Düzenlenmiştir.
Gözlerinde parlayan yıldızlar.. gördüğüm en parlak şeydi...
Jungkook'dan
Yangının üzerinden birkaç gün geçmişti ve o günden beri kabuslar peşimi bırakmamıştı. Geçmiş hiçbir an peşimi bırakmadığı gibi şimdide rüyalarıma dadanmıştı adeta. Her gece gördüğüm kabusların sonu yoktu ve bitmeyecek gibiydi. Onlar kovalıyor, ben ise kaçıyordum resmen. Veya, benim tabirimle Taehyung'u kandırdığım için cezalandırılıyordum adeta..Ancak bir sorun vardı. Taehyung'a.. sanki her geçen dakika daha çok aşık oluyordum. İlgimi çekiyordu bir şekilde. Nasıl olduğunu bilmiyordum, ama böyleydi. Onu bana bağlayan ilginç bir bağ vardı. Her şeyini seviyordum ve her şeyi gülümsetiyordu beni. Onu her saniye sarılıp koklamak istiyordum sanki.. her şeye baştan başlamak geliyordu içimden. Sadece benim olsun başka kimsenin yakını olmasın istiyordum. Bencilce, değil mi?Kızmayın bana lütfen. Elimde değil, içimden geçenler bunlar.
Veya ben öyle sanıyordum.
Rüyalar peşimi bırakmıyor. Her gün dahada çoğalıyorlar ve daha ayrıntıya giriyorlar. Germiş geliyor geçiyor ve rüyalarım ile tokat misali suratıma yapışıyordu.
Korkutan kabuslarım.. hayatımın bir parçası oldu adeta. Hayatımın istenmeyen parçası. Her gece korkudan akan terler, titreyen beden ve haddi hesabı olmayan gözyaşları.. Belki de rüyalardan korktuğum için Taehyung'a aşık olduğumu sanıyordum... Belkide, ben buyumdur. Rüyalarından koktuğu için birisine aşık olan biri. Kendini kandıran biri. Hah! Ne aptal, değil mi?
Her şey başa sarıyordu, sanki her şeyi baştan yaşayacakmışım gibi geliyordu. geçmiş kendini hatırlatmak ister gibi bir amacı var gibiydi, sürekli karşıma çıkıyordu. Gerçi.. ben geçmişimi hiçbir zaman unutmamıştım ki. Kendime söylediğim en büyük yalan buydu. Unutmamıştım ama unutmuş gibi davranıyordum.
Titreyen ellerim ve titrek nefeslerim alışkanlık olmuştu. Geçirdiğim ataklar, veya atağa benzeyen şeylere alışmış bir durumdaydım. En çok korkutan ise.. ataklarımı başkası görmesiydi..
~Flashback
"Her şey yeni başlıyor güzelim, yazmayı öğrenmen gerek" güzel kadın çocuğunu ikna etmek istercesine konuşmuştu. Küçük çocuk okuma yazmayı öğreniyordu ancak çok zorlanıyordu. 'ama anne, çoooook zor ve sıkıcı,' oğlunun tatlılıkla, mızmızlanarak ve uzatarak dediği şey ile kıkırdadı kadın. Birçok anneye göre olgun, anlayışlı ve iyi bir anneydi.
Oğlunu sakinleştirmek ister gibi, sakin ve ikna edici bir ses tonu ile yanıt verdi. "Alışmak zorundasın oğlum, her şey yeni başlıyor," oflayarak arkasına yaslandı küçük. Hayat şartlarına buncacık yaşında karşı çıkarken, nasıl yaşayacaktı ilerde?
Minik oğlanın ders çalışmaya pek niyeti yok gibiydi ama annesi ne yapacağını biliyordu. Kalktı ve oğluna ballı süt ısıttı. Oğlu, bunu çok severdi ve ikna olacağını düşünüyordu. Sütü orta derece ısıttı ve kulplu bir bardağa koyup oğlunun yanına geldi. Kulplu bardağa koymazsa oğlunun dökeceğini biliyordu "Bu benim oğluşumun zihnini açacakmış," annesinin uydurduğu minik yalana karşı gülümsedi oğlu. Yaşının küçük olmasından dolayı hemen inanıyordu bu olaylara. Sütü tepesine dikip annesine döndü. 'Bıyık oldu mu?' Tatlı bir edayla soran oğluna karşı kıkırdadı annesi. Ancak aniden mutluluklarını kesen bir şey olmuştu.
Bir anda Sallanan biblolar ve çığlık sesleri.. evleri başlarına yıkılıyordu. Çok sevdiği evlerini depreme kurban gidiyordu. Her şey bir anda olurken, diğer binaların yıkılma sesleri, yere düşen ufak tefek süsler ve çığlık sesleri iğrenç ve korkunç sesler çıkartırken ellerini kulaklarına kapatmıştı. Göz yaşlarını silerken annesinin dışarı koşturması ile annesinin peşinden gitmişti. Evleri deli gibi sallanırken yer ayaklarının altından kesilivermişti. Çöktüğü hissiyatı ile annesinin çığlığını duymuştu.