Ay ayy bol jikooklu bir bölüm olacak 🤭
-
"Kahveyi beğendin mi? Beğeneceğinden şüphe ediyordum." Jimin karşısında oturduğuna inanamadığı Jungkook'a fikrini sormuştu.
Jungkook jimin'e fikrini sormuştu gitmek isteyip istemediği yer olduğuna dair, jimin kimsenin olmayacağından emin olduğu iş çıkışlarında geldiği sakin bir kitap okuma kafesini götürmüştü onu.
Aslında kitap okumak için yapılan kafe bu saatlerde bomboş oluyordu ve jimin rahatça hareket etmelerini istediği için bu yeri seçmişti.
Baristalıktan ve ek piyano derslerinden kalan zamanlarında bu kafede kitap okuyordu. Bazende yakındaki anaokuluna giderek oradaki çocuklara kitap okuyordu.
Jungkook'un burayı sevmesini içten içe çok istiyordu, kendisine ait gibi hissediyordu burası. Sahibi artık onun gelişine alışmış bazen ücretsiz tatlı kahveler vererek sohbet ediyorlar jimin gibi tatlı bir çocukla sohbet etmek onuda mutlu ediyordu.
"Çok lezzetli! Zevklerin güzel." Jungkook kahveden büyük bir yudum daha aldı. Bu sırada jimin kızarmış yanaklarını saklıyordu.
"Jiminie~ en sevdiğin limonlu kek ve buda genç beyefendi için." Orta yaşlı adam önce jimin'in tatlısını önüne koymuş ardından Jungkook'a diğer tabağı vererek ikiliye gülümsemişti.
"Sık sık geliyorsun sanırım buraya." Jimin başını salladı.
"Baristalık ve piyona derslerinden arta kalan çoğu zaman buradayım." Jungkook şaşkınca ellerini masaya yerleştirdi ve biraz daha öne doğru eğildi.
"Hem baristalık ve piyano demek? Ellerin çok işlevli ve yetenekli anlaşılan?" Jimin bu cümleden ne anlaması gerektiği konusunda şaşkınca ona bakarken jungkook cümlenin farkına varıp kahkaha attı.
Daha çok jimin'in bocalamış tepkisine gülüyordu.
"O anlamda söylemedim jimin. Kahve yapmak, içecek hazırlamak ve tuşlar üzerinde parmaklarını hareket etmek... Ellerin ufak ama işlevi çok." Jimin ellerine bakarak kaşlarını çattı.
"Teşekkürler ama ellerim ufak değil." Hassas noktasına değinmişti. Jungkook inanamaz gibi ellerine baktı ama ardından sadece gülümseyip daha sinir etmek istememiş onaylamıştı.
"Fan sayfana cevap veremiyor olmam kapris yapmak veya kendimi senden üstün görmemden dolayı değildi jimin bu konuda açıklamak istiyorum-" jimin onun sözünü kesip eline dokunarak susmasını sağladı ardından elini çekti.
"Jungkook böyle biri olduğunu düşünsem zaten hâlâ senin hakkında iyi düşünerek hayran olmaya devam etmezdim. Öyle biri değilsin, benim için öylesine biri değilsin. Aslada olmadın." Jungkook şaşkınca ona bakarken jimin son cesaret kırıntıları ile konuşmaya devam etti.
"Şarkıların, ilham verici sözlerin ve her kelimen beni hayata bağladı. Bu yüzden idol olarak görüyorum seni. Sen henüz yeni çıkış yapmışken ve insanlar seni dış görünüşünle yargılarken bile ben senin ağzından çıkan sözlere bakıyordum."
"Şimdide bir şey değişmedi, benim için hâlâ jeon jungkook'sun. O ufak çocuk, şimdiki genç adam fark etmiyor benim için. Sözlerin ve kalbin hâlâ aynı buni hissediyorum." Jungkook şaşkınca karşısındaki gence bakarken şapkasıyla oynayıp bakışlarını kaçırdı.
Çokça iltifat almıştı ama dış görünüşünden ziyade böyle iltifatların onu utandırdığını kendiside yeni öğreniyordu.
"Ben teşekkür- yani teşekkürler." Jimin geriye yaslanıp eliyle gülüşünü örtüp kıkırdadı.
"Klipte göründüğü kadar cesur değilsin anlaşılan." Jungkook tek kaşını yukarı kaldırıp cesareti kısa süreliğine yerine gelmiş oğlana cüretkar bir bakış attı.
"Emin misin? Buna inanıyor musun jimin?" Masada ellerini öne çıkarıp eğilerek jiminle göz göze gelmelerini sağladı.
Jimin şaşkınca ona bakarken cesareti tuzla buz olmuştu, roller değişmiş gibiydi.
Jungkook parmağının ucuyla burnuna hafifçe vurup uzaklaştı. Jimin'i etkisi altında bırakmış öylece afallamasına izin vermişti.
"Bence çok emin görünmüyorsun." Jimin yutkunmakla yetindi.
Büyük ihtimalle eve gidince bu anları hatırlayıp yerinde tepinecek çığlıklar atarak yoongi'den soğuk bir bakış alacaktı ama sorun değildi.
"Young ile aranız iyi anlaşılan." Jimin değişen konuya minnet duymuştu o an.
"Ah evet o gerçekten çok şirin ve nazik bir kız ona bayılıyorum!" Jimin neşeyle konuşunca jungkook pipet ağzında dururken gözlerini jimin'in heyecanlı ifadesine dikti.
"Aranız nasıl yani-"
"Aramız?" Jimin anlamamış gibi konuştu.
"Yani birbirinize yakın gibisiniz- çok yakın yani demek istediğim-"
"Oh! Hayır, bunu sosyal medyada paylaşmayı şimdilik tercih etmiyorum ama kadınlar ilgimi çekmiyor." Jungkook şaşkınca ona bakarken kendisine karşı güvenip söylemesi mutlu etmişti onu.
"Yani bunu bana söyledin ve güveniyor musun bana?" Jimin tatlısını yerken başını salladı.
"Ben sana tanışmadan göz göze gelmeden, sen benim varlığımdan haberdar değilken bile güveniyordum. Şuan sadece sen fark ediyorsun, ben sana güveneli ve bunu fark edeli yıllar oluyor."
-
Jimin'in sözlerini yürümek olarak kullanmadım, karşınızda yıllardır sevgi beslediğiniz zor zamanlarda fark etmeden yanınızda olan idolunuzu görseniz eminim sizde böyle tepki verirdiniz.
İçindeki sözleri düşünceleri döktü Jimin, jungkookta ona bu kadar bağlı olduğunu bilmediği için şaşırdı. Olay bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renowned | jikook
Fanfictiontexting- düz yazı Açtığı fan sayfası sayesinde hayranı olduğu ünlüyle ilişki yaşamaya başlayan park jimin, sevgili olduktan sonra her şeyin göründüğü gibi olmadığını fark eder. Jungkook'un şöhreti ilişkilerini bir çıkmaza sokacaktır.