Selam
-
"Jungkook?" Jimin karşısında şapka takmış, gözleri kırmızı ve sürekli burnunu çeken bir elindede maske tutan bedenle kaşlarını çattı.
Jimin'inde ondan bir farkı yoktu, üzerinde eşofman ve omuzunu sıyırmış olan bir tişört vardı. Gözleri ve dudakları şişmiş kıpkırmızı olmuştu. Çokça ağlamıştı, aşk gerçekten acıtıyordu.
"Jimin." Jungkook'un gözlerini yere sabitleyip titreyen sesiyle konuşmasıyla jimin kalbinin acı çektiğini hisetti. Onu böyle ilk defa görüyordu.
"Ben.. içeri girebilir miyim?" Jimin tanınma ihtimali yüzünden kapıyı açık bırakıp içeri girdi. Jungkook ardından kapıyı kapatmış onu takip ederek peşinden girmişti.
Jimin salondaki koltuğa oturmuş etraf dağınık olsa bile umursamamıştı, kendisi çok düzenli değildi jungkook'un aksine.
Jungkook yanına oturunca jimin biraz uzaklaştı ondan. Hemen affetmeyecekti, gerekli bir açıklaması olması bile ondan gizlediği gerçeğini değiştirmiyordu.
"Yazdığım mesajları okumadın biliyorum, özür dilerim. Özür dilerim bebeğim." Jimin'e dönüp ufak elini iki eli arasına aldı.
"Şarkıyı erkene almıştık dedim sana, ondan önce dublörle olan çekimler bitmişti. Aceleye alınınca ben bakamadan dublör olmayan çekimlere geçtik. Yemin ediyorum ikimizde rahatsız olduğumuz için çekimlerin büyük kısmı dublörle oldu. Kamera arkasını bulup sana atacağım! Şirketten korkuyorum geçmişte bana yaşattıkları yüzünden bu yüzden sana önden haber veremedim.. daha dikkatli olacağım söz veriyorum ne olursa olsun haber vereceğim jimin!"
Jimin dublör kullanıldığı düşüncesiyle azda olsa sevinmişti, resimlerde kucak kucağa olmaları, boyun öpmeleri ellerini kasıklarda gezdirmek gibi ekstra temaslar vardı ve bunlar gerçek olsaydı, jungkook birebir yapmış olsaydı asla affedemezdi.
Bu kadar kızmasının sebebi jungkook zaten çok ünlüydü böyle bir klibe gerek bile yoktu çünkü ilişkiyi açıklamama sebepleri jungkook'un sevgilisinin olduğunun bilinmemesiydi ama bir kızla samimi klip çekmek daha kötüydü. İnsanlar onu yalnızken görmeye alışıktı.
"Ne kadar kırıldığım hakkında bir fikrin yok." Sesi kısık çıkmıştı ve tek yaptığı önüne bakmaktı.
Jungkook onun boş ve yorgun bakışlarından endişe duyarak elinin üstüne öpücüklerini koydu. Daha fazlası için can atsa bile şuan ciddi bir ortam vardı.
"Biliyorum... Tahmin ediyorum jimin.Seni biriyle o şekilde görsem seninkinden daha kötü tepki verirdim belki bilmiyorum ama inan bende çıldırırdım seni her şeyden kıskanırken hemde. Lütfen izin ver birlikte çözelim. Ayrı kalmak ara vermek çözmeyecek kırgınlığını, anla beni lütfen."
Jimin elini çekmeye çalışınca jungkook endişe ile ileri atıldı.
"Jimin... Lütfen." Jimin hareketlerini durdurup gözlerini yumdu. Ağlamaktan gözleri batıyor gibi hissediyordu.
"Sana hâlâ kırgınım, ama ara verdiğimizde düşüncelerimle boğuşmaktan başka bir şey olmayacak bu yüzden ben seni affedene kadar eskisi gibi olamayız jungkook."
"Biliyorum hayatım yeter ki benimle kal! Söz veriyorum beni affetmeni sağlayacağım." Gözleri ışıl ışıl parlarken jimin kendi kahverengi evrenini izlemeye dalmıştı bile.
Jungkook sarılmak için ileri atılınca jimin onu durdurdu.
"Yavaş, hemen değil. Kırgınım dedim." Jungkook gözyaşını eliyle silip gülümsedi burukça. Çocuk gibi heyecanlı görünüyordu.
"Tamam sorun değil, iyi olalım yeter ki. Sen istemedikçe dokunmam bile." Jimin gülümsememeye çalışırken jungkook'un telefon sesi ortamı bozdu.
*Menajer arıyor*
"Aç." Jimin bıkkınca konuşup geri çekileceği sırada jungkook onu durdurup red etti, fakat saniyeler sonra tekrar çalınca telefonu anlık sinirle boş duvara fırlattı.
Jimin şok içinde ona bakarken jungkook rahatlamış gibiydi.
"Tamam şimdi rahatız."
-
Öyle kolay değil hemen affetmek falan yazmaz bende aslanım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renowned | jikook
Fanfictiontexting- düz yazı Açtığı fan sayfası sayesinde hayranı olduğu ünlüyle ilişki yaşamaya başlayan park jimin, sevgili olduktan sonra her şeyin göründüğü gibi olmadığını fark eder. Jungkook'un şöhreti ilişkilerini bir çıkmaza sokacaktır.