Birinci Seans

295 20 13
                                    


Giriş

Saat sabahın dokuzuydu ve evdeki herkes uyuyordu. Bense bilgisayar ekranının başında geçen haftadan sözleştiğim psikoloğumun görüşmeyi açmasını bekliyordum.

"Günaydın." Beyaz görüntünün yerini kahverengi saçlı terapistim aldı. Ekran kalitesinden yaşını tahmin edemediğim, kaşları çizgi gibi ince, dolgun yanaklı bir kadındı.

Evimizin soğuğu dışarıda tutamayan balkonunda otururken üzerimdeki yorgana sıkıca sarıldım. "Günaydın."

Ekran kalitesi biraz düzelir gibi olunca gözlerinin kenarlarındaki kırışıklıkları fark ettim. Otuz, belki de kırk yaşındaydı.

"Bizimle görüşme yapmak istediğini söylemişsin." Bundan yaklaşık üç hafta önce, saat gecenin üçünde tam da dediği gibi bir görüşme formu doldurmuştum. İnternette okuduğum yazılara göre birçok kişi ağlamaktan şişen gözlerle psikoloğun yolunu tutardı. Benim gözlerim de en az o insanların gözleri kadar yorgundu. Ama aramızdaki ufak bir fark vardı.

Ben ağlamıyordum. Kalbim küt küt attığı için ya da krizler geçirdiğim için biriyle görüşme ihtiyacı hissetmiştim.

Hissedemediğim için yardım almaya gelmiştim.

Kırk yedi gündür bir gece bile doğru dürüst uyuyamazken bir kere bile ağlayamadığım için buradaydım.

Eğer internet bağlantısı daha iyi olsaydı psikoloğum benim aptal aptal sırıttığımı görürdü. Ama internet onu bu zevkten mahrum etti.

Başımı salladım. "Evet. Öyle yaptım."

Pandemi döneminde psikolojik desteğe ihtiyaç duyan üniversite öğrencileri için hazırlanan bir programdı. Başvurusu kolaydı, sekiz haftalık programı da tamamen ücretsizdi. Bu da ailesinin yanında kalıp ailesine neden zorlandığını anlatamayan bütün gençler gibi bana da cazip gelmişti.

"Benim adım Büşra. Başvuru formuyla beraber sürecin nasıl işleyebileceğinden bahsetmiştim. Görüşmeyi kayıt altına alacağımızı biliyor ve onaylıyorsun, değil mi?"

Tekrardan başımı salladım. Eski ben olsaydım o metni açar, baştan sonra okurdum. Lütfen kafamdan komplo teorilerinin geçtiğini düşünmeyin, hiçbir zaman o kadar telaşlı biri olmadım. Sadece her işi eksiksiz yapmayı bana alışkanlık haline getiren bir çocukluk geçirmiştim.

Ama bu metni üstünkörü okumuştum. Metnin bir köşesinde görüşmenin kayıt altına alınacağı da yazdığını hatırlıyordum. Ama o zaman olduğu gibi şimdi de bunun arkasındaki nedeni merak etmiyordum.

"Güzel," Büşra başını bir iki kez sallayıp notlarına baktı. "Sana hangi adınla hitap etmemi istersin?"

Ekranda görünen adımın aksine, benim bana ait olan tek bir adım vardı.

"Ada," diye cevap verdim. "Adım Ada."

Bir

""Fulya'yı kullanmıyorsun sanırım?" Büşra'yla karşılıklı olarak "senli" konuşacağımıza karar verdikten sonra söylediği ilk cümle buydu. Herkes adımın sadece Ada olduğunu söylediğimde Fulya adının ne kadar güzel olduğundan bahsederdi.

Başımı salladım. "Hayır. Sadece Ada'yım."

"Pekâlâ. O zaman istersen yavaştan başlayalım. Bana biraz kendinden bahseder misin?"

Derin bir nefes alırken geriye doğru yaslandım. Bu sorunun geleceğini biliyordum. Geçen hafta randevu tarihimizi belirlediğimizde internetten araştırmamı yapmıştım.

Adım AdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin