-20-

3K 181 74
                                    

Oy sınırı 70 yorum sınırı 20'dir.

Diğer gün sınıfta herkes maç hakkında konuşmaya başlamıştı.

Ali:
-Evet bizim takımda olmak isteyenler gelebilir. Kalecimiz belli ona göre gelin.
Ege:
-Kimmiş kaleciniz?
-Ee Zeyno tabi ki.
-Zeyno mu? Erkekler oynamayacak mı sadece?
-Hayır bunun kızı erkeği olmaz.

Çağrı:
-Tabi olmaz ama ben Zeynep'in yapabileceğini sanmam.
Zeyno:
-Sen çok izledin sanki beni.
-İzlemeyi çok isterdim ama maalesef şartlar yani.

Göz devirip Ali'ye dönmüştüm.

-Siz takımları kurun sonra da bana haber verirsiniz.

————

Takımlar kurulmuştu. Sınıf yarı yarıya bölünmüştü. Bizim takımda Ege de olmak istese de Ali ve Arap izin vermemişti.

Öğle arası bizimkilerle otururken Cemre ve Çağrı da gelmişti her gün olduğu gibi.

Zeyno:
-Ben gidiyorum.
Çağrı:
-Biz geldik diye mi kaçıyorsun Zeynep?
-Ne kaçması ya?
-Ee o zaman ne? Her gün biraz ayıp olmuyor mu? Hem merak etme Ege yok.
-Sana ne bundan! Bana karışmasana.

Ali:
-Bir sakin olun ya!
Çağrı:
-Sen ne karışıyorsun?

Çağrı'nın hala Ali'yi sevmediğini görebiliyordum.

Ali:
-Gerçekten kavganızı hiç çekemem. İsteyen otursun istemeyen gidebilir.

Ben oradan kalkıp aşağı inmiştim. Hava alacaktım. O sırada Ege'nin tek başına oturduğunu görmüştüm.

Ege:
-Niye geldin ya? Yemek yeseydin.
-Yedim zaten yanına geliyim dedim.
-Beni mi düşündün sen?
-Yani evet.

Sahte bir şekilde gülümseyince elini omzuna atıp beni kendine çekmişti.

Biz öyle sohbete dalmışken yanımıza Çağrı gelmişti.

Çağrı:
-Böldüm galiba.
Zeyno:
-Evet.
Ege:
-Hayır.

Dediğim şeye sinirlenmişti belli oluyordu yüzünden.

Ege:
-Gel otur istersen.
Çağrı:
-Tamam olur.

Diyip aramıza oturmuştu. Gerçekten bu çocuğun amacı neydi? En son kıskanmıyordu bir de.

Ege:
-Başka yer yok muydu kanka?
Çağrı:
-İkinizin de yanına çok güneş geliyor böyle en iyisi.
-Hmm anladım.
Zeyno:
-Ben gidiyorum Ege. Çıkışta görüşürüz.

Çağrı
Zeynep'in kalkmasıyla baş başa kalmıştık Ege ile. Sinir oluyordum yakınlıklarına. Oyun olduğunu biliyordum ama dayanamıyordum işte.

Ege:
-Kanks biraz saçma olacak ama sormak istiyorum.
-Neymiş?
-Sen sonuçta oyun da olsa Zeyno ile sevgiliydin. Nelerden hoşlanır bilir misin?

Gerçekten beni burada delirtecekti bu çocuk.

-Neden soruyorsun ki?
-Yakında doğum günü varmış. Geçen konuşurken söyledi.

Doğum günü mü? Bunu nasıl bilmezdim? Bana neden hiç söylememişti?

Ege:
-Bro ne düşünüyorsun? Basit bir soru sordum.
-Ş-şey o böyle çiçekli ayıcıklı şeylerden hoşlanır. Küçük hediye sevmez aşırı abartı şeylere bayılır.
-Bizim Zeyno? Emin misin?
-Dışarıdan öyle durduğuna bakma. Bana kendi ağzıyla söylemişti. Zaten evine gittiğimde odasında da hep böyle şeyler vardı.
-Sağ ol kanka baya işe yarar bana bu hadi ben kaçar!

İçten içe sevinmiştim. Şimdi gidip Zeynep'in en sevmediği şeyleri alacaktı.

Zeyno

Okul çıkışı Ege ile buluşmadan önce Çağrı benimle bizim boş sınıfta buluşmak istemişti.

Oraya gittiğimde bana dönüp;
-Sana bir şey soracağım Zeynep.
-Evet dinliyorum.
-Ege'ye doğum gününü sen mi söyledin?
-Evet sorun mu var?
-EVET VAR! BİZ SENİNLE ÇOK YAKINDIK BİR ZAMANLAR BANA NEDEN AÇIKLAMA GEREĞİ DUYMADIN!
-Ne bağırıyorsun be? Hem aklıma gelmemiştir. Şu an bundan sana ne!

Yanıma hızla yaklaşıp belimden tutmuştu. Bu ani hareketleri beni şaşırtsa da belli etmemeliydim.

-Bana artık sert çıkışmana dayanamıyorum. Evet kıskançlıksa kıskançlık! Haklısın kıskanıyorum hem de deli gibi. Onu seninle konuşurken bile görmeye dayanamıyorum anlasana beni de.

Dediği şeyle bana yaklaştığını görmüştüm. Dudağımı mı öpecekti cidden?

Onu ittirip;
-SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN YA! Bana bunları sormaya hakkın bile yok! Neden sert çıkıştığımı senin de anlaman lazım.
-O zaman bari bu plana ben de dahil olayım Zeynep.
-Nasıl?
-Bende araştırayım yani. Sen sadece yapamazsın.
-Yaparım bence ama ne gibi bir yardımın olabilir?
-Hazal. Ona yakınlaşırsam her şeyi söyler bence.
-Saçmalama onla yakınlaşmayacaksın.
-Sadece plan için. Hem sen de bilerek yapıyorsun Ege'ye bunları.
-Evet bilerek ama ben senin oyundan da olsa ona ne anlamda yakınlaşacağını biliyorum.

Gülmeye başlamıştı.

-Acaba bu kıskançlığı ben mi yapıyorum sadece?
-Ne kıskanıcam seni be! İstediğinle ol ama o olmaz. Elini yüzüne bulaştırırsın.
-Söz yapmayacağım hatta bak sen ne kadar yakınlaşırsan ben de o kadar. Ya da tam tersi ne dersin?

Gözlerimi kısıp dibine kadar girmiştim.

-Senin ben asıl amacını biliyorum hadi ama neyse ben tamamım. Şimdi rahatsız etme de ben gidip Ege ile bulaşayım.

Tam çıkacakken arkadaki sesini duymuştum.

-Bari ben de Hazal'la bulaşayım değil mi?

Dişlerimi sıkmıştım sinirden. Ona dönüp;
-Tamam buluş fotoğrafta atarsın sen kesin yap yap!

Diğer çıkan fragmandan sonra yazma hevesim geldi şimdi bunu atıp diğerini de yazmak istiyorum🥰😘

İkilem-Bu Saatten Sonra

senden sonra||zeyçağ🤍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin