Düzenlenmiştir.
Jungkook'un Günlüğü
Gece karanlığı. Saat 2.34. Yangının üzerinden tam 9 saat geçti. Herkes yangının nasıl çıktığını soruyor, ancak Yoongi'nin çıkarttığını asla bilmeyecekler. Ellerim titriyor kardeşini öldürmek isteyen bir abi var karşımızda. Taehyung'u bu sefer korumanın zamanı. Kurbanlık koyun gibi abisinin önüne atamam. Ah.. doğru ya. Pişecek et gibi yangının ortasında bıraktım onu. Her şeyi başa sarıyor sanki dejavu yaşıyorum.~Flashback
Mutlu bir şekilde abisiyle oynuyordu çocuk. Henüz 8 yaşına yeni girmişti ve boyama yapmayı çok sevmesinin yanında resmide gelişiyordu. Abisi çocuk boyama yaparken kolunu omzuna atmıştı. 'baak aslan çoook güzel oldu,' çocuğun dediği şeye karşı kıkırdadı abisi. "ve çokta kudretli oldu," abisinin dediğiyle şaşkın bir ifade ile abisine döndü ve merak dolu bir sesle sordu küçük olan. 'kudret ne demek?' Büyük olan gülüp saçlarını karıştırdı. "Kudret güçlü demek," hevesle konuştu çocuk. 'o zaman sen kudretli mi oluyorsun?' çocuğun hevesle sorduğu soruya güldü büyük olan. Güzel saatler geçirmişlerdi. Artık küçük olanın uykusu gelmişti ve uyuması gerekiyordu. Büyük olan onunla ilgilenmiş, ve yatağına yatırmıştı. Kısa sürede uyuyan küçükğün, bu gece uykusu huzurlu geçmeyecekti. Birkaç saat sonra saat 2.34 civarında yanık kokusu ile uyanmıştı. Yatağından kalkmış ve mayışık bir şekilde kapısını açmıştı. Önünü aydınlatan ve yüzüne vuran sıcakla birden geri çekilmişti. Kor alev her saniye dahada büyürken odaya sıkışıp kalmıştı. Kapısını kapattı ve cami açmak için cama yöneldi. Biraz yukarıdaydı. Cama çıkmak için ayağını peteğe bastı. Ancak ayağı kayınca düşmüş ve yanağında bir yer çizilmişti. Acı ile inlerken elini yanağına getirince elini bulaşan az miktarda kanı görmüştü. Gözleri dolarken duman içeri doluyor ve öksürmesine sebep oluyordu. Bir kere daha ayağını peteğe bastı. Bu sefer çıkmıştı. Cami açtı ve inmek için aşağı zıpladı. Ancak ayağını burkmuş ve acı ile yere oturmuştu. Gözyaşları inci tanesi misal pıtır pıtır dökülürken dumanlar artmış ve camdan dışarı taşımaya başlamıştı. Çocuk nefes almak için yine tırmandı ve camdan baktı. Telefonla konuşan abisini gördü. İstemeden kulak misafiri olmuştu. "Yangını çıkarttım, görev başarılı."
~Flashback sonJungkook'un Günlüğü
Abimin bana yaptığı pisliği Yoongiyle bir olup yaptık. İğrenç birisiyim. Galiba onu seviyorum. Ama sevemem. Jimin'e aşığım ben.. onunla sevgiliyim. Taehyung'dan nefret ediyorum. O benim baş düşmanım..
.
Taehyung'dan
Ne kadar geçmişti bilmiyordum. Belki birkaç gün, belkide birkaç saat. Gözümü açtığımda yanan ciğerlerim ile öksürmüştüm. Gözlerimi açmıştım. Yanımda Jeon vardı ve bir şeyler yazıyordu. Merakla konuşmuştum 'ne yazıyorsun?' Kafasını kaldırmış ve bana bakmıştı. Güzel bir gülümseme sunmuş ve mavi defteri kapatmıştı. Yanıma gelip oturmuş ve sargıda olan yanık elimi tutmuştu. "hiçbir şey yazmıyorum güzelim," dediği şey ile ona gülümsemiş ve gözlerimi huzurla kapatmıştım. Bir parmağı ile elimi okşarken merakla sormuştum. 'abim nerde?'Jungkook'dan
Taehyung'un sorduğu soru ile donup kalmıştım. Ne uydurmam gerektiğini düşünüyordum. Üzülmemeliydi. Herkes üzülsün ama o üzülmesin diye geçirdim içimden. Aish ne saçmalıyorum, zaten onu üzmek için onunla sevgili değil miyim? Cidde aptal olduğumu düşünüyorum bazen. Plan çok güzel işliyordu, Taehyung'u becermiştim ve yangın çıkmıştı. Sıradaki ise Taehyung'un hamile kalmasını sağlamaktı. İlk kez benle yattığını biliyordum ve muhtamelen ilkte olmayacaktı. Düşününce.. neden yapıyordum ki? Neden onu üzmeye çalışıyordum? Ani ruh ve düşünce değişimlerini bırakmam gerek..Uzun süre geçtiğini fark etmiş ve sorusunu cevaplamıştım. 'o, kandinde. Evet kandinde yemek alıyor,'
Taehyung'dan
Aldığım cevapla gülümsemiştim. Buradaydı, benim için gelmişti. Ne kadar kavgalı olsak bile gelmişti. Gülümsedim, belkide yangın işe yaramıştı. Huzurla gözlerimi kapattım.Jungkook'dan
"Her yer yanıyor, yer sallanıyor. Ellerimi kulaklarıma kapatıyorum. Hiçbir şey duymak istemiyorum. Abimi arıyorum. Salon, banyo, yatak odası.. yok. Sallanan yerin sallanması kesiliyor ve derin bir nefes alıyorum. Ancak ciğerlerime dolan duman ile öksürmem bir oluyor. Kapıya koşmaya çalışıyorum. Çıkmak için, bu cehennemden kurtulmak için. Kolumu ağız ve burun bölgeme siper ediyorum. Adımı sayıklıyor. Annem.. onun sesini duyuyorum."
Nefes nefese ve terlemiş bir şekilde uyanmıştım. Derin nefesler alıyor ve etrafa bakıyordum. Elimin tersi ile akan gözyaşlarımı silerken yandaki komodinde duran soğuk suyu tepeme diktim. Hâlâ nefeslerim düzelmemişken Taehyung'a baktım. Çok masum uyuyordu.. sanki bir şeyler haketmiyordu. Kendimi suçlu hissediyorum. O bunları hak etmezken ardından türlü oyunlar dönüyordu.. Yataktan titrek ayaklar ile kalkmış ve hastanenin lavabosuna ilerlemiştim. Titreyen ellerimle suyu açmış ve avcuma doldurup sertçe suyu yüzüme çarpmıştım. Gözlerimden yaşlar gelirken ellerime baktım.
(Ne yazacağımı bilmiyorum yardım edin)
Gözlerimi titreyen ellerimden çekip aynaya baktım. Yüzümdeki belli belirsiz çizik izi, gözlerimden akan yaşın yoğunluğunu arttırırken Taehyung'un sesini duymuştum. "J-jungkook," sesi korkmuş geliyordu ve ihtiyacı var gibiydi. Hızla elimi ve yüzümü kuruladıktan sonra kendime baktım. Gecenin karanlığında belli olmaz diyerek yanına gittim.
"Gitmemişsin.."
'Gitmeyeceğim.'
Umarım beğenmişsinizdirr birkaç bölüm sonra smut sözüm olsun. Biraz kısa oldu ama yazarken çok zorlandım alttan alın😔 hoca yazma yeteneğin yok dedi sizce doğru mu? Her neyse seviliyorsunuzz