Chapter 2

195 25 20
                                    

Evet ikinci bölümle karşınızdayım şimdiden iyi okumalar hadi başlayalım...

Changbin de wonho gibi endişeleniyordu minhoyu ilk defa böyle görmüştü ve endişesinin yanında merakı da artmıştı, kendisine dönen bakışları hissettiğinde binnie de wonhoya baktı.
"Napıcaz, burda böyle bekleyecek miyiz?"

Wonho kendisine bakan bedene anlamaz gözlerle baktı sorduğu soru aşırı saçmaydı tabikide minhonun peşinden gidecekti, eğer burda kalırsa minhoyu düşünmekten kafayı yiyebilirdi.

"Gidiyoruz binnie burda bekleyemem"
Changbinde wonhoya uyup kafasını olumlu anlamda salladı ve ikili minhonun peşinden uçtu.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Günlerdir aklında olan tek bir şey vardı o gece gördüğü mor saçlı çocuk kim olduğunu merak ediyordu, ağaca bağladığı fuları her akşam eve dönerken bileğine takıp onun şekeri andıran kokusuyla uyuyordu. Uyumakta sorun çektiği geceler onun sayesinde geride kalmış gibiydi, bu chan için bir ilk olurken fazlasıyla tedirgindi.

Düşünceleri kendi isteği dışında yine o çocuğa kayarken sıkıntıyla nefes verip yataktan kalktı yine uyuyamamıştı. Uyumasına yardım eden o koku artık fularda değildi ve bu chanin sinirini bozuyordu. Tanımadığı insan resmen hayatının gidişini değiştirmişti.

Sinirle soluyup banyoya adımladı hızlı bir duşun ardından odaya dönüp giyindi, tekini o gece kaybettiği küpesini kulağına taktı chan için çok önemliydi bu küpe annesi gitmeden önce ondan kalan tek hatıra olarak bu küpeyi ona vermişti ama chan aptallık yapıp kaybetmişti. İç çekip masanın üzerindeki fuları aldı.

Onu da bileğine bağladıktan sonra hazırdı, eli istemsizce burnuna gittiğinde kendine gelmek için başını iki yana salladı.
"Napıyorum ben resmen bu aptal fular yüzünden dengelerim alt üst oldu"
Sinirlenmişti bu fuları bu gece yanına almamaya kararlıydı.

Kesin adımlarla evden çıktı kahvaltı yapmazdı zaten ayakları sanki oraya aitmiş gibi bataklığa ilerliyordu ama bu sefer suya girmedi hemen yakınlarındaki ağaca fuları eski yerine bağladı artık orda kalacaktı. Tekrar bataklığa yürüyüp hemen yanındaki ağacın altına oturdu.

Gözleri yine her gün olduğu gibi o çocuğun geldiği tarafa bakıyordu. Onu görmek istediğini düşündü, bu anlık düşünce bile chan için fazlaydı. Görmek istemiyorum diye geçirdi içinden. Onu görmek için her gün buraya geldiği aşikardı ama chan bunu inatla reddediyordu. Ne isteyip istemediğini bile bilmiyordu.
"Bir kere sadece bir kere daha görürsem her şey daha kolay olucak gibi"

İç çekti kendi iradesi dışında ağzından dökülen bu cümleler sinirini bozarken yanına ne zaman oturduğunu bilmediği arkadaşına baktı.
"Hyunjin ne zaman geldin sen"
Hyunjin bakışlarını arkadaşına çevirip dudaklarındaki minik sırıtmayı gizlemeye çalıştı.
"Ne zaman geldiğimi boşver...kimmiş bu bir kere daha görsen her şeyi düzeltecek şanslı kız"

Hyunjinin kıkırdamasına karşın göz devirdi chan, duymuş olması yeterince kötüyken bir de ağzına sakız olucaktı.
"Sanane hyunjin kimse kim...ayrıca kız değil erkek"
Hyunjin bu sefer gülmeye başlamıştı.
"Ne kızıyorsun ya merak ettim sadece hem tanıdığım vampir çocuk varken seninkilerle ilgileneceğimi sanmıyorum canım"

Chan sinirle soluyup hyunjine baktı. Bu çocuk insanı delirtirdi kesinlikle.
"Seninki demesene şuan...delirtiyorsun beni."
Bu sefer gülme sırası chandeydi
"Bir vampirin seninle ilgileneceğini düşünmen de komik hyunjin en fazla hevesi geçene kadar seninle ilgilenir daha sonra başka kanlar aramaya başlar"

Delicate Wings || Minchan/BanginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin