bile olmadığına eminim. Onun için boşa hayaller kurup ağlaman sadece senin kötülüğüne olur. Hem ben bu sarı kafadan daha yakışıklıyım. Ağlayacaksan benim için ağlada bari değsin." Diyip böbürlenince gülmekten kendimi alıkoyamadım. Ağlamayı kesip ona baktım. "Çok yakışıklısın Toprak seni çok seviyorum lütfen benimle çıkar mısın ?" Dedim yapay bir umutla. "Ya bilmiyorum şimdi bir düşünmem lazım." Diyince elimdeki gözyaşlarımla ıslanmış yastığı ona attım. Pislik. Dalga geçiyordu benimle. Kahkaha atıp yastığı havada tuttu. Tekrardan ona bir yastık attım. Ben atınca o da bana attı ve artık aramızdaki yastık savaşını başlatmış olduk. Kahkahalarımız evi inletiyordu. Uzun yastık savaşının sonunda nefes nefese kaldığımızda nasıl bu kadar çabuk güldüğümü anlamadım. Toprak bana garip birşey yapıyordu. Kendimi koltuğa attığımda aynı şekilde o da kendini yanıma attı. Uzun bir süre sessizlikten sonra sessizce konuşmaya başladım. "Teşekkür ederim." Bana döndü. "Ne için ?" Gözlerimi kaçırdım. "Birazda olsa aklımın dağılmasına yardım ettiğin için." "Ne demek görevimiz çirkin ördek." Sıcak nefesi yüzüme çarptığında ne kadar yakın olduğumuzu o zaman anladım. "Senden tek istediğim kıpkırmızı bir göz yerine yaşam enerjisi saçan bir göz görmek." Yanımdan kalkıp yukarı gittiğinde ikinci bir kez arkasından bakan bir Tuana bırakmıştı.

Sabah uyandığımda aynada gözümün bariz bir şekilde morardığını görünce ofladım. Hadi yiyorsa birde yarım kilo makyaj yap. Ama ondan önce içimdeki öküzü-cnm miğdemi- doyurmam lazım. Esneye esneye aşağıya indiğimde uyanık bir Toprak görmeyi beklemiyordum. Hele ki Victoria Secret's defilesini izleyen bir Toprak kesinlikle beklemiyordum. İçimden azgın ayı diye boşuna demiyorum diye geçirdim. "Terbiyesize bak. Sabahın köründe çıplak kadınları izliyor." Diyip başına dikildim. Bana alaycı bir şekilde bakıp ,"Zaten dün bir sarı kafa yüzünden ben ağlıyordum." Diyip beni soktuğu lafla baş başa bıraktı. Ona öldürücü bir bakış atıp mutfağa geçtim. "Buraya gelde bana yardım et !" Diye çığırınca içerden "Kulağımı patlattın be !" Diye aynı şekilde cevap gelince tekrardan oturma odasına geçtim. Ellerimi belime koyup karabasan gibi üzerine eğildim. "Bana bak şu kızları izlemeyi kesip bana kahvaltı hazırlamada yardım ediyorsun." Dedim. Bakışları eğildiğimde pijamamdan gözüken sütyenime kayınca hemen doğrulup bağırdım. "Ayı ! Nereme bakıyorsun sen !" Şu an öylesine utanmıştım ki yanaklarım kızarmıştı. "Emin ol daha demin daha iyilerini gördüm." Diyip göz kırpınca bu seferde sinirden kızarınca mosmor oldum. "Hemen içeri geçip kahvaltı hazırlıyoruz !" Diyip çığlık atınca beni sinirlendirmeyi kesip mutfağa yürüdü. Ama bir yandanda homurdanmayı ihmal etmiyordu. Öküz. Ayı. Of. Mutfağa geçtiğimizde dolabı açınca "Dün bitirdiğin meyve sularının yenisini aldırdım." İmalı konuşması üzerine açık bıraktığı dolaptan domates salatalık çıkardım. Susmamdan cesaret almış gibi "Ha bu arada oturma odasınıda temizlettim. Malum dün anasını ağlatmıştın. Zaten dün Melisayı görünce kıza acıdım. Kız bitmiş durumdaydı." Diyince şarteller attı. "Temizlesin şıllık işi ne." Diyince sırıtıp işine döndü. Arkadan tiz bir ses yükselince şıllığımızın geldiğini anladım. "Toprak bey siz isterseniz yapmayın ben yaparım." Toprak ise ona dönmeye bile tenezzül etmeyip yok biz hallediyoruz gibisinden cevap verince mutsuz bir şekilde içeri geçti şıllık. Ben ise Toprak'ın bu hareketine gülümseyip ona döndüm. O da eş zamanlı olarak bana değince yakınlığımız nedeniyle burunlarımız birbirine değdi. O kadar yakındık kı konuşsak dudaklarımız birbirine değecekti. Gözlerini kapatıp beni tezgaha yasladı. Benim ise kalbim yerinden fırlayacak kadar hızlı atıyordu.Sadece bir seferlik her şeyi oluruna baırakmaya karar verdim ve bende gözlerimi kapatıp ellerimi boynuna doladım. "Bana ne yaptığından haberin bile yok değil mi ?" Diye fısıldadı. "Asıl senin bana ne yaptığından haberin yok." Diye cevap verdim. Şu an kalbim bütün hükmü üzerine almış beynimi yönetiyordu. Hiçbir tepki veremiyordum. "Zamanı gelecek Tuana. Zamanı gelecek." Diyip dudaklarını benimkilere bastırdığında bütün dünya benim etrafımda tur atıyordu. Şaşkınlıktan hiçbir şey yapamıyordum. Öylece kalakalmıştım. Toprak dudaklarını son kez benimkilere bastırdıktan sonra "Lanet olsun Tuana. Lanet olsun." Diyip hızla oradan gittiğinde sadece düşmemek için az önce Toprakla öpüştüğüm tezgaha yaslanmıştım.

Merhablarrrrrrrr. Uzun süre sonra size uzun bir bölüm. Okunma çok güzel bir hızla yükseliyor ve ben bundan öylesine mutluyum ki. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Umarım beğenirsiniz. Bol bol topraklı ve tuanalı bir bölüm oldu. Sizleri cooooook seviyorum.
Doğa ❌❌❌

DENGESİZ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin