giriş

874 66 5
                                    



yirminci yüzyılın başlarında, Güney Kore'de  yıllardır hüküm süren Kral Kim ve ailesi yaşarmış. Bu hükümdarlık öylesine güçlü, öylesine zenginmiş ki ünleri tüm dünyanın dilindeymiş.

Bu sonsuz zenginliklerinin yanı sıra efsanevi mimarisi ve bereketli kaynaklarıyla burası adeta cennetten bir parçaymış.

Lakin her güzel şeyin bir kusuru olduğu gibi kral ve ailesin de burukluğu varmış; küçük oğulları. Tam 10 sene sonra, oğulları Seokjin ve Namjoon'dan sonra tanrı tarafından müjdelenen küçük oğulları.

Müjdeydi: krallıktaki yaşayan herkese. Öyle ki, kraliçenin hamileliğinden doğumuna kadar güneş adeta bir daha güzel açmış bu ülkede.

Fakat ne yazık ki bu güzel çocuk daha ismi bile konulmadan kimliği belirsiz bir kadın tarafından kaçırılmıştı. Ailesi daha mutluluklarını yaşayamadan küçük oğulları ellerinden kayıp gitmişti.

O günden sonra her şey çok farklı olmuştu. Kral ve kraliçe günden güne yaşlanmıştı, sanki tüm ülkenin üzerine kara bulutlar çökmüştü. Her ne olursa olsun aradan on dokuz sene geçmesine rağmen küçük prensi aramaktan hiç yılmamışlardı.

İsimsiz prens; kayıptı, ülkenin tüm umutları gibi.

İsimsiz prens; kayıptı, ülkenin tüm umutları gibi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
laylaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin