Orman Ve Köye Dönüş

9.8K 487 109
                                    

Yeni bir tecrübe diyerek kendimi avutsam da çok garip hissediyordum. İlk kez açık havada tuvaletimi yapacaktım, etrafı inceledim biraz. Elim fermuarıma giderken gelen çıtırtılarla kafamı kaldırdım, köpek yanıma gelmişti. Alıştı heralde bana, hemen fermuarımı indirdim ve işimi hallettim.

Geri dönüp dışardaki suda elimi yıkadım, çoban beyimiz etrafta yoktu. Benim geldiğim taraftan yavaş adımlarla çıktığında, acaba beni görmüş olabilir mi diye düşünerek yüzüne baktım. Elinde bir sürü mantar vardı, ormanda demek ki mantar topluyordu. Günahını almıştım adamın.

Elindekileri bir beze koyup bezi de bağladı, koyunların birinin sırtındaki ipe takıp ıslık çaldı. Çıkan yüksek sesle yüzümü buruşturdum, yanıma doğru adımlayıp omzundaki kazağı yine kafamdan geçirdi.

"Gerek yoktu, hava düne göre daha iyi."

"Orman daha serin olacak, en az sekiz derece düşer sıcaklık ormanda. Hasta olma doktor bey, sonra size kim bakar." Gülerek söylediği şeyle bende güldüm.

"Siz bakarsınız Hekim bey, bu da soru mu şimdi?" Gülerek söylediğim şeyle bakışları dudaklarıma kaydı. Dilini dişlerine sürtüp dudağını ısırdı.

"Köylülerin yanında pek konuşmam, hayvanlarla ilgili değilse görüşmem bile. Burası küçük yer laf çabuk yayılır."

Önden yürümeye başlayınca mecburen takip ettim. Uzun süre yan yana yürüdükten sonra köye yaklaşmıştık. Yüzüme bakıp biraz uzaklaştı benden, sanki köylülerden çekiniyordu. Bunun da kokusu çıkardı.

Köye varınca kazağı çıkartıp Hekim'e geri verdim, alıp omzuna attı. Kokusu kendi eşofmanıma bile sinmişti, teşekkür edip evime doğru yürüdüm. Arkama bakmak istesem de bir gören olursa yanlış anlamaması için bakmamıştım. Eve girince kendimi banyoya attım, dün gece kalkan aletimi indirmediğim için kasıklarım ağrıyordu. Üstüme sinen kokuya burnumu dayayarak kokusuyla kendimi çektim. Resmen liseye dönmüştüm şu hale bak yaa...

Ahh Serdar ahh, yazarsan dağ köyünü, böyle kalırsın işte. Eline mahkum...

Gözümü kapatıp dudaklarını düşündüm, sabah ki dudaklarıma bakıp dilini dişlerinde gezdirişini hatırladım. Hayal kurarken elim hızlanmıştı, onun yaptığını düşünerek elimi göğüs ucuma atıp sıktım. İnleyerek başımı geriye attım, kesik kesik gelirken nefesim kesiliyordu sanki. Duşumu alıp çıkınca eşofman üstümü yıkamamaya karar verdim. Kapının arkasındaki askıya asıp üstümü giyindim.

Muhtarın yanına gidip, sağlık merkezinde biten ürünlerle ilgili bakanlığa faks çektim. Bir kaç ihtiyaç için şehre gideceğimi söyleyince sevindi.

"Hay yaşa doktor beyy, çoban da şehre gidip hayvanların ilaçlarını alacaktı. O da gelse olur?" Sorar gibi söylediği şeyle muhtara döndüm. Hevesle kafasını sallıyordu.

"Olur tabi." Tabi bizim külüstüre sığarsa, diye düşünürken muhtar arkama bakıp seslendi.

"Eyy, Hekimm. Gel doktor seni arabayla götürecek şehire. Doktorun da işi varmış şehirde." Arkama dönünce donuk bakışlarıyla bakan çobanı görünce yutkundum kuru kuru.

"Sağol doktor bey, çok iyi denk gelmiş" diyerek arabamın yanına yürüdü. Bende sürücü tarafına geçip oturdum hemen. Binmeden önce koltuğu geriye alıp oturdu, dizleri hala sıkışıyor gibiydi. Elimi iki bacağının arasına atıp eğildim, yüzlerimiz çok yakındı. Alttaki kolu çekip koltuğu en sona getirdim. Elimi çekerken nefesini tuttuğunu fark ettim.

Bu adam var ya kesin bizdendi, zaten ben hiç heterolardan hoşlanmamıştım şimdiye kadar. Yanılıyor olsam bile fark etmezdi, aramızdaki çekim barizdi.

Yolculuk köydeki haline göre şaşırtıcı derecede iyiydi, arada bana bakışlarını yakalıyordum. Hemen yola bakıp bakmıyor triplerine giriyordu. Vitesi değiştirirken yanlışlıkla olmuş gibi bacağına dokundum. Başı anında bana döndü, boynuma ve dudaklarıma biraz fazlaca bakıp yavaşça başını yola çevirdi. Kapıyı tutan elinin boğumları bembeyaz olmuştu, sinsice sırıttım.

"Sen hep bu köyde değildin anladığım kadarıyla" Kafasını sallayıp onayladı, konuşmayacak derken sesini duymamla kulak kesildim.

"Kendi köyümde baytardım, üniversiteyi son yılımda bırakıp dönmek zorunda kalmıştım köye. Bir takım söylentiler yayılınca ailem beni köyden yolladı, bende bir kaç köy değiştirdikten sonra burada kaldım çoban olarak." Galiba birisi Hekim'in yönelimini ortaya çıkartıp köyden kovdurmuştu, üstü kapalı anlatsa da ben anlamıştım.

Her aile benim ailem gibi anlayışlı olmuyordu tabi, hele birde köy yeriyse vurulmadığı için şanslı sayılırdı. Yüzüne baktım, çok farklıydı. Otantik ama çekici, uzun ve yapılı ama güven verici bir yapısı vardı. Sanki onun yanında kimse size bir şey yapamazdı.

Şehire varınca önce benim işlerimi hallettik, postaneye de gittik. Gelen kutuları alıp, Hekim'in malzemelerini almaya gittik. Dükkandaki adam kalkıp sarılınca istemsizce kaşlarım çatıldı. Hayır yani niye sarılıyordu ki, bir ben sarılamadım böyle anasını satayım...

Arkasına dönüp bana bakarak konuştu ama anlamamıştım pek. Dükkan sahibi gelip elini uzattı, hafifçe sıkıp bıraktım.

"Hoş geldiniz doktor bey, şifalar getirirsiniz inşallah" Samimi ifadesine ufak bir gülümsemeyle karşılık verdim ve ağzımda bir teşekkür geveledim.

Ellerim hafif terlemişti, ellerimi ceketimin cebine koyup parayı uzatan Hekim'in sırtını delmek ister gibi baktım. Bakışlarımı hissetmiş gibi bana döndü, ters bakmamı beklemiyordu herhalde ki kaşları yukarı kalktı. Yüzümü düzeltip dükkandan çıktım hemen, iki yandaki markete girip abur cubur aldım biraz.

Büyük bir dükkanda cd ve dvd satılıyordu, oraya da girdim. Uzun zaman olmuştu film izlemeyeli. Buraya geldikten sonra sadece iki kez izleyebilmiştim. Dünya kadar film alıp kasaya gittim, Hekim o sırada dükkana girmişti, benim yanıma adımlayıp taşımama yardım etti.

Her hareketimi izliyor, sürekli bana doğru eğiliyordu. Aldığım filmlerden birinin kapağında öpüşen iki erkek fotoğrafı vardı, kasadan geçerken gözlerimi gözlerine çevirdim imayla. O da bana bakıyordu gözünü kırpmadan, ama boynu ve kulakları kızarmıştı.

Daha fazla üstüne gitmemek için ödemeyi yapıp arabaya yöneldim elimdeki poşetlerle. Yine yolculuk hafif sohbetlerle geçti, köye vardığımızda evimin önüne çektim arabayı. İkimizde inince kilitleyip poşetlerle eve koyuldum, arkamı dönüp Hekim'e baktım. Baş selamı verdi teşekkür eder gibi, bende seslendim ona.

"Bir ara gel de film izleyelim birlikte"

Doktor ve ÇobanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin