Düzenlenmiştir.
Yaşadığı her şeyi hak eder mi insan? Yaşadığı şeylerin, analizini yapmalı m? Düşündüğü her şeyi ortaya koymalı mı? Demeli mi düşündüğü her şeyi? Peki, gözler her şeyi anlatır mı? Gözler düşünceleri yansıtır mı?
Tae'den
Gelen bir anlık sinir ile pastayı yere atmıştım. Jeon şaşkın bir ifadeyle bakarken gelen tüm sinir ile konuşmaya başladım.'istemiyorum. Ne seni, ne o aptal pastanı istemiyorum anladın mı? Senin o aptal minik beynini, bana olan nefretini istemiyorum!'
Sinirle dediğim şeylere ben bile şaşırırken sinirle bana bakınca yerine sinmiştim. Abim odaya gelince, bir bana, bir Jungkook'a, birde yerdeki pastaya bakmıştı. Jungkook'u saçından tutup dışarı çıkartırken Jungkook'un acı dolu inlemesi, benim acı dolu çağırışlarıma benziyordu.
Ellerimi yüzüme kapattım ve hıçkırarak ağlamaya başladım. İçeriye kimse gelmiyordu ve bu oldukça işime geliyordu. Ellerimdeki krem gözlerime bulaşınca gözlerimdeki yanma hissini engellemek için gözlerimi kırpıştırdım. Abim içeriye girince kızarık gözlerle ona baktım. Yanıma gelince sarıldım ve oturur pozisyonda olduğum için kafamı göbeğine gömmüştüm. Ağlarken saçlarımı okşayan titrek eller, beni sakinleştirmişti. Hıçkırıklarım iç çekişlere dönüşünce mayışmış ve gözlerimi kapatmıştım. Narin eller saçımdan ayrılınca yavaşça yatırmış, uyumam için daha rahat bir pozisyona geçmemi sağlamıştı. Kendimi karanlığın huzurlu kollarına bırakırken abimin huzur veren sesiyle şarkı mırıldandığını duymuştum.
"Kapıldım, olur olmaz düşüncele.
Belki zaman zaman bahanelere.
Teker teker çareler, tükendi birer birer.
Durdum dedim daha nereye?*
Şarkı anlamlıydı benim için. "teker teker çareler, tükendi birer birer." Jeon o çareleri tüketmişti..
...
Olayın üstünden birkaç gün geçmiş ve hastaneden çıkıyordum. Minik çantamı omzuma almış ve derin nefes alarak kapıya döndüm. Buradan çıktığım an her şey daha berbat olacakmış gibi hissediyordum. Her şey daha da batacak gibiydi. Gözlerimi kapattım ve kendimi böyle olmayacağına dair kandırmacada bulundum. İyi şeyler olacağı hakkında hayaller kurdum ancak bunların bir kandırmaca olduğunu içten içe biliyordum. Abim arkadan gelip elini omzuma attığında içime daha da kurt düşmüştü. Sakinlemem gerekirken neden panikliyordum? Abime bakıp sahte bir gülümseme sundum ve kapıya adımladım. Kapıyı açınca iğrenç koku daha da yoğunlaşırken yüzümü buruşturdum. Hızlı adımlar ile gereken yere ilerlerken sadece bir an önce buradan çıkmak istiyordum. Dışarıya çıkınca yüzüme vuran güneş ile gözlerimi kapatırken ellerimi gözlerime siper ettim. Arabaya hızla ilerlerken kapıyı açmak için kafamı kaldırmam ile Jeon'un arabasını görmüştüm. Pic bir sırıtış atıp gözlerimi açık tutmaya çalışırken bir elimi şapka niyetine kullanıp anahtarım ile boydan boya çizdikten sonra kahkaha atarak kaçtım ve bizim arabamiza bindim. Kahkaha atarken abimin garip bakışını umursamadan kahkaha atıyordum.-Ne oldu?
Nefeslerini düzenlemeye çalışırken nefes nefese konuşmaya çalışarak Jeon'un arabasını gösterdim. Görünce gülümsedi ve bana baktı.
-Yaramaz çocuk.
Gülüp arabayı sürmeye başladı. Arabanın camını sonuna kadar açtım ve bir kolumu dışarı çıkarttım. Rüzgar yüzüme vururken saçlarımın arasından geçen rüzgara gülümsedim. Bir süre sonra dönünce geldiğimizi anlamıştım. Arabadan inince çantamı alıp eve ilerledim. Yan daireye birinin taşındığını görünce umursamaz bir edayla omuz çırptım. Evin kilidini açarken arkamda iğrenç bir ses duydum.
"Ay selam."
Bir saniyelik korku ile arkamı dönünce Jeon'u görmem bir olmuştu. Bana sarıldığında neye uğradığımı şaşırmış bir şekilde sarılmasına karşılık vermez iken benden ayrıldı.
"Yeni komşuna selam de bebeğim."
Deme tarzı gıcık ederken olanları idrak etmeye çalışıyordum.
'ne dedin?'
Aklıma diyecek başka bir şey gelmemişti. Ne diyebilirdim ki, bu şaşkınlık içerisinde? Kafasını evet anlamında sallayıp gülümsedi ve cevap verdi.
"Hazırlan yemeğe gidiyoru."
NOLUR KONU FİKRİNİZ VARSA DMDEN YAZIN CANİM ÇIKIYOR KONU BULACAĞIM DİYE