"Aşk Karşılık Bekler"

34.4K 1.2K 83
                                    

13.08.2022

✨ İyi Okumalar ✨



Sonunda sevdiceğini kurtarmıştı. Sonsuza dek birlikte olacaklardı.

Rana...

Elmas gibi parlayan mavi gözleri, asla uzatmadığı kahverenginin en güzel tonu olan o saçları...

Erdal Öztürk! Aşkı iliğine kadar yaşamıştı. Sevmişti, alamamıştı. Sevenleri ayırmıştı bu dünya.

Rana'nın babasının izin vermeyişi, Erdal ve Rana'nın bunun üstüne daha fazla görüşmeleri Ahmet Bey'i kızdırmıştı. Demek Erdal vazgeçmiyordu kızından o zaman kızını vazgeçmek zorunda bırakacaktı.

Günü gelmiş, Ahmet'in isteği üzerine Bedir Bey ailesini, çiçeğini, çikolatasını almış Rana'yı istemeye gelmişti. Hakkını yememek gerekti Bedir'in. İyi bir insandı, mahallelinin koca yürekli abisiydi. Ee, Rana'da da gönlü vardı.

Rana'nın kalbinde Erdal'dan başkasına yer yokken Bedir ile evlenmek zorunda kalmış üstüne ondan bir çocuğu bile olmuştu çoktan. Hayat herkes için değişmiş fakat son hızıyla devam etmişti.

Erdal'ın kalbinin sızısının üstünden aylar, yıllar geçmişti ama unutulmaz bir aşktı işte. Rana, Bedir ile evlenip yuvasını kurmuştu. Çocukları olmuştu. Mutlulardı. Artık elinden hiçbir şey gelmezdi. Alışmıştı da yavaş yavaş.

Erdal da ailesinin uygun gördüğü bir kadınla evlenmişti.

Emine...

Belki iyilik karşılık beklemezdi ama aşk, aşk beklerdi.

Birlikte aynı yastığa baş koyduğun adamın kalbinde başka birisini olduğunu bilmek, hiçbir şansının olmadığını bilmek acıydı.

Emine, sevmişti Erdal'ı. Kalbinde ona yer açmayan, birlikte uyuduklarında başka bir kadının adını sayıklayan, onu aşka muhtaç bırakan adamı çok sevmişti.

Elini bile sürmek istemeyen, saygıda kusur etmeyen ama sevgiye aç bırakan Erdal kendi aklında iyi bir şey yaptığını düşünsede aslı öyle değildi.

Geride kalan bir kadın vardı evet ama şuan onu deliler gibi seven ve yanında olan bir kadın da vardı.

Bu çifti dünyaya gelen bir bebek değiştirmişti. Avucun kadar olan bir bebek, sevgisiz adamı bir nebze de olsa unutturmuştu.

Büşra...

Şimdi gerçek bir aileye benzemişlerdi işte. Zaten saygı çerçevesinde ilerleyen bu ilişkiye sevgi de eklenince başka ne isterdi ki insan...

Herkes iyiydi, herkes mutluydu.

Taa ki Emine ölene kadar...

İnsan felsefesi buydu.

Doğ, büyü, öl.

Son zamanlarını dünyanın en mutlu insanı olarak geçirmiş, bunun için eşine teşekkür etmeyi, helallik almayı unutmamıştı. Gözü arkada gitmemişti. Mutlu bir aile tablosu oluşturmuş, kızını emin ellere emanet ederek kapatmıştı gözlerini.

Erdal için zordu. Bebeğe bakıp büyütmek ve eve ekmek getirmeye çalışmak. Güçlü adamdı. Bununda üstesinden gelirdi elbet ki gelmişti de.

Büşra'yı büyütmüş, okula göndermiş, genç bir kız olduğunu görmüş hatta evlendiğini bile görmüştü. Erdal bu hayatta istemediği kadar güzel şey görmüştü.

Belki bu yüzdendi. Onun yüzünden kızı ve damadının çocuğu olmuyor, huzursuzluk çıkıyordu. Kendisini çok suçluyordu.

Bunun üzerine yine elinden gelen her şeyi yaptı. Hastane hastahane, il il gezdi. En iyi doktorları, ilaçları, vitaminleri bulabilmek için varını yoğunu ortaya koydu.

Sonunda bir mucize de olmuştu. Torunu olacaktı. Mutluydu, mutluydular. Kızı anne, damadı baba, en önemlisi dede olacaktı. En yakın arkadaşının tattığı dedelik duygusunu bu sefer o tadacaktı.

Ferhat hep şöyle derdi;

" Torun, evlattan bile başka ortak."

Yılladır kalbine gömdüğü aşkı kızının gerçekleri öğrenip bebeği ona bırakıp terketmelerinden sonra tekrar canlanmıştı.

Sadece ailesinin mutlu ve huzurlu olmasını isterken bir gece de her şey berbat olmuştu. Anne sütüne muhtaç olacak kadar küçük bir bebeği babasının kucağına bırakıp gitmişti. Bu kadar kolay mıydı ya!

Gözlerine baktı torununun. Mavi değildi. Saçları, rengi pek anlaşılmasa da Ranası'nın saçlarına benzemediği belliydi.

Sadece küllerinden doğan bu aşka tekrar şans vermek istiyordu. Benzemese de bir zamanlar her şeyi olan kadını, yaptığı en güzel hata da hatırlamak istedi.

 | - KARIŞAN İKİ HAYAT - |  TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin