HAİİİİ GEÇ DE OLSA GELDİM.
VE UZATMADAN BAŞLIYORUM Wİİİİİİ...
"Biz minho ve chanle gideriz merak etmeyin"
Jeongine cevap vereceğim sırada jeonginin arkasında beliren bedenlerle kocaman gülümsedim evet onlarla gidebilirdik.
MİNHO
"Olur evet jisung ve binnie ile gidebiliriz. Hem yanımızda vampir olur."
Bana itiraz edecekleri sırada gözlerimi kısıp onlara baktım. Bu hareketimle binnie onlara itiraz etmemeleri gerektiğini işaret ederken keyifle gülümseyip ayaklandım. Elimi chane uzatırken tutup ayaklanmasıyla binnie konuştu.
"Minho birisi daha gelmek istiyor sanırım arkana bak"
Chanin elini bırakmadan arkama baktığımda gördüğüm bedenle şaşırmıştım. O asla buralara gelmez hatta vampirlerden nefret ederdi.
"Hyung sen...ne işin var burda"
Wonho hyung bana yaklaşırken chanin elimi sıktığını hissedebiliyordum. Biraz gerilmiştim yalan yok. Chane bakıp göz kırptım kavga çekecek halim yoktu zaten.
"Annenden öğrendim buraya geldiğinizi bende merak edip geldim. İstemeden de konuştuklarınıza kulak misafiri oldum ve ally hakkında bir şey atlıyorsunuz."
Hyunjin sinirle dikleşmişti. Belliki chanin zihninden olanları da öğrenmişti ve öldürecek gibi bakıyordu ama wonho onun beş katı falandı bunu unutmaması da gerekiyordu. İstemeden kıkırdayınca hyunjin konuşmuştu.
"Neymiş o söyle de git burdan. Tekrar minhoyu üzmene izin vermem senin yüzünden kavga ettiler zaten"
"Sakin ol sarışın kimseyi üzmeye gelmedim. Minho ally bir kaç ay önce sevgilisini kaybetti uğruna kendi türünü terkettiği acı çektirdiği sevgilisini. Şimdi her zamankinden daha tehlikeli"
Kafamı olumlu anlamda salladım. Hyunjin çıkılacağı sırada jeongin onu susturup konuştu. Oda biraz gergin hatta sinirliydi. Sanırım hyunjine sarışın dediği içindi ya da direk onunla konuştuğu içinde olabilir. Ama sebebi her neyse vampir olmasına rağmen sinirini kontrol edişi hayran uyandırıyordu. Sesini normal tutmuştu. Ben olsam şimdiye üstüne atlamış bide dayak yemiştim. Ne var wonho dev gibi nasıl döveyim ben onu.
"Evet biliyorum....istenmeyen vampirlerin bulunduğu tapınakta peki zarar verir mi?"
"Bilmiyorum ama bu yola çıkmak için kararlıysanız bende gelmek istiyorum, kendimi ya da sizi koruyabilirim"
Derin bir nefes aldım. chan korkan gözlerle bana bakıyordu eğer konuşursa tek gitmek için ısrar edeceğini bildiğim için elimle dudaklarını örttüm.
"Hayır sakın konuşma...seni yalnız göndermem chan bunu yapamam...sakın bunu isteme benden"
Yüzümde buruk bir gülümseme oluşmuştu şiir gibi gelen sesini kendim engelliyordum ve bu durum iyice can sıkıcı olmaya başlamıştı. Diğerlerine baktım hepsi de kafa sallamıştı.
"Hep beraber gidelim jeongin bilgili onun yardımına ihtiyacım var. Üzgünüm ama konuşma meselesini ertelemek zorundayız"
Jisung kıkırdamıştı neden olduğunu anlamamıştım. Bakışlarım onu bulduğunda susup ciddileşti.
"Üzgünüm gergin olduğumda gülüyorum garip bir özellik ama"
Gülümseyip kafamı salladım hep beraber konuşmadan yürümeye başlamıştık bile. Jeongin ve jisung önde tahmin yaparak ilerliyordu. Ben arada göz ucuyla chane bakıyordum yüzündeki gerginlik okunuyordu her an geri dönecek gibiydi. Derin bir nefes aldım wonho hyung arkamızda binnie ile gelebilecek tehlikeler hakkında konuşuyorlardı. Hyunjin ise öndeki jeongini izleyerek yoluna devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delicate Wings || Minchan/Banginho
Fantasiaseme: Bang Chan Uke: Lee Minho Minho hassas bir periydi, chan ise ne istediğini bilmeyen bir siren. Minho bir gece ansızın verdiği bir kararla gittiği sirenlerin bataklığının hemen yakınlarındaki ormanda bir küpe bulur kime ait olduğunu bilmediği...
