Flashback
"Bir gün öldürülsek veya birimizden birisine zarar gelse diğerimiz durmayacak ve savaşacak anlaştık mı?"
"Hayır savaşmayıp Nil Nehri'ne kadar koşacağız!"
"Tamam Baekhyun'um ama biliyorsun ki sadece koşmak olmaz hm?"
Flashback end
Gördüğüm düşler beni bir anda gülümsetirken alnımdan yediğim acı beni kendime getiriyordu ama kulağıma dolan gürültüyle kaşlarımı çattım ve gözlerimi açtım. En son gördüğümde Chanyeol havuza doğru savrulurken şaşkınca olanları izledim.
"HAYIR OLAMAZ!" Ayağa kalkıp onu iten adama doğru koşup ittirmeye başladım. Adamı olan tüm gücümle döverken bir anda içeri dolan çocuklarla anlık gülümsedim ama ne yapacağımı da şaşırmıştım. Sehun da üstelik bana yardım ediyordu.
"Buradan sonra ateşkes imzalayalım mı Baekhyun!?"
"Olur!" İkimiz yanyana aynı savaştaki askerler gibi dövüşürken bir yandan da müdür ve gerizekalı adamlarını dövmeye devam ediyorduk.
Farkındayım ortalık yangın yeriydi ama bir yandan Chanyeol'ü düşünüyordum çünkü benim yüzümden her şeyi çekmişti... Yanına tam gidecekken bir adam beni ittirmişti ama onu ben de ittirince hemen yere yığılmıştı. Junmyeon Chanyeol'ün yanındaydı ve bana çaresizce bakıp "Nefes almıyor..." demesiyle başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. "NE DEMEK YA! SEN DOKTOR DEĞİL MİSİN BİR ŞEY YAP!"Gözlerimden yaşlar akarken herkes bana şaşkınca bakıyordu sadece. Sinirle yere oturup ellerimi yere sertçe vurdum. "Benim yüzümden... Benim yüzümden.." Aklıma gelenlerle ayağa kalkıp kapıya ilerledim, sertçe itip müdürün yanına gittim. Ensesinden tuttuğum gibi sürükleyerek Chanyeol'ün yanına sürükledim.
"Senin derdin benimleydi onunla değildi! O sadece bir ölümlüydü ben ise lanetli bir prenstim! Şimdi sen öleceksin, ölmeyi hak eden sensin! Yine sevdiğim adamı elimden alamayacaksınız ve biliyorum duygularımız karşılıklı!"
Müdürü gözümü kırpmadan cıva dolu havuza attığımda gözlerimden yaşlar akıyordu çünkü asıl ölmesi gereken kişi Chanyeol değil müdürdü. Omzumda hissettiğim el ile arkama döndüğümde yaşlıya yakın bir kadın gördüm, annesi olmalıydı...
"Oğlumu iyileştir... Lütfen." Chanyeol'ün annesi hıçkıra hıçkıra ağlıyordu ve kucağında da iki tane sevimli yavru köpek vardı. Onun gerçekten güzel bir ailesi vardı..
"T-tamam.." herkes başından kuşlar gibi giderken kollarından tutup ortaya sürükledim. Yanında diz çökerek oturdum. Üstüne giymiş olduğu tişörtü sıyırmadan elimi göğsüne götürüp gözlerimi kapattım ve odaklandım. Yüzüme vuran mavi ışık rahatsız etmektense iyi geliyordu. İçimdeki tüm güç ikimizi de iyileştiriyor bir yandan onu hayata yeniden bağlıyordu. Chanyeol ölmeyecekti biliyordum, gözlerimden akan yaşlar onun tişörtünü ıslatırken bir yandan da hıçkırıyordum. İlk defa birisi için -ki geçmiş hayatımı da dahil etmem gerekirse- böyle hissediyordum.
"Uyan lütfen..." Elimin altında hareketsiz duran göğüs artık hareketliydi ama benim gücüm gittiği için kendimi yetersiz hissediyordum. Başımı göğsüne yasladım ve ağlamaya devam ederken mavi ışık birden söndüğünde omzumda hissettiğim el içime su serpiyordu..
"Baekhyun?" Ses ona ait olsa da ben kendime yediremiyordum..
"Sus sen hastasın daha iyileştiremedim seni Chanyeol.."
"Baekhyun ben yaşıyorum saçmalama."
"Sen saçmala-" başımı geri kaldırdığımda kocaman çekik gözlerini bana dikip şirin şirin bakarken kollarımı sımsıkı ona sardım. "APTAL SENİ!" Duygu karmaşası yaşamaktan başka bir şey yaşamıyordum ki şu an.. "Ben senin için çok endişelendim ve seni yaşatamayacağımı düşündüm ve ben senden çok özür dile-" Sözlerimin bitmesine izin vermeden dudaklarıma değen dudaklarla neye uğradığımı şaşırmıştım. Bunu gerçekten beklemiyordum... Kendimizi milletin önünde bulmak beni hem utandırmış hem de mutlu etmişti. Kendimizi savaştan çıkmış iki sevgili gibi hissediyordum. Chanyeol dudaklarımdan ayrıldığında kızarmış yanaklarımla ona baktım ve sonra gözlerimi çektim. "Bunu beklemiyordum..." Herkes bize büyük ihtimal bakarken içlerinden "şapşallar sizi" diyorlardı ama olsun.
"Bazen bazı şeyler beklemeden içten gelmelidir Baekhyun." Eli saçlarıma gittiğinde utanarak gülümsedim ve omzuna vurdum.
"GERİZEKALI SENİN İÇİN NE KADAR KORKTUM BİLİYOR MUSUN!? BEN SENİ ÇOK ÖZLEDİM VE SENİN İÇİN ENDİŞELENDİM!" Bunları söylerken hiç bu kadar ciddi olacağımı beklemiyordum ama tüm düşüncelerim böyleydi Chanyeol.
"Beni dinlemek ister misin yoksa yine kalbini ağzına getireyim mi?" Bana öyle kocaman gözleriyle şirin şirin bakmaya devam ederken sadece başımla onaylayabilmiştim. Devam etti.. "Ben sana ne zamandan beridir bir şey diyecektim ama izin vermedin. Eğer bana izin verseydin hemen kapıyı çarpıp gitmeseydin sana içimden geçen tüm o hisleri söyleyip rahat edecektim ve başımıza bu şeyler gelmeyecekti Baekhyun."
"Haklısın ama bilmiyorum Chanyeol.."
"Sana her şeyin zamanla olmasının en mantıklı olacağını söylemiştim çünkü zorla güzellik olmuyor. Eğer zorla birbirimizi sevseydik şu an belki de toksik bir ilişkimiz olabilirdi ve asla mutlu olamazdık. Biliyorum beni o sandın ama ben o değilim, o gün benimle beraber oradayken ki olan hislerini belki hissedemedim belki anlayamadım ama şunu bilmeni istiyorum Baekhyun ben senden zaten hoşlanmıştım. İnsana döndüğün için ya da o gün benim karşımda insan gibi gözüktüğün için değil, ben kafana koyduğunu yaptığın için senden hoşlandım ve söylemedim, çünkü senden korktum. Evet zorla beni evlenmeye zorlaman ya da öldürmeye çalışman korkutucuydu ama seninle o zaman yolculuğundan sonra iyice düşündüm ve senin amacının kötü olmadığını anlayınca günahını aldığımı anladım. Evet Baekhyun senden hoşlanıyorum, senden nefret etmiyorum. Sen beni öldürmeye çalıştığın için seni geri gönderecektim asla ama asla öldürmek gibi bir planım olmadı Baekhyun." Geri çekilerek işaret parmağımı dudağına yerleştirdim.
"Bana izin verir misin? Şimdi sıra bende..." Başını olumluca salladı.
"Ben ilk seninle gözgöze geldiğimde yani o mezarda sanırım yeniden dünyaya geldiğimi ve ikimizi yeniden bulduğumuzu düşündüm. Çünkü geçmişteki sen, bana söz verdin. 'Yeniden dünyaya gelip evleneceğiz.' Demiştin, bu yüzden de ben uyanır uyanmaz evleneceğimizi düşünüp seni zorladım ama sen istemeyince sinirlendim. Evet senin o kişi olmadığını anladığımda cidden zaman geçmişti ama o zamana kadar emin ol evlenmek için direndim ve doğal olarak da sen istemeyince üzerine bela olmak istedim. O gün zaman yolculuğu yapıp, seni kendime çekince bana o kişi olmadığını ve aslında o kişinin kaçtığını gösterince anladım her şeyi. Zamanın benim için olmadığı ve doğal olarak da bu modern dünyaya ayak uyduramayacağımı sen vurulunca anladım. Ben şu an olan Baekhyun, sana çok aşık oldu Chanyeol. Ve inan ne şu an olan ve gerçekten şu anki yaşında olan sen ne de eski dönemde yaşamışta yaşayan Chanyeol umrumda. Ben sana aşık oldum, ona değil. Çünkü o bir yalancıydı ama sen değilsin. Lütfen şimdi izin ver kendimi sana affettireyim." Chanyeol yüzüme hafif tebessümle bakmaya devam etti. Sonrasında başını yime salladı.
Ayağa kalkıp ellerimden tutarak beni ayağa kaldırdı ve gözlerimin içine bakmaya devam etti."Baekhyun, benimle evlenir misin?"
O an ne yapacağımı bilemedim çünkü bunu gerçekten beklemiyordum. Chanyeol şu an kendi özgür hür isteğiyle bana evlenme teklifi ediyordu. Herkes bize bakıyordu ve bunların kendiliğinden olmasının verdiği mutluluk ve heyecan bana inanılmaz iyi geliyordu ki Chanyeol de bana aynı mutlulukla bakıyordu. Şu an da ikimizin gözleri mutluluktan parlarken gülümsedim, başımı olumluca salladım ve seslendim.
"EVET! Ama bir sorun var ben ölümsüzüm ve yaşım yok ayrıca b-" Chanyeol sadece gözlerime bakıp sımsıkı sarıldı ve saçlarımı karıştırdı.
"Sus Baekhyun, bunların hepsini halledeceğiz sen yeter ki bize odaklan. Şu an ikimizin mutluluğu her şeyden önemli."
Chanyeol'ün ağzından
Belki şu an olanlara kadar hepiniz ikimizin birimizi öldüreceğini düşünüyordu fakat hayır, ben Baekhyun'a, Baekhyun'da bana borçlu çünkü ikimiz de birbirimize borçluyuz. Eğer o gün Hamunaptra'ya gitmeseydim ve başıma bunları açmamış olmasaydım belki de hayatımın aşkı dediğim insanı göremeyecektim. Belki geçmişteki sevgilim belki şu an olan sevgilimdir bilmiyorum ama şu an Baekhyun benimle ve biz gerçekten sonsuza kadar beraber olacağız... Çünkü ikimiz de birbirimizi hayata döndürdük hem de sonsuz bir şekilde...
Merhaba final yaptım çünkü en iyisi burada bitirmekti... Eğer buraya kadar gelip okuduysanız minnetlerimi sunuyorum..
Teşekkürler iyi ki varsınız.
Paylaşmayı ve desteklerinizi göstermekten kaçınmayın.
Başka hikayelerde görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[TAMAMLANDI ]BRING ME TO LIFE [CHANBAEK]
أدب الهواةYıllar sonra yanlışlıkla uyandırılan öfkeli bir mumya Prens Baekhyun ve ondan kurtulmak isteyen bir arkeolog Park Chanyeol'ün çekişmeli macerası.