Merhabalar, nasılsınız?
Bu bölüm, hikâyenin asıl konusunu içeriyor.
Bu yüzden, dikkatli okuyun derim.
Elimden geldiğince duyguları yansıtmaya
çalıştım umarım başarmışımdır...
Yazarken ağlamamak adına kendini
tuttuğum bir bölüm oldu :(
Ağlamak serbest bu yüzden hepinize 🌼veriyorum.
İyi okumalar 🧡
🟠🟠🟠🟠🟠🟠🟠🟠🟠
Jeon'un gitmekten korktuğu parti, tam da bugün gerçekleşecekti.
Üzerine geçirdi bol beyaz gömleği, sanki derisini sarıyormuşcasına tutup salladı uçlarından. Boğuluyordu. Nefes alamıyordu. Düşündükçe, yok olmak istiyordu.
Bugün, haftalardır kaçtığı gerçeği gözleriyle görecekti. Beş yıldır, ortaokul sondan beri sevdiği, aşık olduğu, uğruna canını bile verebileceği Kim Taehyung'unu sevgilisiyle birlikte görecekti.
Kaçmaya çalışsa da bu can yakıcı gerçekten, artık sonu gelmişti.
Önünde duran boy aynasından kendini inceledi dolu gözleri yüzünden bulanık gören bakış açısıyla. Kahverengi - sarı karışımı olan saçlarını kıvırcık yapmıştı. Dudağında iki hafta önce deldirdiği dudak piercingi ve sağ kaşının üzerinde duran siyah piercingine baktı. Gözleri, eskisi kadar ışıl ışıl değildi artık.
Taşıdığı duygu, içten içe öldürüyordu kendini.
Yutkundu, tam anlamıyla başaramasada.
Kaslı bacaklarını saran ve baldırlarını görsel şölen misali sunan deri pantolunu süzdü bu sefer. Güzeldi,yani en azından kendi çapında. Öyle olduğunu düşünüyordu.
"Kook , hadi aşağı in artık. Arkadaşlarımız geldi." Ne zaman geldiğini fark etmediği arkadaşı Jimin, aynanın önünde duran bedenini sözdü. Saatlerdir odasında duruyor, dışarı adım atmaya korkuyordu.
Göreceği şeylerden, kalbinin paramparça olacağı gerçeğinden korkuyordu.
Bir cevap vermeden, yavaş , hemde çok yavaş adımlar atarak odasından çıktı Jungkook. Merdiven basamaklarını teker teker iniyor, her inişinde dualar ediyordu Tanrıya. Elleri titriyor, nefesi düzensizleşiyordu. Kalbini ufaktan saran sızı yüzünden yüzünü buruşturdu.
Aşk, kendisine zarar veriyordu.
Jeon Jungkook'un Kim Taehyung'a duyduğu aşk, kendisine zarar veriyordu.
"Oh Jeon Jungkook sonunda gelebildin." Acı yüklü göz bebeklerini yerden kaldırdı hızla. Karşısında dikilen bu beden, nefret ettiği Felix'ten başkası değildi. Liseye geçtiği günden beri durmadan birbirlerine sataşıyorlar, nefretlerini gizleme gereği duymuyorlardı. Okulun hepsi bilse de anlaşamadıklarını, sadece ikisi biliyordu aralarındaki bu nefretin sebebini.
"Hey millet!" Diye bağırdı Felix. Salonu kaplayan öğrenciler, merakla sese doğru döndüler. Jungkook Felix'in bir şeyler yapacağını hissediyor, sinirlerine hâkim olmaya çalışıyordu.
Fakat sinirinden daha beter olan kalp ağrısını hissetti.Felix, kendince bir şeyler konuşur iken , Jeon'un gözleri bir yerde takılmıştı.
Kız arkadaşını büyük bir iştahla öpen Kim Taehyung'ta.
