Uyandığımda uykulu olduğum için yere düştüm. "Ayyyy!" Diye bağırdım ve yüzümü buruşturdum. Dizimi acıtmıştım. Dizime masaj yaptım. Kapı aniden açıldı. Annem içeriye girdi telaş içerisinde. "Aman Tanrım noldu!?" Aniden kükrediğinde uyku aptalı gibi bakakaldım. Tam ağzımı açacağım sırada konuşmaya devam etti.
"Ay korktum! Bir şeyleri kırdığını düşündüm!" Dediğinde başımı önüme eğip ağlamamak için kendimi zor olsa da tuttum. Hep aynı.. Eşyalar benden önemli.
"Dizim.." dediğimde yüzünü buruşturdu. "Yine mi! Yeter iğrençsin zaten hem bir kere düşsen yaraların sonsuza kadar kalıyor!" Dedi ve kapıyı sertçe kapattı. Duvarlar şiddetle titredi. "Çok güzel kolleksiyonuma yeni bir yara geldi" dedim ve burnumu çektim. Her kes gibi olmuyor. Bütün çocuklar düştüğü zaman yaraları geçiyor. Ama benimkiler sonsuza kadar kalacaktı..
Dizime baktığımda morardığını gördüm. Ah gerçekten mi! "Hayatımdan nefret ediyorum!" Diye bağırdığımda sessizlik yüzünden sesim kulaklarımda çınladı. Yavaşca ayağa kalktım. Dizimi ovalayarak yatağımda oturdum. "Bıktım, ailem kötü, insanlar kötü, hayatım kötü!" Dedim ve ağlamaya başladım.
"Beni kimse anlamıyor.. Benim gibi iğrenç biri yok ki.." dedim ve hıçkırarak ağlamaya devam etti. Dışarıya çıkıp hava alsam iyi olur. Odamdan çıktım. Babam eve geldi. "Ay bunu önümden götürün!" Dediğinde üzgün şekilde ilerledim. Kapıya ulaştığımda annem bileğimden tuttu. Bilegime baktığımda hızla elini oradan çekti.
"İyyy iğrenç! Sen nereye gidiyorsun!?" Dediğinde başımı önüme eğip konuşmaya başladım. "Dışarıya-" Yüzüme tokat attı babam, o yüzden devam edemedim. "Sen cezalısın!" Babam bağırdığında acı içerisinde yanan yanağımı önemsemeden konuşmaya başladım. "Ama neden?" Dediğimde annem babamın kucağına oturdu. Elimle gözlerimi kapattım. Keşke görmeseydim....
"Gözlerimi ve kefimi bozduğun için. Odana!" Bağırdığında onlara bakmadan odama koştum. Kapıyı kapatıp kilitledim. Ben Jeon Jungkook'sam dışarıya çıkmayı başaracağım. Zaten ailem beni önemsemiyor. Onlara ailem dememem gerekiyor. Ama ben onlar gibi acımasız olamıyorum.
Penceremden dışarıya baktım. Birazcık yüksekti. Atlamaya cesaretim vardı. Ama sorun şu ki yaralanacağım. Ellerimi yumruk haline getirip burnumdan sert bir nefes saldım. Zaten yaralarım çok ve çirkinim. Yeni yara yüzünden çirkin hep çirkin kalacaktır. Ama önce dolabıma geçtim. Siyah kapuşonlu tişört, siyah dar pantolon siyah şapka ve maske götürdüm. Benim tarzım... çirkinin tarzı bu olmalı ah...
Üstüme giydiğim gibi pencereden atladım. Acıttı, yaralandığıma kalıbımı basabilirdim. Ayakkabısız olmayı umursamadım. Zaten siyah çorap giymiştim. Ellerimi ceplerime yerleştirip başımı önüme eğip ilerledim. Hava çok güzeldi. Tabi ben akşama kadar kalacağım. Moralim bozuktu. Sandalye bulup oturdum. Sahilin önündeydim.
Denize bakıp iç geçirdim. "Bu hayata ne kadar dayana bilirim bilmiyorum.." dedim ve havaya sesli soluk saldım. Kahkaha sesleei duydum. "Aş bu bizim yaralı Juk değil mi?" Dedi birisi ve gülmeye devam ettiler. Ah hayır yine baş belalarım geldi. Off!
Ayağa kalkıp gideceğim sırada beni omzumdan yakalayıp yere attılar. Ah öldüm.. Sırtım bıçakla kesilmiş gibi zonkladı. Dişlerimi dudaklarıma sapladım. Sapkamı ve maskemi yere fırlattılar. "Verin onları" dediğimde yere atan erkek kıkırdadı. "Belinde yeni yara yarattık. Çok güzel bir hediye" dedi ve bana göz kırptı. Üç erkekti. İkisi beni kaldırıp salladılar. "Ne yapıyorsu-" gözlerim faltaşı gibi açıldı. Sözlerime devam edemedim.
Beni denize fırlattılar. "AAAAA!" Bağırdım öğlen olmuştu. Ben yüzemiyordum ki! Suyun içinde ellerimle ayaklarını oynattım. "Yardım edin!" Dedim su boğazıma kadar geldi. Aptalca yardım istiyordum. Ama sonuç ölüm olacak. Kimse beni kurtarmayacak. Gelselerde yaralar yüzünden kaçacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİSS HEALS•TAEKOOK+18
RandomKahraman bey garip çoçuğun yaralarını öperek iyileştirir. Semetae Ukekook Minific/ Başlangıc tarihi:19.08.2022 Bitiş tarihi:11.09.2022