6

568 28 79
                                    

Sahilde konuşalı koskoca bir hafta olmuştu. Bir hafta boyunca her sabah evime gelen çiçekçi ile uyandım.

Her defasında beyaz lale göndermişti. Hepsine yazdığı notlar çok farklıydı. Birisine şarkı sözü bir diğerine ayrı bir şiirden dize.

Hala kırgındım. Söylediği her şey kafamda dolanıp duruyordu. O gece söylediği her kelime aklımdaydı.

Ama sahilde söylediklerine de ikna olmuştum. Gerçekten düzeltmek için uğraşıyordu fakat çiçeklerle düzeltemezdi.

Ben tam aksine hala kararsızdım. Berat bir şeylere ne kadar uğraşıyorsa ben o kadar geri adım atıyordum.

Affetmek için çok çabalıyordum fakat hala yüz yüze gelmekten korkuyordum. Dediği gibi mantığımla hareket edemezdim ki ben.

Çalan zille tekrar yataktan doğrulup kapıya yöneldim. Saat hep aynıydı. 09.15 olunca zil hiç sektirmeden çalıyordu.

"Günaydın abla. Sana yine çiçek geldi."

"Günaydın. Ev botanik bahçeye döndü."

Söylediğim şeye gülüp saksıyı ellerime tutuşturup gitmişti.

Çiçek için vazoya su doldurup salona geri geldim. Yavaşçap çıkartıp vazoya geri koydum. Kenara koyduğum not kağıdını açtım.

"Bir başıma bu diyarda
Sensiz olamam, yapamam
Beni de al yanına."

Yazdığı şeye gülümseyip kendime kahve yaptım. Biraz kahve içip düşünmek iyi gelebilirdi belki.

Mutfaktan salona geçtiğimde kendimi koltuğa attım. Gözüm masadaki çiçeklere kaydı. Bir hikaye paylaşmaktan zarar gelmezdi herhalde.

 Bir hikaye paylaşmaktan zarar gelmezdi herhalde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

iremkrgl bir hikaye paylaştı.

Telefonumu kenara bırakıp kahvemi bitirdim. Saat henüz erkendi. Bugünde maçı vardı.

Haberi olmadan her maça gitmiştim. Hep izliyordum aslında. Berat'ı değil takımı.

Öğlene kadar vakit öldürüp maç saati yaklaşınca formamı ve pantolonumu ayarlayıp duşa girmiştim.

Üstümü giyinip saçımı kuruttum. O esnada akşam yemeğimi yedim. Evden çıkmaya hazır olduğumda beremi ve atkımı takıp stada doğru yürümeye başladım.

Çok uzun bir yol yoktu. Daha da erken olduğu için yürüyerek gitmek mantıklı gelmişti.

Ben stada varana kadar seyirci girişi başlamıştı. Çok vakit kaybetmeden koltuğuma ilerledim.

Yedek kulübesinin hemen çaprazında olan koltuğuma soğuktan iyice sokuldum. Oyuncular ısınmak için sahaya çıkarken taraftar alkışlamaya başlamıştı.

Sonunda görüş açıma beklediğim insan girince derin bir nefes aldım. Bugün maç izleyecektim hiçbir şey düşünmeyecektim.

Biraz sahada koşturduktan sonra yedek kulübesine doğru su almaya geldi. Gözleri etrafta gezinirken beni fark etmişti. Şaşkın bir şekilde bana bakarken ben gülümsüyordum.

gitme-berat ayberk özdemirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin