"Bir varmış,bir yokmuş..."
Biliyorsunuzdur,herkesin saçma şeyler ima edip kendi kendine gülen bir arkadaşı vardır,sanırım benimde o arkadaşım selin olacaktı.çok hayat dolu yaşama sevinci ile büyümüş,güler yüzlü,sempatik ve çok tatlı bir kızdı onunla arkadaş olmam için bir engel yoktu.Birdaha gelirse ona bende samimi davranacaktım böylece hayatımda belkide ilk defa gerçek bir arkadaşım olacaktı.'Ah!tabii ya ben size erenayım'ın sınıfını söylemeyi unuttum o 9/D sınıfından.'evet bunu bugün öğrendim,nasıl öğrendiğime gelirsek hayır hayır aklınınzdaki şey değil,aslında o da olabilir,evet takip ettim ama o kadar da değil yani.sadece minibüsten indik sınıfına kadar azıcıktı...ya bir insanın sınıf adı bile güzel olabilir miydi neyse daha fazla abartmadan bu konuyu kapatalım.Tarih dersiydi ve ben tarih sevmem,tarih hocası da sürekli yazı yazdıran gıcığın tekidir
neyseki tarihten sonra müzik dersi vardı da kendime gelebilecektim.Biraz zaman geçtikten sonra,Tarih dersi bitti ve nihayet müzik dersiydi,müzik öğretmenimiz ali hoca bir çok müzik aletini çalmayı bilen ve en çok bateri çalmak ile ilgilenen tatlı ve sempatik bir insandı onu yeni tanımama rağmen kanım çok ısınmıştı,ders zili çaldı fakat ben koridorda onun geçmesini bekliyordum fakat gelmedi,göremedim umutsuzca sınıfımın kapısının önünden ayrıldım sınıfıma girdim,az sonra gelecek olan ali hocayı beklemeye başladım.Birden sınıfa girip "Selam gençler dedi."Ve tüm sınıf hep bir ağızdan"Selam hocam."Dedi mutlulukla,ben ise sesimi çıkarmadan ümitsiz gözler ile ali hocayı izliyordum
pek keyfim kalmamıştı müzik için ali hoca sınıftakiler ile biraz sohbet ettikten sonra "Gençler bu ders notaları işleyelim ve bir sonraki ders sizler ile gitar çalıp şarkı söyleyelim."notalar ile ilgili bir ders işlemiştik pek keyfim yoktu ve konuşmadım,sadece ali hoca birkaç kez saçlarım ve üzerinde softluğu temsil eden amblemlerin olduğu montuma olumlu yorumlar yapmıştı ve ben sadece teşekkür etmiştim .Teneffüs zili çaldı herkes dışarıya çıktı fakat ben çıkmadım çünkü o kadar keyfim yoktu ki bu benim her halimden anlaşılabilirdi fakat hiç kimse yanıma gelmedi,hiç kimse nasıl olduğumu sormadı ve yine hiç kimse beni umursamadı çünkü bu dünya üzerinde beni seven tek bir kişi bile yoktu,neden mi?bende bilmiyorum,bilemiyorum :) her neyse...Gözlerimden akan küçük göz yaşını sildim ali hoca gelmişti ve çoğu kişi ayakta olduğu için oturmamızı söyledi sonra birden bana donüp gitarını kolları arasına alarak"müzik tarzın ne ışıl?"dedi.Durdum,şimdi durduk yere nereden çıkmıştı bu derli dertli oturuyordum ne güzel ya neyse daha fazla cevapsız bırakmadan,"Ya aslında ben duygusal şarkılardan hoşlanırım ve en sevdiğim şarkıcı Buray."Birden buray'ın "Taç mahal" şarkısı ile gitar çalmaya başladı..."Daldım bildiğiniz dalmıştım durduk yere hayaller kurmaya başladım bu arada ise ali hoca sürekli bir şarkıdan bir şarkıya atlıyordu ve tam ben dalmışken gözlerime baktı umutsuz gözlerime bakarak yeniden Buray'ın "sevdalar"şarkısına giriş yaptı tabiki ben şoka girmiştim bence biz ali hocayı dünyanın en vizyonlu insanı ilan etmeliydik çünkü harika zamanlama ile giriş yapmıştı şarkıya...Biraz da olsa moralim düzelmişti ama yinede görmek istiyordum sanki ruhumun bir yanı eksilmiş gibi sanki bir varmış bir yokmuş gibi,kalbim ilk defa birini gördüğü için hızlanıyordu ve inanın ki ben ilk defa birini görmeyi bu kadar istiyordum daha aşık olmadan acı çekiyormuş gibi,daha prenses olamadan prensini sahiplenmiş gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay'ın Ruhu
Teen FictionAy'ın Ruhu adlı kitap çalışmamın çoğu duyguyu bir arada barındıran tamamen bana ait sözleri ve kurgusu ile sizi içine çekeceğine eminim,ön yargısız başlamanızı öneririm.Okuyarak destek olabilirsiniz :)<3