Mezuniyetteki hali medyada ehe...
"Wooyoung sana güzel bir haberim var."
Bayan Jung neşeyle Wooyoung'a seslendiğinde Wooyoung asık suratla ona bakıyordu. San gittiğinden beri hiç mutlu olamamıştı. Artık o zamanlardaki gibi kendini beğenmişlik de yapmıyordu. Akıllanmıştı ama San yoktu ve onu çok özlemişti.
"Ne olmuş yine anne?"
Bayan Jung Wooyoung'un cevabına göz devirdi.
"Ah cidden ruhsuz gibisin Wooyoung biraz canlan."
"Anne söyle işte ya. Gidip uyumak istiyorum."
Bayan Jung Wooyoung'un San gittiğinden beri eskisi gibi gülmediğini biliyordu. San'ın onun için apayrı bir yeri olduğunun farkındaydı ve söyleyeceği haberin onu mutlu edeceğine emindi.
"Söyleyecektim ama söylemeyeceğim. Yarın elbet görürsün ne olacağını. Ayy çok heyecanlı."
Bayan Jung çocuk neşesiyle konuştuğunda Wooyoung neler olduğunu merak etmişti ama sormaya mecalinin olmadığını fark etti.
"Sanırım mezuniyet için heyecanlanıyorsun anne. Neyse gidiyorum ben uyuyacağım."
Wooyoung oturduğu yerden kalkıp gittiğinde Bayan Jung üzülerek arkasından baktı.
"Yarın onu görünce ne yapacaksın acaba."
...
"Wooyoung! Hazırsan hadi çıkalım geç kalacağız."
Wooyoung yüzüne koyduğu hafif bir gülümsemeyle aşağıya indi. Bugün biraz da olsa enerjik olması gerekiyordu. Sonuçta mezun oluyordu ve kendisi San ile planladıkları gibi okulun popüler çocuğu olmuştu.
"Aigooo oğlumun yakışıklılığına bakın!"
"Anne abartma ya."
Bayan Jung Wooyoung'un yanaklarını sıkarak konuştuğunda Wooyoung elinden kurtulmak için çabalamıştı.
"Anne bıraksana!"
Wooyoung gülerek konuştuğunda Bayan Jung da gülümseyerek bıraktı onu.
"İyi aman! Hadi gidelim."
Bayan Jung gülerek kapıyı açtığında Wooyoung da ona gülümseyerek kapıdan çıktı. Arabaya binerek yarım saat içerisinde okula vardılar. Wooyoung annesini mezuniyet törenini izleyebileceği bir yere bırakarak okula girdi. Kendini lavaboya atarak derin derin birkaç nefes aldı.
"Bu gün neden canımı bu kadar çok acıtıyor?"
Wooyoung birkaç saniye sorduğu sorunun cevabını düşünsede bir cevap bulamamıştı.
"Bu gün mutlu olmalısın Wooyoung."
Wooyoung üzerini silkeleyerek aynaya ciddi bir bakış attı. Kendinden emin bir şekilde lavabodan çıkarak mezuniyetin yapılacağı alana geldi. Birkaç dakika sonra da tören başlamıştı.
...
"Ah benim oğluma bak ne kadar da yakışıklı."
Bayan Jung kendi kendine konuşurken omzuna bir el dokunmasıyla arkasını döndü. Gördüğü kişi ile ağzı kulaklarına varmıştı.
"Hoşgeldin canım dostum."
Bayan Jung oturduğu yerden kalkarak 5 yıldır görmediği arkadaşı Bayan Choi'ye sarıldı. İki arkadaş sarılma faslını bitirdikten sonra yan yana oturarak konuşmaya başladılar.
"Ne kadar iyi oldu geldiğin. San gelmedi mi? Nerede o?"
"Geldi canım geldi sadece içeriye girmek istemedi. Dışarıda bizi bekliyor."
Bayan Jung başını sallayarak sahneye çıkıp diplomasını alan oğluna baktı.
"Bak Wooyoung o."
"Biliyorum. Hiç değişmemiş."
Bayan Choi gülümsediğinde Bayan Jung da gülümsemişti. Bir yarım saat kadar sonra kepler atılmış ve tören son bulmuştu. Wooyoung sahneden inerek koşar adımlarla annesinin yanına giderken gözünde değen diğer kadın ile kalbinin titrediğini hissetmişti.
"Bayan Choi?"
Koşarak yanlarına vardığında saygıyla eğilerek Bayan Choi'yi selamlamıştı.
"Hoşgeldiniz."
Bayan Choi gülümseyerek ona bakarken "hoşbulduk Wooyoung." Diyerek cevaplamıştı.
Wooyoung gülümseyerek annesine sarıldığında. Bayan Jung'un gözleri dolmuştu.
"Benim oğlum büyümüş de liseden de mezun olurmuş."
Wooyoung kıkırdayarak annesinden ayrıldığında onu kolunun altına almıştı.
"Anne yapma şunu. Hadi gidelim artık. Hem arkadaşın gelmiş işte sevinsene."
Wooyoung'un konuşmasıyla Bayan Jung hemen Bayan Choi'nin yanına gitti.
"İyi gidiyoruz biz."
Bayan Jung, bayan Choi'yi çekerek götürdüğünde Wooyoung gülerek arkalarından bakmıştı. Peşlerine düşerken Wooyoung'un aklına bir anda gelen şey ile olduğu yerde kalakalmıştı.
Bayan Choi buradaydı...
Yani Choi San buradaydı...
...
Umarım beğenirsiniz 💕
16.08.22
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘿𝙚𝙨𝙩𝙞𝙣𝙮 »𝙒𝙊𝙊𝙎𝘼𝙉«
FanfictionSannie: Birbirimiz kaderinde olmalıyız Wooyoung Seni seviyorum. Wooyoungie: Böyle kaderi sikeyim San Çok çirkinsin 😭 Sannie: Ne? (Görüldü)