DAYANAMADIM YAZMAYA GELDİM
NEYSE NEYSE BAŞLIYORUM....Ya ölecektim ya da bana yardım edecekti. Ama bir gariplik vardı çoğu vampire nazaran gözlerinde alışık olmadık bir duygu vardı şefkat. Merakla gözlerimi ona diktim, changbin de hemen yanımda savunmaya hazır olduğunu belli ederek dikiliyordu. Tanrım bu çocuk beni delirticek.
"Merhaba minho...jeongin ben...yang jeongin........."
᯽᯽᯽
Minho
Duyduğum isimle yutkunmuştum. Hyunjinin hakkında bilgi almak istediği vampir bu olmalıydı. Korkmaya başlamıştım. Ben düşüncelerimle boğuşurken cümlesinin devamını getirdi.
"Sana nasıl yardım edebilirim?"
Ayağa kalktığında bende onunla beraber dikleştim derin bir nefes aldım.
"Şey...helleborus isimli çiçeği bulmamız gerekiyor...nerde olduğunu biliyor musun."Gülümseyip kafasını salladı. Kolunu omzuma atıp beni çekiştirirken. Changbin saldırmaya hazırlanıyordu elimle durması gerektiğini söyledim başıma yeterince dert almıştım zaten.
"Söylesene minho sen hep böyle başını derde sokucak şeyler mi yaparsın"
Kıkırdamıştı ne yani oda mı beni tanıyordu. Sinirlerim bozulmaya başlamıştı."Benim tanımadığım herkes beni tanıyor ve biliyor bu iyice sinirimi bozmaya başladı"
Jeongin daha çok gülmeye başlamıştı. Bununla sinirle soludum. Jeongin aniden durduğunda ona döndüm."İşte aradığın çiçekler burda"
Eliyle gösterdiği yere baktım gerçekten çok güzel gözüküyordu. Ona teşekkür edeceğim sırada yanımıza koşarak gelen çocukla dikkatimi oraya verdim. Changbin de benim gibi ona bakarken şok olmuş gibiydi Bununla keyfle sırıtmaya başladım."Şey merhaba..mor saçlı çocuk...bu arkadaşın mı?"
Kıkırdayıp kafamı salladım. Şirin bir çocuktu ve bana taktığı lakap hoşuma gitmişti."Ben jisung..ve arkadaşını ödünç alıyorum"
Dedikten hemen sonra changbini tutup çekiştirirek gözden kaybolmuştu. Şaşkınlığımı atamadan jeongin omzuna dokundu. Bakışlarım ikilinin gittiği yerden ayrılırken jeongini bulmuştu.
"Korkma jisung sevecen bir vampir ona zarar vermez...arakdaşını beğenmiştir"Kıkırdamaya başladım endişe ettiğim o değildi ki. Jeongin şaşkın şaşkın bana bakarken daha çok gülmeye başladım.
"Ondan dolayı edişelenmiyorum ki...çiçekleri toplaması gerekiyordu"Jeongin kafasını salladı. Çantamdan çıkardığım saklama kabını alıp çiçeklerin olduğu yere ilerledi. Bir kaç çiçeği kopardı, kabın içine koyup bana uzattı. Teşekkür eder gibi kafamı sallayıp. Çiçekleri çantama yarleştirdim.
Derin bir nefes aldım ona sormam gerekenler vardı. Elini tutup en yakında gömdüğüm ağacın altına oturdum. Jeonginde karşıma oturduğunda gülümsedim.
"Hyunjinle aranızda tam olarak ne var"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delicate Wings || Minchan/Banginho
Viễn tưởngseme: Bang Chan Uke: Lee Minho Minho hassas bir periydi, chan ise ne istediğini bilmeyen bir siren. Minho bir gece ansızın verdiği bir kararla gittiği sirenlerin bataklığının hemen yakınlarındaki ormanda bir küpe bulur kime ait olduğunu bilmediği...