*5*

1.1K 106 58
                                    

Keyifli Okumalar daktilo Narmin dewamke modunda bugün 😂

Herkes odasına çekilmişti. Bende otelin terasında öylece oturuyordum. Biraz düşünmeye ihtiyacım olduğu için akşam yemeğinden sonra herkesten uzaklaşıp buraya çekilmiştim. Asansöre binerken asansörün kapısının ağzında Hande'yle göz göze gelmiştik, o merdivenlerden aşağı iniyordu bense yukarı çıkmak için asansörü bekliyordum. Bana içten bir gülümseme gönderip inmişti merdivenlerden bense arkasından bakakalmıştım. Şimdi de onun yüzünü hayal ederken gökyüzünü izliyordum. Düşüncelerimi ve hızlı gelişen her şeyin ardından içimde yaranan duygu karmaşasını çözmeye çalışıyordum. Ona kızgın mıydım?
Hayır!
Ona küs müydüm?
Hayır!
Ondan hoşlanıyor muydum?
Bilmiyorum!
Peki ama neden hayranımın o olduğunu öğrendikten sonra içimde garip bir heyecan oluşmuştu?
Çocukluğumdan beri böyleydim ben. İçimde adını koyamadığım bir şeyler belirdiğinde onu çözmek için uğraşırdım. Şimdi de bu duygu kargaşası kurcalıyordu beynimi. Hande'nin bana hisleri vardı ve bunu apaçık bir şekilde ortaya koymuştu. Benim de bundan sonra onunla arkadaşlığımı devam ettirip ettirmeyeceğimi çözebilmem için biraz daha düşünmeme lazımdı.

Saatlerdir uzandığım şezlongun üzerinde gökyüzünü izlerken onun bana her yaklaşımını, her gülüşünü, her öpüşünü, her bakışını tekrar gözden geçiriyordum. Didikleyerek, inceleyerek tekrardan hatırlıyordum her anımızı. Ve tuhaf bir şekilde de hatırlarken gülümsüyor, onun bana her zaman farklı yaklaşmasını aslında başından beri sevdiğimi anlıyordum. Sevilmeyi kim sevmezdi ki zaten? Peki ama ben de onu seviyor muydum?

Erenden ayrılalı neredeyse iki hafta olmuştu ancak bunu henüz kimseyle paylaşmamıştım. En yakın arkadaşım Ebrar bile hâlâ birlikte olduğumuzu düşünüyor. Öyle düşünmeye devam etmelerini istedim çünkü ayrılık sebebim yok. Geçerli bir sebep olmadan sırf sıkıldığım için ayrılmıştım Eren'den çünkü yürütemiyordum. Onunla eğlenemiyor, yanında içten gülemiyordum. Hayata bakış açılarımız da farklıydı hep. Zaten neden sevgili olduğumuzu da anlamamıştım. Herhalde o dönem peş peşe evlenen arkadaşlarımın baskısındandı, bilemiyorum.

Oflayarak bakışlarımı parlayan yıldızlardan çekip ellerimi yüzüme kapattım. Böyle düşünmekle bir yere varamıyordum. Kafayı sıyırmama az kalmıştı.

Telefonuma gelen bildirim sesi dikkatimi çekti. Elimi yüzümden çekip şezlongun üzerinde olan telefonumu aldım.

Bilinmeyen Numara: Lütfen otelin arkasındaki bahçeye gelir misin?
Bilinmeyen Numara: Bahçeye girer girmez nerede olduğumu bulacaksın. Yol seni kendisi yanıma getirecek.

Kalbim hızla çarpmaya başlarken şezlongun üzerinde doğruldum. Neden böyle afallamıştım ki şimdi?

Düşün Zehra!
Düşün Zehra!
Düşün Zehra!

Ayağa kalkmış çatıda sağdan sola doğru dolanıp duruyordum. Ama neyi düşünecektim ki, zaten beni arka bahçeye çağırıyordu. Alt tarafı gidip konuşacaktım ama ne konuşacaktım? Ya konuşma iyi gitmezse? Ya onu kaybedersem? Hande, en çok güldüğüm, en iyi eğlendiğim, en sevdiğim arkadaşımdı. Onu asla kaybetmek istemiyordum.

Elim alnımda, şakaklarımı sıkarken binaya girdim tekrar. Asansörün önünde beklerken kısacık süren süreyi bile sıkıntıyla bekledim. Avuç içlerim hiç terlemezdi benim ama şu an sırılsıklamdılar.

Sakin Zehra!
Sakin kızım!
Alt tarafı konuşacaksınız.

Asansör geldiğinde içine binip bahçe katını tuşladım. Lobinin bir alt katından çıkılıyordu arka bahçeye. Garajın, oyun parkının ve spor salonuyla hamamların olduğu yerdeydi arka bahçe. Gözden ırak denize açılan yeşillik hoş bir alandı. Hande'yle bu otele ilk geldiğimiz gün kumların üzerine yatarak sabahlamıştık. Uzun süren konuşmamızdan ne o ne de ben fark edememiştik sabahın nasıl açıldığını. İşte tam da o günden sonra başlamıştı Hayalet hayran olayı. Eskiden sapığım derdim ama şimdi dilim varmıyor. O benim Handan'ım çıkmıştı. Onun olacağı hiç aklıma gelmezken hem de...

• Bilinmeyen Numara • HanZeh •gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin