6

243 11 4
                                    

hayatın bazı noktalarında basit olduğunu düşünürsünüz değil mi? yaptığınız onca hatayı düzeltip hayatınızı tam düzene sokacakken ardından yeni bir tanesi eklenir. bir tane daha, diğeri ve daha fazlası... onca bedelin ardından kaybolmuş hissedersin, kendi benliğini arayıp asıl amacını unutarak bedenini ve ruhunu dünyadan yavaşça soyutlarsın. işte o zaman hatalarını düzeltsen de orada koca bir izin kalacağını fark edersin.

hyunjin için bu döngü haline gelmişti.

duygularını ne kadar belli etmese de, şu an jeongin'in yanında ilk defa hislerini açığa çıkararak gerçek benliğiyle yüzleşmişti. bu onu oldukça kötü hissettiriyordu. sayamadığı kadar kendisiyle birlikte onca kalp kırmıştı. belki bunu yaparken iyi hissedeceğini düşünmüştü fakat bu onun için patlama noktasına gelmişti.

kendisinin bile ilk defa bu kadar şiddetli ağladığına şahit olmuştu.

"her şeyi gördüğünü biliyorum."

hyunjin'in boş spor salonunda yankılanan hıçkırıkları eşliğinde bunu söylemesi jeongin'i biraz da olsa düşündürmüştü. onun için görmesi bir sorun muydu yoksa?

"yani, sorun ne?"

sorun bunu düzeltemeyecek olmasıydı. ve asla hatalarını telafi edemeyecek oluşu onu daha da mahvediyordu. hyunjin ağladığı esnada bir anda jeongin'in yanına adımlayarak karışısında bitmişti.

jeongin yüzündeki her bir duygu karışımını seyrederek ne yapacağını bekliyordu. hyunjin hiç beklemediği anda jeongin'in ellerini sımsıkı tutup dikkatini kendisine vermesini istemişti. tıpkı küçük bir çocuk gibi dediği şeylere inanmasını beklemişti.

"inan böyle birisi değilim. jeongin lütfen... inan bana, böyle olmaya zorlandım. amacım sana ve diğerlerine zarar vermek değildi. özür dilerim, gerçekten."

hyunjin'in art arda özür dilemesi hiçbir şeyi değiştirmeyecekti fakat jeongin onun bu özrünü basitçe kabul ederek elini okşadı.

"aslında takılmıyorum. yani özür dilemen gereken kişi ben değilim."

jeongin'in gözlerinde en ufak duygu belirtisine bile şahit olmayan hyunjin daha da kötü hissetmişti. hiçbir şeyin düzelmeyeceğini bilse de bir hata yaptı mı özrünü mutlaka diler, saatlerce bu konu hakkında üzüntüsünü dile getirirdi. fakat jeongin için bunlar hiç de gerekli değildi.

"olsun, senden sonra ondan da özür dilemeye gideceğim."

"özür diledikten sonra ne olacak? daha sonra yine aynı şeyleri yaşatacaksın muhtemelen."

karışısındaki çocuğun böyle bir şey demesini beklemiyordu hyunjin. dediği ne kadar doğru olsa da üzüntüsünde kesinlikle samimiydi.

"bunların bir daha yaşanmaması için çabalayacağım."

"tabii. intihar girişiminde bulunursa... veya bulunursam bunların bütün sorumlusu siz olacaksınız. umarım çabana değer hyunjin."

bu sözlerin ardından hyunjin'in içine büyük bir yük oturmuştu. jeongin'in her kelimesine kadar haklı oluşu onun canını fazlasıyla yakmıştı. ne kadar değişse bile geçmişte yaptığı hatalarla tekrardan yüzleşmek hyunjin'i her zaman daha da kötü hissettirecekti.

jeongin spor salonundan çıkmak için harekette bulunurken son kez hyunjin'e göz atıp adımlarını hızlandırdı. eğer yanında dursaydı ne yapacağını asla bilemezdi. çünkü ne zaman etrafında ağlayan birisini görse dili tutulurdu. karşıdaki kişiye destek olacağı sırada susmayı tercih ederdi. kendisine bile destek olamayan bir erkeğin kime faydası olurdu ki hem?

really meant | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin