1)Gökteki En Parlak Yıldız

3.5K 144 131
                                    

Düzenlenmiştir.

Tae'nin Günlüğü.

Düşünüyorum, düşünüyorum ve düşünüyorum. Hayat neden bu kadar acımasız? Bunları hak edecek ne yapmış olabilir bir insan? Neden bu kadar kötüdür hayat..?

Kendimden nefret ediyorum. Herkes de benden. Ellerim, ayaklarım.. ve yüzüm. Neden bu kadar çirkinim ben? Neden?

Neden hayat hiç adil değil?

Birisini sevdim ben günlük. İsmi Jungkook. O.. çok acımasız biri. Ancak ben seviyorum. Canımdan çok seviyorum onu.

Onu resmetmeyi, hayaller kurmak benim hayatımın bir parçası.

Yıldız olmak istiyorum. Gökteki en parlak yıldız.

Onun gözlerinde bir ışık var.. anlatılmaz. Güldüğünde yüzünde açan çiçekleri ben hariç kimse göremez.

Oh, şuan mesaj attı. Geri yazacağım günlük.

...
Derin nefes alıp telefonu aldım. Gelen mesajı görünce gülümsemeden edememiştim. Tabii, hâlâ mesajı okumamıştım.

Jungkook:
Selam sürtük.

Tae:
Selam?

Jungkook:
Benim ultra mega eziğim ne yapıyormuş?

Tae:
Şey
Hiçbir şey

Mesajlaşmanın ardından telefonu kapattım. Gelen birsürü bildirimi takmadan. Yüzümü yastığa gömdüm ve düşündüm. Kurduğum hayaller, çektiğim eziyetler... Hepsi boşuna mıydı diye geçirdim içimden. Yaşadıklarımı sorgulamadan edemiyorum çoğu zaman. Neden ben? Diye soruyorum daima. Ben bunu hak edecek ne yaptım diye.

Yatakta iki büklüm olmuş, ağlarken abim girdi odaya.

-Ne oldu Tae'm

Abimin sakinleştirici sesini duyduğumda daha çok ağlamaya başlamıştım. Gözyaşlarım hiç bitmeyecekmişcesine akıyorlardı. Sonları hiç gelmeyecekmişcesine. Hıçkırıklarımın arasında konuşmaya çalışıyordum.

'A-abi'

Dudaklarımın arasından zorluklarla dökülen kelime ile abim yanıma gelip saçımı okşadı. Parmakları saçlarıma değerken, gözleri çok şey anlatıyordu.

-Anlat güzelim, hadi. Anlat abine.

Yoongi'den
Gözyaşları bitmezcesine akıyordu kardeşimin. Gözlerindeki yakarışı görmemek ise imkansızdı. Omzuma gömülüp daha çok ağlarken sümüklü burnunu çekti bir kere.

"A-abi, J-jungkook beni a-asla sevmeyecek."

Hıçkırıkları arasınra dudaklarından zorluklarla dökülen cümleler ile başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü adeta. Elleri, ellerime değdi. Buz gibiydi. Isıtmak amacıyla ellerini avuçlarımın arasına alıp hohladım(?) ve ellerini ısıtmaya çalıştım.

'Geçecek desem ne kadar inanırsın bana?'

Yakaran gözleri, parlayan gözlerime döndü. Dediğim birkaç kelimeye inanmadığı bellirdi o gözlerinden.

"İnanmam."

Dedi, kısık bir sesle.

"İnanamam."

Dedi, az öncekine nazaran daha kuvvetli bir ses ile.

"Çünkü bunlar olmayacak."

Dedi, sert bir şekilde.

Taehyung'dan
Abim odadan çıkınca gözlerimi kapatmış ve uyumaya başlamıştım. Daha doğrusu denemiştim. Ellerimi kollarıma sardım ve iki büklüm oldum. Gözlerimi kapattığım anda eski günler aklıma geliyordu. Eski mutluluklarım.. Herkesin isteyeceği türdendi. Ancak her güzel şeyin bir sonu olduğunu ise, ben o gün öğrenmiştim.

Jungkookla tanıştığım gün..

[Daily] (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin