Yüzüme vuran deniz havasını içime çektim.
Buraya Berat ile birlikte gelirken ilerideki amcadan çay alırım. Çayımı alıp banka oturdum. Saat henüz erkendi. Berat'ın antrenmanı bitmemişti.
Gözlerimi denizden ayırıp titreyen telefonuma çevirdim.
Berat
ciktim geliyorum
istedigin bir sey var miİrem
hayır yok
teşekkürlerEkranı kilitleyip denizi izlemeye devam ettim. Berat ile olan ilişkimiz ortaokula dayanıyordu. Sınıf arkadaşıydık. Benim için liseye geçince arkadaştan öte olduğu anlaşılmıştı.
Çok arkadaşım yoktu. Tek Berat yetiyordu o zaman. Hem arkadaşım, hem dostum, hem de sevdiğim çocuktu.
Çok düşünmüştüm. Belki duygusal boşluk yüzünden böyle oldu sanmıştım ama gerçekleri sonradan anladım.
Her şey kafamda bir film şeridi gibi geçip giderken omzuma dokunan elle irkildim.
"Çay ister misin diye soracaktım ama sen içmişsin."
Yüzü çökmüştü. Eski güzel gülüşü silinmişti. Gözlerinden uykusuzluk akıyordu. Kendime o an çok kızdım. Bu hale gelmesinin sebebi bendim.
"Senden çok önce geldim. Üşüyünce de içtim."
"Anladım."
Ben önümdeki denize odaklanmış dururken Berat odaklanmış bana bakıyordu.
Uzun bir süre sessiz kaldık.O beni izledi. Bir kaç kere konuşacak oldu ama konuşmadı. Aramızdaki sessizliği bozan ben olmuştum.
"Biraz daha sessiz kalırsan çıldıracağım Berat. Seni dinlemek için buraya geldim."
"Ne diyeceğim? Nereden başlayacağım ki?"
"Bilmem. Beni Ankara'da nasıl bir başıma bıraktığınla başlayabilirsin."
Derin bir iç çekti söylediğimden sonra. Bakışlarını benden alıp denize çevirdi. Ağzını araladığı anda konuşmasına izin vermeden lafa atladım.
"Hani böyle olmayacaktı? Değil Trabzon fizana bile gitsen beraber olacaktık. Gitmen ayrılmamıza değdi mi Ayberk?"
"Seninle gelemezdim İrem. Kariyerime çok odaklanmıştım. Devam edemeyeceğiz sandım. Zor olur sandım. Arkamda seni bırakıp gelmek çok kolay olmadı."
"Önemi mi var sanki Berat? Üniversite sınavından sonra çektin gittin. Senden hemen soğumam için mi o kadar iğrenç konuştun?"
Hiçbir şey söylemedi. Defalarca yutkundu. Elleriyle oynamaya başladı.
"Aklın kalacaktı. Okuluna odaklanamayacaktın. Benim kariyerim kadar seninki de önemliydi. Böyle daha kolay olacak sandım. Çok fazla üzülmezsin sandım. Seni düşündüm İrem."
"Sen o uçağa binmeden beni arkanda bıraktın. Beni geçtim sen bizi bıraktın. Sana en çok ihtiyacım olan zamanlarda yanımda yoktun.Abim öldü Berat. Belki İrfan ile Ceren'den duyar cenazeye gelir dedim. Gelmedin. Bir mesaj bile atmadın. Mezuniyetimde olmanı istedim. O çiçek buketini sen ver istedim. Ceren ile İrfan olmasaydı ayakta duramayacaktım. Sen burada gününü gün ederken biz orada bir hastanede odasında yattık. Böyle mi düşündün beni?"
"Hadi beni düşündün. Peki o söylediklerin. Sevgimin hiç kıymeti yok muydu sende? Paran ve ismin için mi yanındaydım? Hiç mi tanımadın sen beni Ayberk?"
Gözlerim dolmuştu. Yanında ağlamamdan nefret ediyordu. Umursamadan elimle gözlerimi sildim.
"Peki olacak mı? Bundan sonrası iyi mi ilerleyecek? Sen odaklanabilecek misin? Ben toparlanabilecek miyim?"
"Toparlamak istiyorum. En baştan o mutlu zamanlarlara geri dönmek istiyorum. Seni çok özledim. Çok şey yaptım. Her şeyi toparlayabilirim. Toparlayabilirim. Sen varken gücüm var. Toparlayacak gücüm var ama yüzüm yok."
"Şimdi var mı sanki yüzün?"
"Gerçekten toparlayacağım İrem. Söz veriyorum. Yeter ki bir şans ver bana. Seni seviyorum. Yaptığım her şey için bir defter dolduracak şekilde özür dilerim bile yazarım."
Söylediği şeye gülüp geçtim. Ayağa kalktım. Oturduğu yerden beni izliyordu.
"Düşünmeye ihtiyacım var Berat. Seni emin ol çok özledim. Hala seviyorum. Ama beynim araya girip o tek başına kaldığın geceleri unutma diyor. Duygularımı katamıyorum."
"Sen mantığınla karar veremezsin. Duyguların öndedir."
"Şu an öne geçmemesi için çabalıyorum emin olabilirsin. Bana biraz zaman ver.Düşünüp taşınayım."
"Sen nasıl istersen."
Ayağa kalktı. Şapkasını takıp ellerini cebine soktu.
"Hayır diyebilirsin ama bir şey sorabilir miyim?"
Kafamı onaylar şekilde sallamıştım.
"Sarılabilir miyiz?"
Gözlerim tekrar dolarken derin bir nefes aldım.
"Sarılabiliriz."
Kollarının açtı.Kafamı göğsüne yasladım.
Kafama yasladığı çenesini kaldırıp saçlarımı öptü.
"Teşekkür ederim beni dinlediğin için. Daha fazla üşümeden eve git hadi. Yoksa hasta olacaksın."
"Rica ederim. Gidiyorum."
Ayrılıp yürümeye başladım. Uzaklaştığımda arkamı döndüm. Hala ayakta durup bana bakıyordu. Yorgun bir şekilde el salladı. Gözümden akan yaşla ellimi sallayıp eve yürümeye başladım.
bilgisayayardan bolum yazmak o kadar zormus ki... ellerim agridi. irem akillica otur dusun canim yeter agladiginiz. yorum yapmayi ve oy kullanmayi unutmayin canlarim. opuyorum 💙
iremgngr_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gitme-berat ayberk özdemir
Fanfictiongelemiyorum sana, ne yapayım? bana bi' anlatın ama çaresi yok daha