27

1.8K 243 62
                                    

Bu sefer kitabı unutmadım alkış alayım

---

Jungkook arabasının frenine son anda basıp darmadağınık bir haldeyken arabadan indi. Rüzgar hızla esiyor, arabanın camına çarpma sesi kulaklarına doluyordu.

Soğuk hava tenine işlerken jungkook umursamamış ince tişörtü ve eşofmanı ile arabadan inmişti.

Acelesi varmış gibi seriydi hareketleri, sarhoş değildi aksine aklı başındaydı ama sarhoş olma hissini bu hisse değişmezdi bile.

Tanımadık sokaklarda gözlerini gezdirmiş yağmurdan gözünü açamazken tek katlı ufak bir eve gözü çarptı. Yine hızlı sekilde kapının zilini çalmaya başladı.

Kapı birkaç dakika sonra açılmıştı ve karşısında görmeyi bedeni görünce derin nefes verdi. İhtiyacı olan tek şey buymuş gibi hissediyordu.

Jungkook gecenin bir yarısı kışın ortasında yağan yağmuru umursamadan park jimin'in kapısına gelmişti. Evini bulması buraya gelmesi hepsi birkaç saat içinde gerçekleşmiş içini korku kaplamasına fırsat vermeden kapısına gelmişti.

Jimin karşısında pijamaları ve dağınık ev haliyle duruyordu..kendisininde ondan bir farkı yoktu. Sırılsıklam bir haldeydi saçları alnına yapışmıştı. Sanki o an sorun yokmuş gibi onu görünce gülümsedi.

Jimin'in bakışları kocaman olurken jungkook mimiklerine an be an tanık oldu. Şaşırması, o yıldız dolu parıldayan gözlerini bedeninde gezdirmesi, her mimiği ayrı güzel gelmişti o an jungkook'a.

Sanki daha önce görmemiş, uzun süredir özlemle dolmuş gibi hissediyordu. Elini kaldırıp salladı, aptalca gülümsedi.

"Selam?" Jimin onun gülüşüne takıldı. Doğrusunu söylemek gerekirse şuan neye takılması neye şok olması gerekiyordu emin değildi.

"Jungkook..." Tek diyebildiği bu olmuştu, zaten gerisini getirmesine karşısındaki izin vermemişti.

Jungkook sırılsıklam oluşunu unutup birden jimin'i kendine çekmiş ıslak yağmura ikisini sokarken dudaklarına dudaklarını bastırmıştı.

Jiminin elleri havada asılı kalmış, jungkook'un elleri bedeninde gezinmeye başlamıştı. Yağmurun sesi, jungkook'un dokunuşları, yumuşacık ince dudakları, hangisine takılmalıydı.

Boş vermişliğe kapılıp ellerini omzuna sıkıca sardı, destek almak ister gibi tutundu. Heyecandan bayılmak istemezdi. Dudakları üstündeki yumuşak et parçasına karşılık verirken öpücük dahada derinleşmişti.

Yağmurun altında, darmaduman bir haldeyken tek yaptıkları birbirine doymaktı. Her ne kadar mümkün olmasada.

-

Renowned | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin