10.bölüm

77 10 0
                                    

Ruhun acısı, bir insanı öldürebilir.

Benim canımı daha ne yakabilir ki diye hep kendime sordum durdum. Meğerse benim canım tek bir kelime ile yana bilirmiş. Hiç bir kelime canımın yansımasına, bu kadar sebeb olmazdı. Ben çocukluğumu değiştiremezdim ama şuani değiştirmek hiç içimden gelmiyordu. Ruhuma bir zincir daha eklenseydi ruhum eskisi kadar acımazdi ama tek bir kelime benim ölme sebebim olabilirdi. Ben o adam gibi değildim, asla da olamazdım. Yaman'ın gözlerindeki umutu öldüren bendim, o da şimdi benden intikam alıyordu. Bir araba sesi duyunca kafamı yukarı kaldırdım. Bu Yaman'ın arabası değildi. İçinden kızıl, kısa saçlı bir kız vardı. Ayağa kalkmak istedim ama bu gücü kendimde bulamadım. Arabanın kapısı açıldı ve bir kız kendinden emin bir şekilde arabadan indi. Ben yerdeydim ama o ayaklarının üstündeydi. Yanıma geldi ve elini uzattı.

"Kalk, Derin." Dediğinde beni tanıdığını anladım. Elini tutmadan ayağa kalktım ve karşısına dikildim.

"Kimsin, sen?" Dediğimde sesim kısılmıştı. Kız kendinden emin bir şekilde cevap verdi.

"Elçin ben, eski Kırık Çember üyesiyim. Artık diğerleri ile değil benim ile yaşayacaksın." Dediğinde kaşlarım çatıldı. "Onlarla yine iş birliği yapacaksın ama sadece benle yaşayacaksın." Gözyaşlarımı sildim ve kendimi güçlü tutmaya çalıştım.
"Her zaman güçlü olmak zorunda değilsin, Derin. Bazen yere düşmen gerekir." Dediğinde ona hak verdim canım yanıyordu ve ben bunu içimde yaşadıkça ölüyordum.

"Bağırabilir miyim?" Dedim. Geri çekildi ve denize doğru yürüdü.

"Sikerim böyle hayatı!" Diye bağırdığında hızlı adımlarla yanına gittim ve kollarımı açtım, ağızımın çıktığı kadar bağırdım.

"Ben o adam gibi değilim! Hiç bir zamanda olamam!" Dediğimde göz yaşlarım yanaklarımdan akmaya başlamıştı bile. "Bir kez olsun birileri bana iyi gelmişti zanettim! Niye böyle oldu?!" Elçin'e baktığımda yüzünde bir gülümse ile bana bakıyordu. "İyi geldi." Dedim.

"Her zaman iyi gelir. Hadi gidelim." Dediğinde ona sorgular şekilde baktım. Cebinden telefonu çıkarttı ve hapölere aldı. "Alo?"

"Derin'i aldın mı?" Telefondan gelen ses Yaman'ın sesiydi.

"Aldım, benim eve gel." Dedi ve kapatı. Kısa ve netti. "Şimdi gidelim mi?" Dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım. Arabasına bindiğimizde yorgun olduğum için gözlerimi kapattım.

Araba durduğunda gözlerimi açtım. İki katlı bir eve gelmiştik ama küçük bir ev gibiydi. Elçin arabayı kitledi ve evin merdivenlerine yürüdü, peşinden bende gittim. Evin kapısını açtı ve ışıkları yaktı. Güzel dizayn edilmiş bir evdi. Elçin soldan üçüncü kapıyı açtı.

"Burası senin odan, banyo var ve eşyaların dolapta." Tek bir yatak vardı, bir dolap ve kitaplık. Ahşap renk daha çoktu, güzel bir odaydı.
"Ben banyoya giriyorum, sende bir duş al kendine gel." Dediği de odadan çıktı. Banyoya girdim. Üstündekileri çıkarttım ve duşa girdim. Dolabın arkasından havluyu aldım, çekmeceleri karıştırırken, bütün ihtiyaçlarım buradaydı. Bıyıklarım biraz çıktığı için ilk önce onları aldım ve saçlarımı kuruttum. Odaya geçtiğimde dolabı açtım. İç çamaşırlarımı giydim ve pijamalarımı giydim. Kapı tıklatma sesi gelince. Gittim ve kapı açtım.

KIRIK ÇEMBER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin