-19-

3K 185 63
                                    

Oy sınırı 60 yorum sınırı 20'dir.

O oynanması gereken futbol maçı iki gün sonra olacaktı. Ama benim bundan önce aklımda sadece suçluyu bulmak vardı. Bu yüzden bazı kişilere yaklaşmam lazımdı.

Okula geldiğimde güler yüzle Hazal'ın yanına gitmiştim. Beni böyle görünce şaşırmış olmalıydı.

Hazal:
-Ne var sabah sabah?
-Aa olmuyor ama Hazal. Seninle arkadaş olmak istiyorum ben.
-Yine bir şey var değil mi? Çağrı ile oynadığın gibi benimle de oyna-
-Çağrı ile oynama- hee doğru evet oynadım ama bil bakalım niye?
-Niye?
-Çünkü Ege'den hoşlanıyorum!

Dediğim şeyle Hazal gözlerini kocaman açıp beni kendine çekmişti.

-Ciddi misin sen? Nasıl yani?
-Evet öyle. Nasıl derken? Ne olabilir? Hoşlanıyorum işte.
-Ee benden ne istiyorsun?
-Aramızı yapsan? Daha doğrusu hepinizin arkadaşı olsam? Bakıyorum da Çağrı ve Cemre hep bizim tarafta.
-Kendin söylüyorsun bizim taraf diye.
-Evet tabi ki öyle Ali ve Arap benim kardeşim ama onlar değil sonuçta.
-Evet haklısın biraz ama bir şartım var.
-Ne?
-Bana da sen Çağrı'yı ayarla.

Dediği ile şok olmuştum. Bunu yapamazdım.

-Ol-olamaz o benim eski sevgilim Hazal.
-Oyun oynadığını kendi ağzınla söylüyorsun ama.
-Tabi öyle ama biraz saçmalık hem konuşmuyoruz ki biz.
-Evet o da doğru ama yap bir şeyler.

Aslında ondan iyilik istememe gerek yoktu. Ege'ye şimdi gitsem hemen kabul ederdi ama asıl amacım Hazal'la iletişime geçmekti.

————-

Öğle arası bizimkiler çağırmıştı ama orada Çağrı da vardı yanlarına gidip;
-Şey bu günlük sizle yemeyeceğim. Hazal ve Ege bekliyor. Afiyet olsun.

Yanlarından ayrılmıştım. Ama en son Çağrı'nın yüzünü görmüştüm. Baya bozulmuş gibiydi.

————-

Gerçekten 1 saattir onları dinlemek beni sıkmıştı. İkisi de benim anlaşabileceğim tipler değildi ama mecburdum.

Ege:
-Ee ne dersin Zeyno'm?
-Ne dediniz duyamadım ben.
-Bu akşam diyorum benim evde buluşalım üçümüz.

Normalde kesinlikle gitmezdim ama kabul edecektim.

Hazal:
-Üç olmasa o? Çağrı da gelse.
Ege:
-Saçmalama Zeyno'nun eski sevgilisi o.
-Sana da anlatmış olmalı onunla oynamış Zeyno.
-Ciddi mi? Ama nasıl ya?
Zeyno:
-Öyle işte ya çok açmayalım isteyen gelebilir ben rahatsız değilim tabi siz de değilseniz.
Ege:
-Tabi sorun yok.

—————

Akşama doğru güzelce giyinmiştim. Asla tarzım değildi ama galiba buna da mecburdum.

Dışarı çıkmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dışarı çıkmıştım. Ali ve Arap'a gözükmeden gitmiştim mahalleden. Onların planımdan haberi yoktu.

Ege'nin attığa konuma geldiğimde kapının önünde Çağrı ile karşılaşmıştım. Normalde cevap vermeden gidecekken kolumdan tutmuştu.

-Çok güzel olmuşsun Zeynep.
-Teşekkürler ama elini çekersen iyi olur ittirmek istemiyorum.

Elini çektiğinde gözlerimin içine bakıp;
-Rol yapıyorsun değil mi?
-Evet veya hayır sana ne bundan! Sadece sesini çıkarma sen.
-Hayır olma olasılığı yok bence. Sen Ege'yi sevemezsin.

Biraz yaklaşıp gözlerinin içine bakarak konuşmuştum.
-Nerden biliyorsun? Sevemez miyim?
-Evet karakterleriniz falan da uymaz. Ona bakman saç-
-Karakterim uygun olanı da denedim merak etme. Ama bir şey söyleyeyim mi? O hiç olmadı bence bundan zarar görmem.

Gözlerini kısarak bir adımda bana yaklaşmıştı. Şu an dudaklarımız değdi değecekti ama ciddiyetimi bozamazdım.

-Normal bir gün olsa bu dediklerine sinirlenirdim ama sadece oyun olduğunu biliyorum.
-Sen öyle san o zaman.

Diyip gitmiştim. Kapıya geldiğimde hemen o da yanıma gelmişti. Kapıyı Ege açmıştı. Beni görmesiyle sarılıp yanağımdan öpmüştü. Yüzümü ekşitsem de belli edemezdim.

Çağrı'ya baktığımda samimiyetsiz bir şekilde güldüğünü görmüştüm. Hazal da ona bakıp;
-Hoş geldin Çağrı. Çok mutlu oldum gelmene.
-Hoş buldum içeri geçelim artık.

————

Saçma sapan film izliyorduk bari konusu güzel olsaydı. Benim canım çoktan sıkılmıştı. Zaten bilerek Ege ile de dip dibe oturuyordum. Diğer yanımda ise Çağrı vardı.

Bir anda omzumda el hissetmemle kafamı çevirmiştim ama Ege ile burun buruna gelmiştim. Ben rahatsız olup tam çekilecekken omzuma yatmasıyla donup kalmıştım.

Tam kurtulmak için hamle yapacakken üzerimde hissettiğim ıslaklıkla ayağa kalkmıştım. Çağrı üzerime kola dökmüştü.

Zeyno:
-Şaka mısın sen ya! Üzerim battı!
Çağrı:
-Yaa pardon dalmışım da.

İçeri hızla gittiğimde arkamdan Çağrı da gelip kapıyı kilitlemişti. Şu an çok yanlış anlaşılabilirdi.

Zeyno:
-Kapıyı niye kilitledin? Aç şunu!
-O ne hareketler Zeynep? Nasıl izin verirsin?
-Ne?
-Bilmiyormuş gibi davranma. Tamam rol yapıyorsun anlıyorum ama bir yere kadar. İlk öptü sonra sana dokundu gerçekten saçm-
-AYY SENİ NE İLGİLENDİRİR! KİMSİN SEN ÇAĞRI!
-Zeynep bana kızgın olduğunu biliyorum ama acısını böyle çıkarma.

Ona yaklaşıp;
-Amacım seni kıskandırmak değil Çağrı. Amacım sadece plana göre hareket etmek. Sonucunu öğrenmek istiyorum deli gibi.
-YAPMA LÜTFEN! Rahatsız oluyorum.
-Hahahahaha! Senin rahatsız olmana falan bakmayacağım. Kıskançlığın umurumda bile de-
-Ben seni kıskanmıyorum Zeynep.

İçten içe gülüyordum gerçekten kıskanmamış hali bu muydu?

Elimle üzerimi gösterip;
-Bu ne hal o zaman? Bunu yanlışıkla dökmüş olamazsın.
-Yanlışıkla Zeynep.
-Aynen sen kendini kandır daha. Her neyse çıkıyorum yanlış anlayacaklar.

Tam kapının kilidini açmış çıkacakken arkamdan sesini duymuştum.

-Seni onunla görmeye dayanamıyorum ama bu doğru.

Yüzüne baktığımda gözlerinin içindeki üzüntüyü görebiliyordum. İlk kez böyle çaresiz görmüştüm galiba onu.

-Biliyor musun Çağrı? Belki bir zamanlar seni üzmek en son istediğim şey falan olabilirdi ama şu an umurumda bile değil. Hatta kardeşlerim hariç kimse değil. Şimdi artık git buradan!

Evet bugün gördüğümüz fotodan sonra biraz zor bölüm yazdım ama dediğim gibi ona göre gitmiyorum iki karakter sonuç olarak shipleyenler okuyabilir değil mi?🥰
Ona özel bir şarkı o zamann:

Madrigal-Seni Dert Etmeler(Slowed)

senden sonra||zeyçağ🤍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin