Kimsenin senin hayatınına karışmasına izin verme. Sadece sen varsın, sen ve senin yaşadıkların. Bir kül gibi düşün, üflersen yok olur. Hayat bundan ibaret.
Yılladır sonra ilk defa kendimi kimsesiz hissediyorum, sanki beni cami avlusunda bulmuş ve yetimhaneye götürmüş bir bebek gibi. Kimsesizdim...
Anne ve ya baba kavramları çok da önemli değilmiş aslında şuan bunu fark ediyorum.
Ben bu boşluğu kafamda yaratmışım tabi birde kalbimde. Annem olsaydı belki daha güzel bir hayattım olurdu ama ben annemsizde mutlu oldum. Babam var ama olmasada olur. Artık bir boşluk hissetmiyorum, hatta artık hiç bir duyguyu hissetmiyorum.Gözlerimi açtığımda ışıksız bir odadaydım, en son hatırladığım ise Yaman'ın o duygusuz bakışlarıydı ve kalbimin ne kadar çok acımasıydı. Etrafa baktığımda sadece pencerden gelen ışığın olduğunu gördüm, Yaman ile kaldığım odadaydım. Yan tarafımda yatan Yaman'a baktığımda aynı ruhsuzlukta bana bakıyordu. Bir an olsun onun yanında olmak istemedim, canımı yakıyordu bakışları. Umut bulduğum gözleri artık canımı yakıyordu.
"Uyandığına göre, ben uyuyorum." Dedi ve ayağa kalktı. Yorganı kaldırdı, sakince içine yerleşti.
"Ben..." Bir şey diyemedim, ne diye bilirdim ki?
"Sen ne?" Dedi sakince. Ben bazen yok olmak istiyorum, hiç varolmamış gibi ve bazen bu yok oluşu gözlerinde buluyorum.
"Haklıydın." Dediğimde yataktan yavaşça doğruldum artık titremiyordum ya da ellerim kan değil di.
"Ben sana zarar verecek her şeyden seni uzak tuttum ama sen bilerek gitmek istersen, bana sadece izlemek kalır, Derin." Dedi. Bende aynı tepkiyi verirdim. Bir gün çok güzel geçerken, diğer kendimi ertesi günü yine o karanlığın içinde buluyordum.
"Öldü mü?" Dedim içimdeki bütün kinle. Yaman yataktan yavaşça doğruldu, baş ucunda ki ışığı yaktı. Sanki gözlerimi görmek istiyordu. Kafasını çevirip tekrar bana baktı.
"Öldü desem ne tepki verirsin?" Diye sordu sakince. Cidden ne yapacağımı asla kestiremiyordu.
"Kendi ellerimle öldürmek istedim onu, sadece bir tane daha intikam almış olurum." Dedim gözlerini tam içine bakarak. Bazen bu gerekirdi karşındaki gözlerinin içine baksın ve seni anlarsın isterdin ama asla öyle birisi bulmazsın.
"Öldü ama acı içinde." Dediğinde yüzümde bir gülümseme oldu. Yaman ise hâlâ ruhsuzca suratima bakıyordu.
"Neden bana o bahçede söylemedin? Eğer o bahçede söylesey-" sözümü tamamlamadan ayağa kalktı ve kapıya doğru yürüdü. Hızlıca ayağa kalktım "daha sözümü bitirmedim." Sinirle bana döndü.
"Ben bitireyim." Derin bir nefes aldı ve tekrardan konuştu. "Eğer bana söyleseydin yanında dururdum, sana inanırdım. Sen bana ne zaman inandın, Derin! Kendine gel artık karşında kandırlacak bir çocuk yok!" Diye bağırdığından ellerimi sıkmaya başladım.
"Ne zamandır benden bu kadar nefret eder oldun? Gözlerinin önüne sanki bir perde inmiş ve ben arkasındaki Yaman'ı göremiyorum." Dedim onun aksine kısık bir sesle.
"Artık böyle, Derin. İşine geliyorsa, gelmiyorsa bırak altı ayı şimdi git. Varlığınla ne kazandırdın ki yokluğunda ne kaybedeğim!" Son sözü o kadar çok canımı yakmıştı ki, bir an olsun onu öldürmek istedim ama yapamazdım. İşaret parmağı kaldırıp omzuna vurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK ÇEMBER
Teen FictionEğer bir gün hayatınızda büyük bir intikam almak için yaşıyorsanız o intikam için her şeyi yaparsınız. Benimde birisinden almam gereken büyük bir intikam vardı. Çocukluğumu elimden alan birisi için ölmek zayıf gelicekti o ölmekten daha fazla acı çek...