"Büyüdüğümüze göre bunlarsız olmaz diye düşündüm."
Wooyoung elindeki poşeti sallayarak geldiğinde San gülümseyerek bakmıştı ona.
"Çok iyi düşünmüşsün."
Wooyoung San'ın yanına oturduğunda gülümseyerek başını San'ın omzuna koymuş ve manzarayı izlemeye koyulmuştu. San ise Wooyoung'un saçlarından gelen kokuyu gözleri kapalı bir şekilde içine çekiyordu.
"Sen gittikten sonra uzun bir süre burada sabahladım ama şu anki kadar huzurlu değildi biliyor musun."
San cevap vermeden burnunu Wooyoung'un saçlarına daldırdığında Wooyoung ufak bir tebessüm etmişti. Uzun bir süre o halde kaldıktan sonra San başını kaldırıp Wooyoung'a baktı.
"Şu getirdiklerini içelim hm?"
Wooyoung başını kaldırıp San'a baktığında göz göze geldiler ve başını sallayarak onayladıktan sonra poşete yöneldi. Şişenin birini San'a uzatıp diğerini kendisine alarak içmeye başladılar.
"Sen gittikten sonra hiç eskisi kadar mutlu olmadım. Hık."
Wooyoung şişenin dibine geldiğinde hafiften sarhoş olmuştu ki gevezelik etmeye başladığından belliydi.
"Ama sen hık! Sen çok mutluydun dimi? Hık!"
Hıçkırarak konuştuğunda San gülümseyerek Wooyoung'a baktı.
"Her günümü sana yakışan birisi olabilmek için harcadım ben. Sensiz nasıl mutlu olduğumu düşünürsün!"
San şişeyi bitirip aşağıya fırlattığında Wooyoung da bakışlarını ona çevirmişti.
"Gerçekten çok salaksın Choi San."
Wooyoung elini San'ın yanağına koyduktan sonra okşayarak San'ın yüzünü incelerken,San ise Wooyoung'un hareketlerine kendini salmamaya çalışıyordu.
"Sen benim herşeyimsin. Tipin asla önemli değildi ki o zamanlar nasıl egoist bir pislik olduğumu sen daha iyi biliyorsun. Ama şuan taş gibisin ve ben senin yanına yakışmıyorum!"
Wooyoung konuşması bitirdiği anda San hızla dudaklarını dudaklarına bastırdığında Wooyoung öylece kalakalmıştı. Gözlerini birkaç kere açıp kapatarak anın gerçekliğini anlamaya çalışıyordu ama alkol buna izin vermiyordu.
Yavaşça San'a karşılık verdiğinde San iki eliyle Wooyoung'un yanaklarını esir alarak özlemle, yavaş yavaş öptü. Tüm yılların hasretini çıkarabilmek istercesine nazik ve yavaş bir öpücüktü.
Bir süre sonra ayrılarak alnını Wooyoung'un alnına yaslayarak gözlerine bakmaya çalıştı ama Wooyoung'un gözleri kapalıydı ve yaşadığı anı düşünüyordu. Tâki San'ın sesini duyana kadar.
"Bir insanın kalbi yerine nasıl yakışmaz ki Wooyoung?"
...
Umarım beğenirsiniz 💕
11.09.22
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘿𝙚𝙨𝙩𝙞𝙣𝙮 »𝙒𝙊𝙊𝙎𝘼𝙉«
FanfictionSannie: Birbirimiz kaderinde olmalıyız Wooyoung Seni seviyorum. Wooyoungie: Böyle kaderi sikeyim San Çok çirkinsin 😭 Sannie: Ne? (Görüldü)