1.Bölüm

73 26 45
                                    

Merhabalar ;)

İlk yazarlık deneyimim ilk heyecanım...

Okuyucusunu derinden etkileyecek bir hikaye ile karşınızdayım. İyi okumalar.

~~~~~~~

Geminin sarsıntısına daha fazla dayanamayan midemin boğazıma yolladığı asiti tükürerek uyandım. Bir an için nerede olduğumu unutmuşum.Etrafıma şaşkın şaşkın bakındım.Büyük bir geminin ambar kısmında ellerimden direğe bağlanmış bir şekilde yerdeydim.Sonra ağlamaktan şişen göz kapaklarım hatırlamama yardımcı oldu. Ailemin yanından zorla kaçırıldığımı , sevdiklerimden zorla alındığımı , annemin çığlıklarını , babamın ve abimin öldürülüşünü...Kalbim sıkışarak hatırladım.Yaşadıklarımı bünyem kaldıramıyordu. Unutmayı , hiç yaşamamış olmayı diledim.

Uyanmış olduğumu fark eden uzun boylu , esmer bir çocuk ambar kapısında belirdi. Neden çocuk olduğunu düşündüğümü bilmiyorum belki de yaşlarımız birbirine yakındı.Elinde ki tabaktan sarkan üzümü görünce art niyetle gelmediğini düşündüm. Yanıma yaklaşıp ellerimi çözmeye başladı. Gözlerini gözlerimden bir an olsun çekmediği için rahatsız hissettim. Ellerim bağlı ne kadar süredir bu pozisyonda olduğumu bilmiyordum ama bileklerim morarmaya yüz tutmuştu. Son düğümü açarken bileğim acıdığı için kendimi geri çekmeye çalıştım.Ellerimi daha sıkı tutup bileklerime bakmaya başladı. İçinin sızladığını fark ettim. Bu neydi şimdi hem beni kaçırıp zorla bağlayın hem de canımı yaktığınız için üzülün. Attığım bakışlardan düşüncemi anlamış olacak ki 'Sana merhem hazırlattıracağım. Şimdi bu meyveleri ye ve biraz dinlen.'dedi. Uzattığı tabağı aldım ve kafamda ki sorları sormaya başladım.' Sen kimsin ? Beni niye kaçırdınız ve benden ne istiyorsunuz ? 'nefes almak için duraksadım. Camdan dışarı kafamı çevirdim 'Nereye gidiyoruz?' dedim. Konuşmaya başlamak için boğazını temizledi , ben de ona doğru dönüp dinleme pozisyonu aldım. 'Benim adım Marin. Görevim seni Mısır'dan alıp sapa sağlam bir şekilde Fransa'ya götürüp Kraliçeye teslim etmek. Seni neden kaçırdığımızın cevabını Fransa'ya vardığımızda , Kraliçe verecek. ' dedi ve başıyla selam verip gitti. Konuşmasıyla, hareketleriyle güven veriyordu. Ama aklım aileme yapılanları unutmadı. Elbette aileme yapıların hesabını soracağım günleri dört gözle bekliyordum. Bir sonraki gün yine aynı saatte elinde meyveler ve başka bir tabakla geldi. Tabakta benim için merhem olduğunu düşündüm. Yanıma yaklaşıp , nefesini vererek 'Merhem getirdim .'dedi. Elimi tutup yavaşça merhemi sürmeye başladı. Sanki her merhem sürüşünde tenimden zevk alıyordu. Bu hareketi beni sinirlendirdi , elinden merhem tabağını çektim ve 'Ben halledebilirim.' dedim . Bu hareketime karşılık sinsi bir gülüş yakaladım. Zaten bir günde tüm ailemi kaybettim , sevdiklerimden zorla ayrı bırakıldım. Bunlar yetmezmiş kaçırıldığım gemide acımdan zevk alan insanlarla uğraşamazdım. Sinirlenmeye devam ediyordum . Beni izlediğini fark ettiğimde sinirlenmeyi bıraktım çünkü düşmanımla aramı iyi tutarak onu kendime köle edebilirdim . Ona nazlı nazlı bakıp diğer bileğimi uzattım. Sonuçta eğer Fransa'ya gideceksek bu haftalarca sürecekti . Bu süre zarfında bir de eziyet görmek istemiyordum. Uzattığım bileğimi havada kaptı ve sırıttı. 'Hava almaya ihtiyacım var Marin' dedim. Marin'de 'İsteğin emirdir , Amira' dedi ve bileğimin işi bitince güverteye doğru yürümeye başladım.

Bu duruşu ile Amira'yı karaya varacakları güne kadar güverteye çıkmasına izin verdiler. Sabahları sessizce okyanusu izledi , akşam uyumak için ambarına geri döndü. Güvertede çalışanlar gizemli misafirin hareketlerini dikkatlice izlediler.Prenses Amira başına gelenlere üzülürken , başına geleceklerden habersiz yolculuğuna devam ediyordu. İleride onu bekleyen tehlikeler , dişlerini bileyen düşmanları vardı...

𝐏𝐫𝐞𝐧𝐬𝐞𝐬 𝐀𝐦𝐢𝐫𝐚🌹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin