Merhaba!!!!
-
Jimin elindeki spatula ile tepsideki pizzayı hızla soğuması için tele aldı, bu sırada kapı zili çalınmaya başladığı için üstünde önlük yüzünün bazı kısımları unla kaplı bir haldeyken koştu kapıya doğru.
Kendi haline bakmadan hızlıca kapıyı açtığında karşısında uzun süredir görmediği sevgilisini görünce burnu özlemle titremişti bile.
Çabucak öne doğru atılıp kollarını boynuna sarınca jungkook gecikmemiş onun kollarına karşılık vermişti. Soğuktan buz gibi olan elleriyle hızlıca belini sararken jimin irkilse bile kıpırdamadı.
Jimin ayrılınca burnu kıpkırmızı olmuş bedeni görüp dudaklarını büzdü. Burnuna dudaklarını bastırıp kızarmış kısmına ufak bir öpücük kondurdu amacı ısıtmak ve iyi hissetirmekti aslında.
"İnce giyinmişsin kookie! Burnun kıpkırmızı olmuş.. kış geliyor sıkıca giyin diyorum sana!" Jungkook kapıyı örtüp içeri girirken yanında getirdiği ufak çantayı girişe bıraktı. İçerisi sıcak ve nefis kokular geliyordu.
Kendini evinde gibi hissediyordu, jimin'in yani yaşadığı ortam ona evinde gibi sıcak samimi hissettiriyordu. Sürekli hareketlerine dikkat etmesine gerek yoktu,jimin her hareketiyle onu kabul ederdi çünkü.
Ağzını açmadan sözlerini seçmek zorunda değildi jimin bunu sorun etmezdi, jungkookta onu kıracak pişman edecek bir şey söylemezdi zaten.
"Bebeğim içeri geçelim önce.. hem seni ısıtırsın eminim. Değil mi?" Jimin seslice gülüp onu görmezden gelerek mutfağa gitti.
Jungkookta alışık olduğu evde onu takip etmeden önce ellerini yıkamış mutfağa girmişti.
Jimin masaya kalp şeklinde pizzalar koymuştu, tıpkı jungkook'un sevdiği gibi bol sosis ve mısırlı! Kendisi içinde karşısına koymuştu ve karşılıklı yerlerine geçtiler.
Jimin onun bu dünya turu öncesinde çok yorulduğunu anlıyordu, düzenli yemesine dikkat etmesini istese bile olmadığı için onu yanında tuttuğu her fırsatta güzelce besleyeceğine kendine söz vermişti.
Birlikte masaya oturduklarında jungkook'un birden büyük lokmalarla yemesi jimin'i gülümsetti, uzun zamandır görüşmüyorlardı ve özlemi artık daha açıkça belli oluyordu.
Birlikte yemeklerini yedikten sonra jimin bulaşıkları yıkamak için tişörtünün kollarını sıvadı. Jungkook ona yardım etmek için hemen tıpkı onun gibi bir önlük giymiş tezgaha gelmişti.
"Sen içeri geçip film seçsene jungkook? Zaten yoruluyorsun." Jimin'in cümlesinin devamını getirmesine izin vermeden yanağına öpücük kondurdu jungkook.
"Seninle yaptığım her şey benim için eğlenceli bir hal alıyor bebeğim." Jimin'in bakışları tezgahı bulmuş utanmış ifadesini saklarken jungkook burnunu boynuna sürttü.
"Ne yapsam acaba park? Seni tamamen yanıma mı alsam hm? Bana bu kadar neşe verirken bu kadar uzakta olman adil mi?" Utanmış ifadesine dahada yenisini eklerken jimin önüne dönüp elindeki köpüğü onun burnuna sürdü.
" Anladık çok romantiksin kookie! Beni yeterince utandırdın şimdi işimize dönelim." Jungkook onu daha fazla utandırmamak için dediğini onayladı.
Bulaşıkla olan işleri yarım saat içerisinde bitmişti.
Jimin hazırladığı atıştırmalıkları masaya dizdikten sonra jungkook'un seçtiği diziyi açtı, bu sırada jungkook jimin'in kendileri için seçtiği bir pijamayı giymişti. Jimin fırsattan istifade onların o an resimlerini çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renowned | jikook
Fanfictiontexting- düz yazı Açtığı fan sayfası sayesinde hayranı olduğu ünlüyle ilişki yaşamaya başlayan park jimin, sevgili olduktan sonra her şeyin göründüğü gibi olmadığını fark eder. Jungkook'un şöhreti ilişkilerini bir çıkmaza sokacaktır.