~Hatalarım varsa kusura bakmayın iyi okumalar~
Bağırışma seslerine uyanmıştım. Akademi yine kavga ediyorlardı.
Üstümü değiştirip aşağı indim, sadece iki çift göz beni gördü. İkisi Klaus'un, ikisi ego yığınının. Diğerleri kavga etmeye devam ediyordu.
Uyku sersemi gidip koltuğa oturdum. Daha kahve bile içmedim ve bunların kavgalarını dinliyorum. İnanmıyorum.
Klaus: Bence biz bu adamı direk öldürelim.
Vanya: Bu konuda Klaus'a katılıyorum.
Luther oturduğu koltuktan kalktı.
Luther: Saçmalamayın. Adam yaşlı başlı zaten, iki güne kalmaz ölür.
Diego: Ölürse rahatlarız hem, kabul. Ne zaman öldürüyoruz?
Allison bilmiş ebe tavrını takındı.
Allison: Noldu Diego? Unutma baban olmadan "Süper Kahraman" bozuntusu olamazsın.
Diego: Onun bana verdiği tek lanet olası şey emir! O da bi boka yaramıyor zaten.
Ayağa kalktım ve mutfağa kahve almak için yürümeye başladım.
Five: Çocuklar yeter artık. Saçma konular için kavga etmeyin. Evde bi çocuk var.
Tam kapıda durdum. O çocuk kendince ben oluyordum ve beni kastedtiğini hepimiz biliyorduk.
Arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Hepsi bana ve Five'a bakıyordu. Five'ın ise dudağının bi kenarı kıvrılmıştı.
Rose: Canın mı sıkıldı?
Five sinir bozucu ifadesini değiştirmeden üzerime bi adım attı ve kafasını evet anlamında salladı.
Ona doğru bi adım da ben attım.
Rose: Öyleyse yapabileceğin pek çok şey var.
Bi adım daha attı. Aramızda bir cm bile kalmadı. Gözlerine bakabilmek için kafamı daha da dik tutmam gerekiyordu. O da tabi eğiyor ve burunlarımız birbirine değiyordu.
Five: Mesela küçük hanım?
Rose: Meselasını sen biliyosun.
Daha çok yaklaştı. Sadece burnumuz değil vücudumuzda birbirine değiyor artık.
Five: Senden duymak istiyorum.
Rose: Mesela herhangi bi okulun önüne gidip kızlara sexsi bakışlar atıp kendini çekici zannedebilirsin.
Five'ın sırıtışı solmaya başlamıştı ama bozuntuya vermedi. Diğerleri de hiç seslerini çıkarmadan bizi izliyorlardı. Gülmemeye çalışarak.
Rose: Gerçi sen kendini hep çekici zannedersin.
Five: Zannetmiyorum. Çünkü öyleyim.
Rose: Bu arada sana yardımcı olayım. İlkokula gitmelisin. Ortaokul kızları sana ağır gelir, yaş kaçtı? 10?
Klaus: Knk o ell-
Five elini Klaus'a doğru kaldırdı ama yüzü hâlâ bana dönüktü.
Five: 13.
Rose: Hm. Düşündüğümden yaşlıymışsın.
Five'ın yüzüne yine bi gülümseme geldi. Birbirimizin soluduğu havayı soluyorduk. Biraz daha böyle durursak şuraya bayılıcam. Çünkü kokusunu şuan çok net alabiliyorum.
Rose: Ama sana iyi bir haberim var.
Five sorar gibi gülümseyerek kaşlarını kaldırdı. Gamzesine bakmamaya çalışarak konuşmaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Öldürücem - The Umbrella Academy
ChickLitFive: Seni öldürücem! Rose: İlk ben öldürmezsem öldürürsün! DipNot: 1963'ten sonra Akademi evlerine geldiklerinde evde Serçe Akademisinin yerine babalarını bulduklarını düşünmenizi istesem?