1. Sabah Işıkları

130 5 1
                                    

Sabah ışıkları yüzümü karıncalandırırken, bir anda nerede olduğumu sorguladım. Gözlerimi açamadan kokusu burnuma doldu...

çok yakın, çok sıcak, çok geçmiş...nasıl da özlemişim...kokusunu içime çekerek yatmayı....uyanmayı......

Bazı insanlar vardır hayatınıza bir şekilde girerler , ilk önce yabancısınızdır, ama sonradan kaynaşırsınız, arkadaş olursunuz,bazıları da vardır ki, ilk bakıştan , ilk sözcükten sanki yıllardır taniyormuşsunuz gibi gelir...onlarla arkadaş olunmuyor maalesef...

her şeyiyle kalbinize kök salmayı başara biliyor...kalbinize adım adım kazıyor adını ...biliyormusunuz, hem de hiç çaba sarf etmeden....parmağını bile kıpırdatmadan...öylece....sizi kendi kalbiniz ve aklınızla sorguda bırakarak...

O , benim yıllardır tanıdığım amma hiç karşılaşmadığım birisiydi...tanışmak istemeyeceğim....öyle birisi ki, sizi arkasınca cehenneme bile sürüklese , hiç sorgulamadan koşa-koşa gidersiniz...kör bir şair gibi...nereye gideceğinizi bilmeden, düşe kalka.... hep ona , hep ona bir adım yakın ola bilmek için...dördnala koşarsınız.....

Gözlerimi açarak, yüzüne odaklandim.. Yine yüzlerimizi karşı-karşıya getirecek bir pozisyon bulmuşdu...hiç bir zaman uyuduğum pozisyonda kalkmamıştım...amma ne zaman onunla uyusam hep yüzümüz karşılaşırdı.... Bunu nasıl yapıyordu Allah aşkına...

Uyurken o kadar masum gözüküyordu ki, bir an düşünmeden edemedim... uyurken kendisi ola biliyordu...kalkanlarını, silahını ancak uyurken bırakıyordu.... uyurken güçsüztü... uyurken geçmişin karanlık kabusları hatıralarının yıpranmış kabuğuna süzülüyordu.... sanki hiç acı çekmemiş, bunca şeyi o yaşamamış gibi... kaygısızdı....Belki de bu yüzden onunlayken.... tüm renkleri hiss edebiliyordum...renklerin her tonunu...

Sol elimi kaldırarak, hafifce yüzünde dolaşdırmaya başladım..her zamanki gibi... uyurken bunu her zaman yapardım...

.Bir tür alışkanlık galiba...sanki, her zerresini hafızama kazır gibi, sanki hücrelerinin beni tanımasını, algılamasını ister gibi....
.
Önce alnini, sonra burnunu, , sivri çenesini, dudaklarını... .
Bu kadar güzel olmak suç değil mi?..

Suçsa eğer hangi ceza verilmeli, hangi hapishaneye kapatılıp ta tekbaşına bırakılmalı, unutulmalı..................unutmak mı?...sahi unutmakla onun adı aynı cümlede nasıl yer aldı...ona bakarken kendime sormadan duramıyordum...

Koskoca 5 yıl... unuttummu?

Hayır... Ama o kadar istedim ki..... o kadar istedim ki, lanetolası....

Unutmayı.... vazgeçmeyi..... arkama bakmadan kaçmayı.....

başkasıyla olmayı.... hiss etmemeyi....

Sevmemeyi .... Buna rağmen...bana sıcak ellerinde verdiği hiç bir hatırayı unutmadım ... ve o eller ki ... o sıcaklık ki... ben yeniden kazanmak istiyordum....

Umutsuzdum.....

ONUN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin