3. "Bana verirler koca bir saçmalık."

625 40 32
                                    

Multimedya; Dimitri meşhur gömlek kombini
Bölüm şarkısı; Jakuzi - Koca Bir Saçmalık

"İyi misin? betin benzin atmış." gözlerimi devirmek istesem de kendimi tutarak "İyiyim." dedim. Mesaim çoktan bitmişti ve kahrolası yerden çıkmak için zaman kolluyordum.

"Kolay gelsin size." iş arkadaşlarıma neden kaba davrandığımı ben de bilmiyordum sadece hayalkırıklığına uğramış hissediyordum.

Belki yaşadığım şey için, belki beni orada yalnız bıraktıkları için. "Sana da." diyerek kısa bir cevap verdi Gwenn. Sanki arkamdan 'nesi var bunun?'  diye fısıldadıklarını duyabiliyor gibiydim.

Elimi enseme atarak derin bir nefes aldım, bu kızışmayı eve hızlıca gidip, bir hap içerek durdurmam lazımdı. Herhalde onlar da başka soru sormazlardı.

Tahmin ettiğimin aksine yirmi saniyelik yolun ardından "Hey!" Eva arkamdan seslendiğinde çoktan hızlı adımlar atarak bardan çıkmış bedenimi ona döndürdüm. "Sen iyi misin?" yine de beni düşünerek peşimden gelmişti.

"Bay Dimitri sana bir şey.. yapmadı değil mi?" kafamı iki yana sallayarak burukça gülümsedim. Kızgınlığım içimden keşke yapsaydı diyordu çünkü. Ve ben bu sesten onun soluğunu kesmek isteyecek kadar nefret ediyordum.

"Siz naptınız?" diye gereksiz bir soru sordum ona. "Yani, mesai nasıl geçti?" gülümseyerek hafifçe koluma dokundu. "İyiydi." ben de ona aynı şekilde gülümsedim. "Sevindim." bir an için bütün içimi Eva'ya döküp omzunda ağlayasım gelmişti ama beni anlayamamasının riskini alamazdım.

Ya patrona söyleyecek olursa? o zaman napardım "İyi geceler." diyerek son vedamı ettikten sonra otelin çıkışına yöneldim. 

Bar otelin içinde olduğundan iki kapıdan geçmemiz gerekiyordu. "Sana da!" otelden evime kadar olan o otuz dakikalık mesafeyi nasıl geldiğimi bile bilmezken, anahtarı kapıya birkaç hamlede sokup zar zor açtığım kapıyı ittirdim. Belki de hala canlı olduğum için şükretmeliydim, ya da ismini bile bugün öğrendiğim bir alfayla zorla birlikte olmak zorunda kalmadığım için. Sözünü tutmuştu, sadece izlemek zorunda kalmıştım. Peki başıma bir şey gelmemesine rağmen neden bu kadar öfkeli hissediyordum?

Sonuçta bizim türümüze tecavüz normaldi, artık o kadar normalleştirilmişti ki bu bir suç sayılmıyordu bile. Aynı seks işçilerinin zaten mesleğiniz bu diyerek karakollardan kovulması gibi, türümüz bitap bir haldeydi.

Üzerimdekileri adım attıkça bir parçası başka yere gelecek şekilde çıkartarak, mutfaktaki baskılayıcı ilacımın kalan son tabletini de içtikten sonra kendimi eski ama oldukça rahat kanepeme attım.

Evim iki kişilik bir öğrenci eviydi fakat eskiden oturan öğrenci evden ayrıldığı için yalnız yaşıyordum, en kısa zamanda buraya birini bulmam şart olmuştu.

Kolumu ters bir şekilde gözlerimin üstüne, yüzüme kapattığımda "Sonunda." diye mırıldanıp bütün yorgunluğumun ve kızgınlığımın bedenimi terk etmesi için derin derin nefesler aldım. Eğer bu şekilde biraz daha dinlenirsem, sabaha kadar kızgınlığımdan ve öfkemden hiçbir şey kalmazdı.

Hayatımı böyle devam ettirmeyi öğrenmiştim zaten, öfkemi ve hayal kırıklıklarımı içimde tutarak.

Göz kapaklarım kolumun altından, gözlerimin üstüne kapandığında, bu eziyetin bir an önce bitmesini diledim.

-
Dün gece sabaha kadar kızgınlığımdan ve öfkemden hiçbir şey kalmayacağını düşünmüştüm değil mi? zzzıtt yanlış cevap.

"Yine mi bu herif?" geç geldiğim evimden öğle saatlerinde apar topar ayrılmış, henüz başladığım işime geç kalma korkusuyla yola çıkmıştım. Gelip önlüğümü değiştirip, barın arkasına geçtiğimde geç kalmamdan daha büyük bir felaket olan Dimitri'yi görmüş, onu baştan aşağı süzüp gözlerimi devirmiştim.

Nefret Söylemi (GAY) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin