Dirilen Anılar

2 0 0
                                    

Sermine telefonu kapattığında kulağına bir tıkırtı sesi geldi.
Duymamış gibi yaparak biraz önceki sandviç tabağını ve bardağını kaldırmak için tezgaha doğru yurudu ama bası dondu. Sendeledi.  Tezgahın ucundan destek alarak olduğu yerde gözlerini kapattı.

Neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Vücudu bu kadar strese ve koşturmaya tepki veriyordu.

Biraz daha ayakta kaldı iyi gibi hissedince caprazındaki buyuk tablonun olduğu duvara doğru yürüdü. Tabloyu itti ve arkasındaki asansöre binerek 3.kata bastı.

Asansör hareket etmeye basladı. Fakat ucuncu kat aslında yukarıda değil asağıdaydı.
Evin en alt katı ve bunu bilen iki kişiden biriydi. Gordon tabıkı de diğer  kişiydi. Gümüşün kraliçesini ve sırlarını izin verdiği ölçüde  Gümüşün başı bilebilirdi.

Kendini yatağa attı ve gözlerini kapadı. Uykuya tekrar dalana kadar kendi kendine düşündü.

Turkiyeden buraya gelmeyi planlamamıştı. Sadece huzur bulmak istiyordu.
Kendisinin saplantılı bir aşığı olduğu ortaya çıkınca korkmuş ve guvenli bir yerde yaşamaya karar vermişti.

Kimliğini deşifre edebilecek bir durumla karşılaşmadan Çine gelmeye  karar vermişti.

Dikkat çekmemek için ekonomi sınıfı bilet alıp o eziyeti çekmişti.
Yan koltuktaki yolcunun sohbet esnasında dertleşmeyi bile onun uçaktaki geçirdiği huzursuz yolculuğunu biraz hafifletmişti.

Havaalanından kiraladığı araçla gizli evlerinden birine giderken dikkatini çeken bir kaçırma durumunun içine düşmüş ve sonundada kuçuk bir adamın hayatını kurtarmıştı. Bunu yaparken de orta çapta sayılabilecek bir hasar almıştı.

Ölen ablasının oğlu Jonathan (John)  ile arası iyiydi. Onun uçaktaki kızın sevgilisi olduğunu anlamış ve duruma  direkt olarak olumlu müdalede bulunmuştu.

Hayatını kurtardığı küçük adamın aslında eski eniştesinin baş düşmanının küçük yiğeni olduğu ortaya çıkmış ve akabinde iki düşman ailenin bu olayda birbiri ile didişip kn dökmeden bir uzlaşmaya varıp geçici olmayan bir şekilde birlik olmalarını ve ilk başta bu planlı pusu ve saldırıları kim yada kimlerin yaptığını bulmalarını istemiş ve buna çabalamıştı.

Kendisi morgalın buyuk oğlunun ölen ilk eşinin baldızıydı.

İsmi güvenlik ve savunma ekipmanları piyasasında üst sıralarda yer alan Jonathan morgalın teyzesiydi.

Çapkın dul Alexander hayron un biricik oğlu math İn kurtarıcı meleğiydi.

Şimdide lucian favour un ağına düşürmek istediği altın balıktı.

Ne kadar da huzurlu bir hayat düşlemişim kendime diye söylenerek uykuya teslim oldu.

Aslında bunları düşünürken eksik olan kısımlar vardı. Mesela alexin onu gıcık edeci davranışları ve konuşmaları.
Ah evet Alex,  uzun yıllar önce Pekin de karşılaştığı bir adamdı. Ailelerin yer aldığı bir organizasyonun kahvaltısında tanıştığı, ertesi günü akşamındaki baloda dans ettiği ve o akşam aşığı olduğu adam. O kadar çok sevmişti ki onunla karşılaşmak için tüm fırsatları kullanarak onun yakınında olmaya başlamıştı. Gençlik işte, çevresi hep sosyetik güzellere dolu yakışıklı bir serseriydi.  Zeka kıvılcımları gözlerine yansıyan umursamaz bir delikanlıydı.
Bir gün bal kopüğü saçlı yeşil gözlü bu küçük kızı fena kızdırmıştı. Sözde sevgilisini iterek bileğinin burkulmasına sebep oldu diyerek azarlamış ve yakınlarında dahi görmek istemediğini söylemişti. Üstelik saçları ve gözleri için hakaret içerikli cümleler sarfetmişti. Tabi bunda sevgilisinin sahte davranışları etkili olmuştu.  O zaman çok üzülmüştü sermine. Organizasyonun çoğu gençlik grubu etkinliklerine katılmamış dedesinin yakınlarından ayrılmamıştı. 20 yıl sonrasında tekrar karşılaşacaklarını bilemezdi.
Aslında gizlice Çin tay ve Kore dillerini öğrenmesine sebep olmuştu Alex in onu kızdırması. Zihnini başka şeylerle meşgul etmesi gerekmişti.

Kendisi mimar mühendisi. Evet zekası oldukça yüksekti.  İmkanları da vardı ailesinin. Eğitimini gayet düzgün bir şekilde almıştı. Gönüllü olarak arama kurtarma ekiplerinde de yer alıyordu. 
İyi derecede de bir kaç batı dili de biliyordu.

Ailesini suikastler ve kazalar sonucunda kaybedip tek başına bir hayat surmeye başlamıştı. Arkadaş sayısı yok denecek kadar azdı.  Yalnız soğuk ve kaprisli biri olarak görünmesine rağmen merhametli adil  gösterişi sevmeyen genç bir kadındı.

Kendini toplumdan soyutlamadan uzak durmaya çabalayan bir insandı.
Hakkında dedikodusu yapılmayan az insanlardan biriydi.  Bir gün kurtardığı bir kazazedenin abisi tarafından oyuna getirilmesine sinirlenip yaşadığı İzmir den taşınmıştı.

Sakinliği istediği için Trabzon a taşınmıştı. Uzun zamandır da yiğenini görmemişti. Sürpriz yapıp Çin e gitme kararı almıştı.  Gerçi sürpriz kendisine olmuştu.  Kimliği yüzünden yoğun günler yaşamaya başlamıştı.

Önemli bir ailenin kalan tek üyesiydi. Çevresi kalabalık olmasına ragmen yalnız olan bir kraliçeydi.  Bugünkü hüznü ise çok sevdiği yiğeninin herhangi bir araması yada mesajı olmamasından kaynaklanmıştı. Kendisini hazırlasa iyi olurdu. Artık istediği zaman yanına geleceği biri kalmayacaktı.

Gözlerini aralayarak yavaşça kalktı.
Yüzünü yıkamaya banyoya gittiğinde küçük aynadan kendine bakındı.
Bugün biraz da olsa kendine vakit ayırmayı istedi. Giyinip gizli bölmeden garaja geçti.  Arabasına atlayıp malikaneden çıktı.

Gumus Yuzuklu PatroniceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin