[TAMAMLANDI ]BRING ME TO LIFE [CHANBAEK]

BÖLÜM 3

    Baekhyun, Chanyeol'ü ayin odasına götürüp orada tören yapmayı planlamıştı; bu tören evlilik töreniydi. Törende ikisi bileklerini kesecek ve akan kanlarını birleştirecek ve sonsuz aşk yemini edecekler ya da kanı dudaklarına sürüp birleştireceklerdi. Baekhyun bunu istiyordu ama Chanyeol, onun aşık olduğu komutan Chanyeol değildi. Daha değişik kıyafetlisiydi ve üstelik ona eskisi gibi bakmıyordu.          
   Baekhyun, Chanyeol'ün bileğinden kavrayıp karanlık dar koridorlardan giderken bir anda yıllardır yanmayan mumlar ikisi oradan geçtikçe yanıyor ve etrafı aydınlatıyordu. Chanyeol etrafa şaşkınca bakmaya devam ederken bir yandan kurtulmak için çaba gösteriyordu, kendisini geriye itmeye çalışıyor ya da durmaya çalışıyordu ama gücü buna ne yazık ki yetmemişti, bir şeylerin ters veya yanlış gittiğini anlamıştı çünkü ne zaman bir şeyleri hissetse hep doğru çıkardı, kaçamayacağını anlayınca bağırmaya başladı.

"İMDAT YARDIM EDİN! SEHUN NEREDESİN!?" Bağırmaya devam etti fakat ne bir ses, ne de bir gölge görebiliyordu çünkü sadece Baekhyun ve kendisi oradaydı.

"Boşuna bağırma, birazdan aşk yeminimizi edeceğiz sevgilim." Baekhyun sırıtarak söylerken bir yandan da ayaklarını mermerlere sertçe vuruyordu.

"Ben senin sevgilin değilim pislik mumya. Senin gibi bir mumyayı ben ne yapayım be!? Sen ölüsün ölü."

"Ölü olmam, sevgilimin olmayacağı anlamına gelmez Chanyeol"

Chanyeol ismini Baekhyun'dan duyunca ürkmüştü ama bunu belli edemiyordu. Baekhyun en fazla şu an onu öldürebilirdi ama bunu asla istemezdi, ne de olsa daha Kore'ye dönünce Sehun ile birlikte arkadaşlarıyla birlikte hayalini uzun süredir kurduğu o müzik grubunu kuracaklardı.. O ve Yixing gitar çalacaktı, Sehun bateri çalacak, Jongin dans edecek, Kyungsoo, Minseok, Junmyeon ve Jongdae vokalist olacaktı..  (Y/N Baekhyun'u unuttum sanmayın ssh)
  İkisi beraber kısa bir süre sonra dev bir odanın içine geldiklerinde Baekhyun, Chanyeol'ün bileğini serbest bırakmasıyla Chanyeol bileğindeki ağrıyla yere yığıldı, çok sert ve sıkı tutmuştu bileğini.

"Bana ne yapacaksın!? Leşimi mi sereceksin? Yoksa öldürüp yerime mi geçeceksin?" Sinirle kafasını kaldırıp Baekhyun'un yüzüne baktı.

"Tam olarak eski günleri yâd edeceğiz. O günleri belli ki hatırlamıyorsun ya da yüzümü bu paçavralardan dolayı unuttun."

Baekhyun ilerideki merdivenlerin oraya gitti, burada iki tane heykel bulunuyordu. Heykel, Anubis'e aitti. Yanında ise Ra heykeli bulunuyordu. Baekhyun siyah bir kitabı alıp geldi, yanında demirden kelepçelerde vardı, ne yapacaktı ki? Chanyeol merakla ona bakarken bir yandan buradan nasıl kaçacağının planını yapıyordu, acaba şu an Sehun neredeydi..? Onu aramak için birilerini çağırıyor muydu? Sehun'u çok özlemişti, ikisi bebeklikten beri arkadaştı ve bu yüzden de çok değerliydi.
   Sehun onlar yanından gidince korku ve panikle ne yapacağını düşünüyordu, arkadaşını kurtaramamanın verdiği üzüntü ve sinirden dolayı kendisini öldürmek istiyordu. Chanyeol'ün yanına mı gitmeliydi yoksa bunu uzmanlarla mı görüşmeliydi? Uzmanlarla görüşmek vakit alacak gibiydi, en iyi çözüm polise haber vermekti ama şu an bulunduğu yerde telefon çekmiyordu, tapınaktan çıkarak telefonunu açtı ve polisin numarasını tuşladı, polis açmamıştı bu yüzden tekrar aramaya karar verdi. Polis bu sefer açmıştı.

"Alo!? Polis bey!? Arkadaşım kaçırıldı!"

"Adres verin lütfen Bayım."

"Hamunaptra.. Ölüler Şehri.. Tapınaktaydık ve mum- Alo? Alo!?"

Polis, Sehun'un yüzüne telefonu kapatınca sinirden yere sertçe bastı. Şu an dağı taşı kırmak, yok etmek istiyordu. En son aramaların bakmaya karar verdi ve açtı. Karşısına çıkan numara Arkeoloji Müzesi'di. Onlara belki ulaşabilirlerdi ve bu kahrolası mumyadan kurtulabilirlerdi? Sehun heyecanla aramaya karar verdi, arabaya oturup sırtını arkaya yaslandı. Karşısına çıkan Arkeoloji Müzesi'nin müdürüydü. Bay Choi Kwang'tı. Kendisi uzun süredir arkeoloji ile içli dışlı birisiydi ve bu yüzden de çok araştırma yapardı. Şimdiki zamanın  Abraham Val Helsing'i diyebiliriz. (Y/N: kendisi vampir araştırmacısı ve uzmanı diyebiliriz.)