Chapter 3

197 20 60
                                    


EVET EVET YİNE BEN ŞİMDİ ARTIK ÇOK UZADI MİNCHAN İKİLİSİ TANIŞSA MI ACABA.....?

İç çekti gülümsemesini bugün ilk defa görmüştü sanki dünyadan soyutlanıp başka bir diyara geçirmişti onu, istemsizce dudakları aralandı.
"Minho-"
Bu isim dudaklarından dökülürken hafif tebessümle ne zaman olduğunu bilmeyerek ve yine minhonun haberi olmadan yaptığı yardımla huzurlu bir uykunun kollarında buldu kendini chan.

☆☆☆

Wonho minhoya destek olarak girdikleri bölgeye baktı minhonun rahatlayan bedeniyle derin bir nefes aldı hava kararmak üzereydi tahmin ettiklerinden uzun süredir ordalardı. Minhoyu es geçip binnieye baktı.
"Binnie ben minhoyu evine bırakayım çayıra daha sonda gideriz"
Binnienin onaylamasıyla minhoyu kucağına alıp evlerine doğru ilerledi.

Binnie eve gitmek yerine kendine özel olarak bulduğu mekanına ilerleyip oturdu, bugün olanlara anlam verememişti minhonun davranışları hiç minho gibi değildi. Hem korkuyor hemde oldukça cesaretliydi derin bir iç çekip uzandı gözlerini kapatıp dinlenmek istiyordu şuna öyle de yaptı.

Wonho minhonun evine geldiğinde kapıdan girmek yerine minhonun odasının bulunduğu kısıma ilerledi. Kucağındaki minho ile uçarak balkondan içeriye girdi minhoyu narince yatağa bırakıp yanına oturdu.
"Daha iyi misin?"
Minho onaylar anlamda başını salladı.
"İyiyim sadece biraz yorgunum"
Wonho gülümseyip üstünü örttü minhonun.
"Tamam dinlen sen ben buradayım gitmiyorum tamam mı."

Minho kendini garip hissediyordu ilk defa wonho yanındayken güvende hissetmiyordu kendini bu his iyice garipleşirken yan dönüp üzerindeki örtüye sarındı, ağzından tamama benzer garip sesler çıkardıktan sonra gözlerini kapattı.

Wonho minhonun uyuduğunu sanarak yanına ilerledi baş ucuna oturup uyuyan meleğini izlemeye başladı. Çok güzeldi wonho onun gerçek olduğuna inanmıyordu çok farklı bir aurası vardı, insanın içini kıpır kıpır yapan bir aura. Uzun zamandır minhodan hoşlandığını biliyordu ama son zamanlarda içindeki bu garip hoşlantı büyümeye başlamıştı ve wonho artık gizlemekte çok zorluk çekiyor, altından kalkamayacağı kadar büyük bir yük haline geliyordu.

Derin bir iç çekti, miniğinin kapalı gözleri, şişmiş yanakları ve büzülmüş dudaklarını inceledi, dünyadaki en masum şeye bakıyordu şuan, yüzünde oluşan tebessümle eğilip yanaklarına, anlına, burnuna minik öpücükler kondurdu en sonunda bakışları dudaklarına kaydığında yutkunmadan edemedi eğer şimdi yapmazsa bir daha yapamazdı, uzanıp dudaklarına tüy kadar hafif bir öpücük bırakıp hemen ayrıldı.

Miniğin hafif kıpırdanmasıyla gerilirken uyumaya devam etmesiyle derin bir nefes alıp koltuğa oturdu. Uyumaya niyeti yoktu hazır elinde minhoyu izlemek için fırsat varken onu kullanmalıydı, bakışlarını miniğinde sabitleyip izlemeye başladı taki gün doğup çalışmak için evden çıkana kadar.


☆☆☆

Gözlerini hiçte rahat olmayan kanepede açmıştı elinde minhonun fularını sıkı sıkı tutuyordu ve oldukça terlemişti. O an aklına gelmişti gördüğü rüya. Rahatsızlıkla yerinde kıpırdandı. Rüyasında minho yine gelmişti buraya ama bu sefer geçen günki kadar şanslı değildi avcılar tarafından yakalanmış ve acı cığlıklar atıyordu. İçindeki sıkıntıyla derin bir of çekip ayaklandı gitmek istiyordu oraya eğer bugün gelirse onunla kesinlikle konuşup buna bir son vermesini isteyecekti.

Hyunjine bile haber vermeyi unutmuştu hızla evden çıkıp her gün geldiği bataklığa geldi ağacın kenarına oturdu bu sefer fular bileğindeydi ağaca bağlamamaya karar verdi gelince zaten karşısına çıkacaktı. Chan düşüncelerine dalmış bir şekilde otururken arkasından gelen avcıdan haberi yoktu, boynunda hissettiği keskin acıyla ayağa kalktı arkasını döndüğünde iğrenç adamın suratı ve iç gıcıklayan sesi kulaklarına doldu.
"Sonunda yakaladım seni..."

Delicate Wings || Minchan/BanginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin